Haberin Kürtçesi için tıklayın
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi, Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun inceleme sonuçlarındaki görüşlere göre, Cumhuriyet davası sanıkları ile iki bireysel başvurucu, “özgürlüklerinden keyfi şekilde yoksun bırakıldı”.
BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’nun 19-28 Nisan 2017’de gerçekleştirdiği 78. oturumda aldığı kararlar, yine BM tarafından Türkçeleştirildi.
Üç ayrı kararda da uzun ve keyfi tutuklulukla ilgili başvuru yapanların durumu değerlendiriliyor. Cumhuriyet davasından o dönem tutuklu bulunan 10 kişinin yanı sıra tutuklu emniyet amiri Kürşat Çelik ile bir dönem tutuklu kalan iş insanı Rebii Metin Görgeç’in tutukluluğu hakkında görüş belirtiliyor.
BM Çalışma Grubundan “serbest bırakın” çağrısı
Çalışma grubu, Türkiye hükümetinin tutuklu kişilerin durumuna çözüm getirilmesi için gerekli adımları atmasını ve durumlarını Evrensel İnsan Hakları Bildirisi ve Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde yer alanlar da dâhil olmak üzere, ilgili uluslararası normlara uygun hale getirmesini talep etti.
Ayrıca, “uygun çözümün, tutuklu başvurucuların bir an önce serbest bırakılmaları ve uluslararası hukuka uygun olarak icra edilebilir bir tazminat ve diğer telafi yöntemlerine erişim hakkı sağlanması olduğunu” ifade etti.
“Tutukluluk, uluslararası hukuka aykırı”
BM’nin başvurularla ilgili üç ayrı görüşünde de şu noktalar yer alıyor:
“Önder Çelik, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Kadri Gürsel, Hakan Kara, Hacı Musa Kart, Murat Sabuncu, Bülent Utku, Güray Tekin Öz ve Akın Atalay’ın, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 10, 11 ve 19. maddeleri ve Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 14, 15 ve 19. maddelerine aykırı olarak özgürlüklerinden yoksun bırakılması, keyfidir ve II. ve III. kategori kapsamındadır.”
“Kürşat Çevik’in, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 9 ve 10. maddeleri ve Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 9 ve 14. maddelerine aykırı olarak özgürlüklerinden yoksun bırakılması keyfidir ve I. ve III. kategori kapsamındadır.”
“Rebii Metin Görgeç’in, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 9, 10 ve 11. maddeleri ve Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 9, 10 ve 14. maddelerine aykırı olarak özgürlüğünden yoksun bırakılması keyfidir ve I. ve III. kategori kapsamındadır.”
Beyannameye aykırılıklar |
Çalışma Grubu’nun görüşüne göre, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin ihlal edilen maddeleri şöyle: Madde 9- Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün edilemez. Madde 10- Herkesin, hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suç yüklenirken, tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır. Madde 11- 1. Kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır. 2. Hiç kimse işlendiği sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz. Kimseye suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Madde 19- Herkesin düşünce ve anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar. |
İhlal kategorileri |
Çalışma Grubu aşağıdaki halleri keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılma olarak kabul ediyor: (a) Özgürlükten yoksun bırakılmayı haklı kılacak bir hukuki dayanağın ileri sürülmesinin açıkça imkânsız olduğu durumlar (Örn. Bir kişinin cezası bitmesine ya da bir af kanunundan yararlanabilecek durumda olmasına rağmen tutulmaya devam edilmesi) (I. kategori); (b) Özgürlükten yoksun bırakılmanın Evrensel İnsan Hakları Bildirisi’nin 7, 13, 14, 18, 19, 20 ve 21. maddeleri ve taraf devletler söz konusu olduğunda Sözleşme’nin 12, 18, 19, 21, 22, 25, 26 ve 27. maddeleri ile güvence altına alınan hak veya özgürlüklerin kullanılmasının bir sonucu olarak ortaya çıkması durumu (II. kategori); (c) Evrensel İnsan Hakları Bildirisi ve söz konusu devlet tarafından onaylanmış ilgili uluslararası belgelerde ortaya konulan adil yargılanma hakkı ile ilgili uluslararası normlara, özgürlüğünden yoksun bırakılma halinin keyfi olarak kabul edilmesine yol açacak bir biçimde kısmen veya tamamen riayet edilmemesi durumu (III. kategori). |
Cumhuriyet davasından beş kişi tutuklu
Cumhuriyet davasından 5 Kasım 2016’da tutuklanmalarının ardından BM’ye yapılan başvuruda şu isimlerle ilgili görüş belirtiliyor:
Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, köşe yazarı Kadri Gürsel, karikatürist Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Önder Çelik, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi avukat Bülent Utku, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi avukat Mustafa Kemal Güngör, köşe yazarı Hakan Kara, Kitap eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay, okur temsilcisi Güray Öz.
Tıklayın - Mahkeme Kararını Açıkladı: Yedi Tahliye, Beş Tutukluluk Devamı
Başvurunun ardından Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı avukat Akın Atalay ile gazeteci Ahmet Şık da tutuklanmıştı.
28 Temmuz’daki ara kararla Utku, Kara, Çelik, Güngör ve Günay tahliye edildi. Sabuncu, Atalay, Gürsel, Şık ve aynı davada tweet'leri nedeniyle yargılanan Ahmet Kemal Aydoğdu halen tutuklu.
Avukat Fikret İlkiz, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Keyfi Tutuklama Çalışma Grubu'nun Cumhuriyet davasını ele alan raporunun Türkçe halini savunma kapsamında mahkemeye sunmuştu:
"Çalışma Grubu, en uygun çözümün, tutuklu isimlerini sayarak, bir an önce serbest bırakılmasını ve uluslararası hukuka uygun olarak tazminat ve diğer haklarının verilmesini talep etmektedir."
Rebii Metin Görgeç hakkında |
16 Ağustos 2016’da sabah saat 5’te İstanbul’daki evinden eşiyle birlikte gözaltına alındı, evinde arama yapıldı. Kendilerine arama kararı gösterilmedi, sadece “soruşturmanın Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile ilgili olduğu” söylendi. 24 Ağustos 2016’da, gece yarısı, polis merkezindeki bir “mahkeme” önüne çıkarıldı. Sorgusu başlamadan önce avukatı ile beş dakika görüşmesine izin verildi. Avukatlarının belgeleri incelemesine izin verilmedi. Daha sonra Görgeç’e hızlıca ifade tutanağı gösterildi ve imzalaması istendi. Ardından tutuklandı, Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Eşi ise sekiz günlük gözaltının ardından pasaportuna el konularak serbest bırakıldı. Görgeç’e yönelik suçlamalar resmi olarak açıklanmadı. 26 Kasım 2016’da serbest bırakılan Görgeç, eşiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek sığınma talebinde bulundu. |
Kürşat Çevik hakkında |
Emniyet Genel Müdürlüğünde amir konumunda bulunan Çevik, 19 Temmuz 2016’da görevden uzaklaştırıldı ve hakkında idari soruşturma açıldı. 21 Temmuz 2016’da bir yakalama emrine istinaden 15 meslektaşıyla birlikte gözaltında alındı. 29 Temmuz 2016’ya kadar tutulacağı Mardin İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Aynı gün 15 meslektaşıyla birlikte tutuklandı. Başvurusunu yaptığı 7 Nisan 2017 tarihi itibariyle Urfa’da 10 kişilik bir hücrede 23 kişi ile beraber tutuluyordu. |
(AS)