17-31 Mayıs Kayıplar Haftası bugün başladı. Türkiye, altı yıl önce imzaya açılan Birleşmiş Milletler (BM) Kayıplar Sözleşmesi’ni hala imzalamadı.
Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Naci Bostancı, bianet’e yaptığı açıklamada, başkanı olduğu Çözüm Komisyonu’nda Birleşmiş Milletler (BM) Kayıplar Sözleşmesi’nin de gündem maddeleri arasında girebileceğini söyledi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Amasya Milletvekili Bostancı, ilk toplantısını 9 Şubat’ta yapan Meclis Toplumsal Barış Yollarının Araştırılması ve Çözüm Sürecinin Değerlendirilmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’nun (Çözüm Komisyonu) başkanlığına seçilmişti.
“Kayıplar savcılıklara da iletildi”
Bostancı’ya daha önce de Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine Yönelik Alt Komisyon’da dinledikleri kayıp yakınlarının da talebi olan BM Kayıplar Sözleşmesi’ni sorduk.
Alt komisyonda aralarında kayıp yakınlarının da olduğu şu isimler dinlenmişti: Ümit Fırat, Doç. Dr. Hüseyin Yayman, Prof. Dr. Vedat Bilgin, Prof. Dr. Ümit Özdağ, Şanar Yurdatapan, Nadire Mater, Burcu Şentürk, Hıdır Öztürk, Süleyman Işık, Cahit Sarıkaya, Derya Serin, Hülya Yavuz, Haşim Çelik, Nebi Gültekin, Nedim Güneş, Mehmet Karakaya, Prof. Dr. Anıl Çeçen, Prof Dr. Erol Göka, Mehmet Arslan, Mahmut Arat, Kemal Burkay, İbrahim Güçlü, Coşkun Üsterci, İhsan Öztürk, Fatma Öztürk, Hanım Tosun, Nihat Ali Özcan, İrfan Bilgin, Begüm, Necdet ve Naif Erdoğan, İsmail Yaldır, Necmettin Sarı, Gülümay Özkan, Nesrin Şener, Hasan Dayan, Fatma Öztürk, Öztürk Türkdoğan, Mustafa Güzel, Sami Herman, İshak İbrahimzadeh, Güler Apaydın, Kadri Belgin, Münevver Cinsoy, Osman Partal, Erkan Omay, Prof Dz. Tbp. Kd Alb Kamil Nahit Özmenler, Zeynep Altıok Akatlı, Ali Akarpınar, Mehmet Ali Dikkaya, Nermin Serin, Cihan Sincar, Gökhan Aydıner.
Bostancı, bu komisyonda dinledikleri isimlerden aldıkları bilgileri savcılıklara ilettiklerini belirtti ve şunları söyledi:
“Terör komisyonunda da yakınlarını kaybedenleri dinlemiştik. Şimdiki çözüm komisyonunda da Türkiye’nin geçmişine dair çalışmalar yürüteceğiz. Komisyonun bir yaptırım gücü yok ancak yazdığımız raporlarla, ortak vicdanı ve insani değerlerle uyumlu bir çalışma ortaya koymayı planlıyoruz.”
Bostancı, BM Kayıplar Sözleşmesi’nin de bu çerçevede komisyon başlıklarından biri olarak ele alınabileceğini ifade etti.
BM Kayıplar Sözleşmesi nedir?
Tam adı "Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme" olan metin, zorla kaybetmeye mutlak bir yasak getirmesinin yanı sıra, taraf devletlerin iç hukuklarında bu eylemi bir suç olarak tanımlamasını da şart koşuyor.
Ayrıca yaygın veya sistematik kaybetme eylemlerini de insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında sayıyor.
20 Aralık 2006’da BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve 6 Şubat 2007’de imzaya açılan sözleşmede, 23 Aralık 2010’da 20 devletin taraf olması şartı yerine getirildi ve sözleşme yürürlüğe girdi. Sözleşmeyi bugün itibariyle 95 devlet imzaladı.
Sözleşmeye göre “zorla kaybedilme” devletin ajanları ya da devletin yetkisi, desteği ya da rızasıyla hareket eden kişiler veya bu kişilerin oluşturduğu gruplar tarafından gerçekleştirilen tutuklama, gözaltı, kaçırma ya da özgürlükten yoksun bırakmanın diğer biçimlerini takiben bir kişiyi kanun koruması dışında bırakacak şekilde özgürlükten yoksun bırakma gerçeğinin reddi ya da akıbetinin veya kayıp kişinin nerede olduğunun gizlenmesi olarak kabul ediliyor.
Sözleşme, hem kaybedilenlerin hem de ailelerin haklarını da garanti altına alıyor. Bunların arasında kaybetme eyleminin koşullarıyla, kaybedilen kişinin akıbetiyle ilgili gerçekleri bilme hakkının yanı sıra, zararın tazmini de yer alıyor.
Sözleşme, ayrıca, sözleşmede belirtilen işlevlerin yerine getirilmesi amacıyla Zorla Kaybedilme Komitesi kurulmasını öngörüyor.
Dünya çapında zorla kaybedilenlerin sayısı kesin olarak bilinmiyor. Irak'ta 1980'den bu yana çatışmalar nedeniyle kaybedilenlerin sayısının 375 binle 1 milyon arasında, eski Yugoslavya'da on yıl önceki çatışmalar nedeniyle de hâlâ 17 binden fazla kişinin kayıp olduğu tahmin ediliyor. Afrika'da da on binlerce kişinin kayıp olduğu biliniyor. Kızılhaç'a göre, yalnızca Angola'daki kayıpların sayısı 22 bini buluyor.
Zorla kaybetme, aynı anda birçok insan hakları ihlali anlamına geliyor: Kişi güvenliği ve bütünlüğü, işkence, zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele görmeme, adil yargılanma ve aile yaşamı hakları. (AS)
* Sözleşmenin İngilizce tam metnini görüntülemek için tıklayın.
* Sözleşmenin imza durumunu görüntülemek için tıklayın.
* İnsan Hakları Ortak Platformu’nun (İHOP) Türkçe’ye çevirdiği metne buradan ulaşabilirsiniz.