Nisan sonunda yayınlanan rapor, bölgede ifade özgürlüğü, tutuklamalar ve kadınların yaşam şartlarıyla ilgili "ciddi endişe duyulduğunu" belirtiyor. Kürt yetkililerse raporda yer alan iddiaların çoğunlukla ilk elden tanıklıklara dayanmadığı eleştirisini yapıyor.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin BM'yle ilişkiler koordinatörü Dindar Zebari IPS'e konuşarak "Bu rapordaki araştırmalar kimi zaman medyada yer alan haberlere kimi zamansa diğer kuruluşların çalışmalarına dayandığından isabetsiz" dedi.
Zebari, kendi hükümetlerinin yeni yasalar ve kamu kuruluşlarında reformlar yaparak kontrolü altında bulunan Erbil, Süleymaniye ve Dohuk'ta insan hakları durumunun iyileşmesi için çaba gösterdiğini anlattı.
"Kadına yönelik şiddeti önlemek için adımlar attık. Örneğin artık namus cinayeti işleyenler için af yada ceza indirimi yok".
Bölgedeki insan hakları savunucularıysa aynı fikirde değil. Rebin Resul İsmail BM raporunun eksik olduğunu "çünkü Kürdistan'da yaşanan tüm ihlalleri kapsamayı başaramadığını; sadece öne çıkan olaylara yer verdiğini" söylüyor.
IPS'e konuşan İsmail "Şu an durum oldukça kötü ve ben Kürdistan ve Irak'ta insan hakları durumunun iyileşeceği konusunda iyimser değilim" dedi. Ona göre, namus cinayetleri azalmak bir yana, tüm Kürdistanlı kadınları tehdit edecek boyutlara ulaştı.
BM verileri de kuzeyde kadınların yaşam koşullarının kötüleştiğini gösteriyor. Sadece Erbil eyaletinde 2003'ten bu yana 358 kadın kendini yakarak öldürdü. 218'i de buna kalkıştı. Rapora göre bunun sebebi kadınlar üzerinde erkek aile üyelerinin artan baskısı.
UNAMI raporunda yer alan bir diğer endişe verici konuysa mahkumların, özellikle de terörizm şüphesiyle yakalananların durumu. Rapor yerel yetkilileri tutuklulara işkence ve kötü muamele yapmakla suçluyor. Çoğu mahkum yargılanmadan uzun yıllar cezaevinde tutuluyor.
Kürt yetkililerin yıllardır övündükleri görece iyi durumda olan ifade özgürlüğünün varlığı de rapor da ciddi biçimde sorgulanıyor. Geçtiğimiz yıllarda birkaç gazeteci güvenlik güçlerince tutuklandı. Diğerleri de kaynağı meçhul tehdit ve saldırılara maruz kaldı.
Kürdistan Gazeteciler Sendikası (KSJ) başkanı Ferhad Awni "Bazen gazetecilerin güvenlik güçlerinin siyasi hissiyatına göre farklı davranışlarla karşılaştığını görüyoruz" diyor.
BM raporu KSJ'nin bağımsız bir örgüt olmadığını söylüyor fakat Awni bunu reddederek hazırladıkları yeni yasa parlamentoda kabul edildiğinde gazetecilere koruma sağlayacağını iddia ediyor.
Taslak yasaya göre, gazetecilere işlerinden dolayı yargılanmaları halinde hapis cezası verilemeyecek, para cezası verilebilecek.
Raporun aktardığı karanlık resim neden birçok Iraklının ülkenin yeni gerçekliğinden pek de memnun olmadığını anlatıyor.
"Maalesef, beklentilerimizin aksine Saddam Hüseyin sonrası Irak insan haklarını koruyan bir ülke haline gelmedi" diyor İsmail, ve ekliyor: "Irak felaket bir durumda ve bunun sorumlusu şu anki yöneticiler". (MAS/EÜ/TK)
* Bu haber 7 Mayıs'ta IPS Türkçe'de yayınlandı.