Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi’nin verilerine göre, Türkiye'de yaşayan dört milyon mültecinin yüzde 70’ini kadın ve çocuklar oluşturuyor.
Gaziantep Belediyesi ve BM Kadın Birimi, mülteci kadınların ve kız çocuklarının yaşamlarının iyileştirilmesinde ortak projelere imza atıyor. Bu projelerde yüzlerce kadın ve kız çocuğu, yeni beceriler elde ederken sosyalleşme imkânı da buluyor.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Avrupa ve Orta Asya Direktörü ve BM Kadın Birimi Türkiye Temsilcisi Alia El Yassir, Ankara’da düzenlenen “Türkiye’de toplumsal cinsiyete duyarlı mülteci destek programları” başlıklı konferans için Türkiye’deydi.
TIKLAYIN - "Mülteci Kadınların Sesini Duymalı, Duyurmalıyız"
El Yassir ile hem konferansı hem de BM Kadın Birimi’nin Türkiye perspektifini konuştuk.
BM Kadın Birimi’nin Türkiye’ye yönelik perspektifini anlatır mısınız?
Bizim Türkiye’ye yönelik çalışmalarımızın üç aşaması var. Bu üç aşamaya ilişkin sadece Türkiye değil tüm ülkelere yaklaşımımız böyle. Bunun birinci aşaması, küresel aşama biz buna yani normatif gündem diyoruz.
Türkiye gibi ülkelerin taraf oldukları antlaşmaları uygulamalarıyla ilgili. Forumlarımız var. Ülkelerin bu forumlara katılımından kendi süreçlerini takip ediyoruz. Yani, küresel ölçekteki normatif gündemle takip ediyoruz.
İkinci safha ise bölgesel safha dediğimiz safha. Buna İstanbul Sözleşmesi örnek gösterilebilir. Bu sözleşme daha çok bölgesel bir antlaşma. Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nde büyük taahhüt ortaya koymuş durumda. Uygulanması noktasında inceleme yapıyoruz.
Türkiye bu açından sözleşmeyle diğer bölge ülkelerinden ayrılıyor. Çünkü, Türkiye, büyük bir taaddüt ortaya koydu.
İstanbul Sözleşmesi Nedir? - TIKLAYIN
İstanbul Sözleşmesi, İç Hukukta Nasıl Uygulanıyor? - TIKLAYIN
Üçüncü safha ise, ülke düzeyi bu bizim açımızdan en önemli açı bu. Bizim esas alanımız da bu. Türkiye’nin ortaya koyduğu bu taaddütü gerçekleştirmese el ele vermek. Türkiye hükümetiyle el ele vererek orak nokta bu güçlü taaddütü nasıl uygulanacağı ve sahaya yansıyacağı. Türkiye ile çok güçlü bir birlikteliğimiz var bu anlamda.
Sizin gözlemlerinize göre Türkiye bu büyük taaddütleri yerine getiriyor mu?
Türkiye’nin ikili bir sorumluluğu var. Türkiye’deki iyi örnekleri dünyadaki diğer ülkelere sunmak ve dünyadaki örnekleri alıp Türkiye’de uygulayabilmek. Deneyim aktarımı da diyebiliriz. Türkiye’nin böyle bir sorumluluğu da var. Türk hükümeti sorumluluğunu yerine getirme konusunda çaba gösteriyor. Türkiye’nin görevleri İstanbul Sözleşmesi ve başka sözleşemelerle belirlenmiş durumda.
"Özel sektör çalışmalara daha fazla dahil olabilmeli"
Konferansa gelecek olursak..
Bugün konferansın amacı mevcut çalışmalarımıza nasıl yeni açılımlar katabiliriz, bunu tartıştık. Fikir alışverişinde bulunduk. Antep’teki uygulamaları nasıl genele yayabiliriz, nasıl daha fazla mültecinin erişimine açabiliriz, bunları tartıştık. Özellikle bizim açımızdan Türkiye hükümetiyle ortaklığımızı genişletme amacındayız.
Türkiye’de çok güçlü olan bir özel sektör var. Biz ilerideki çalışmalarımızda özel sektörü de dahil edip kamu özel sektör çalışmalarını büyütmek istiyoruz.
UN Women olarak sizin Türkiye halkına bir mesajınız var mı?
Türkiye hükümetinin ve Türkiye halklarının takdire şayan çalışmaları var. Türkiye hükümetinin verdiği sözleri yerine getirmesi için biz bütün desteği vermeye devam edeceğiz. Bu insanlar kendi evlerini, kendi hayatlarını kurana kadar desteğimiz sürecek.
UN Women Türkiye hakkında BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi 2014 yılında İstanbul'da kuruldu ve Arnavutluk, Bosna Hersek, Gürcistan, Kazakistan, Kosova (BM Güvenlik Konseyi'nin 1244 sayılı kararı ile), Kırgızistan, Moldova, Sırbistan, Tacikistan, Makedonya Cumhuriyeti, Türkiye, Türkmenistan ve Ukrayna'daki çalışmaları destekledi. Ankara'da faaliyet gösteren BM Kadın Birimi, 2012 yılından bu yana Türkiye'de projeler yürütüyor. 2016 yılında ise BM Kadın Birimi, Türkiye'de kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum ve diğer BM ajansları ile yürüttüğü ortaklıklar ve iş birlikleri ile çalışmalarını hızlandırmıştır. BM Kadın Birimi, aynı zamanda BM Ülke Ekibi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Grubu'nun başkanlığını yürütüyor. Türkiye'de yürütülen bazı projeler şöyle: * 2011-2014 yılları arasında UNDP-UN Women ortaklığıyla yürütülen 'Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Yönelik Elverişli Ortamın Teşvik Edilmesi Birleşmiş Milletler Ortak Programı'nın devamı niteliğindeki 'Türkiye'de Siyasi Liderlik ve Siyasi Katılımda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi' Aralık 2014'te başladı. *BM Kadın Birimi, Kadının Güçlenmesi Prensiplerinin (WEPs) savunuculuğunu yaparak özel ve kamu sektöründe kadınların liderliğini ve katılımını artırmak için çalıştı. WEPs kadınların güçlenmesine yönelik politika ve uygulamaların gözden geçirilmesi ya da yenilerinin hayata geçirilmesi için imzacı kurumları destekledi. Türkiye, dünyada en fazla WEPs imzacısı olan ikinci ülkedir. * BM Kadın Birimi, toplumsal cinsiyet eşitliği için küresel dayanışma hareketi HeForShe kampanyasını 2015 yılından bu yana, aralarında Koç Holding, Vodafone Türkiye ve Unilever Türkiye'in de bulunduğu Küresel Etki Şampiyonlarının da desteğiyle Türkiye'de yürüttü. * BM Kadın Birimi, uluslararası antlaşmalar ve ulusal mevzuatın öngördüğü şekilde, mülteci kadın ve kız çocuklarının güçlenmesi, fırsatlara, haklara ve hizmetlere erişimi için çalışmalar yürüttü. * BM Kadın Birimi, mülteci müdahale planı kapsamında mülteci kadın ve kız çocuklarının ekonomik ve sosyal entegrasyonunu geliştirmek amacıyla 2017 yılında Gaziantep'te açtığı kadın merkezi ile "Gaziantep Kadın Merkezi: Yaşam Kaynakları Desteği" projesini uygulamaya başladı. Merkez, Japonya Hükümetinin finansal desteği, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Gaziantep Belediyesi ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) ortaklığı ile işletiliyor. |
(EMK)