Inter Press Service'te (IPS) yayımlanan bu söyleşiyi bianet için Tuğçe Yılmaz çevirdi
IPS, Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi’nin (UNEA-5) beşinci oturumundaki gündemi öğrenmek için BM Çevre Programı (UNEP) Genel Müdür Yardımcısı Joyce Msuya ile röportaj yaptı.
BM Çevre Programı (UNEP) Genel Müdür Yardımcısı Joyce Msuya, çevre sorunlarının kalkınma sorunları olduğunu ve bu nedenle de herkesin sorunu olduğunu söylüyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi’nin (UNEA-5) beşinci oturumuna katılan delegeler şunu duydu: Gezegenle barışmak ve tüm insanlığın gelişebilmesi için çevresel koşulları yaratmak istiyorsak, yollarımızı radikal bir şekilde değiştirmenin zamanı geldi.
Hükümet liderleri, işletmeler, sivil toplum ve çevre aktivistlerinin katıldığı dünyanın en önemli çevresel karar alma organı olan meclis, “Doğa İçin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine Ulaşmayı Güçlendirme Eylemleri” teması altında bir araya geldi.
23 Şubat’ta sona eren meclis öncesinde IPS, iki günlük etkinlikten neler bekleyebileceğimizi öğrenmek için BM Çevre Programı (UNEP) Genel Müdür Yardımcısı Joyce Msuya ile röportaj yaptı.
Eylem, ortaklık ve destek
Afrika ülkeleri, Birleşmiş Milletler Çevre Meclisi’nin (UNEA) beşinci oturumundan ne gibi bir sonuç beklemeli?
UNEA, çevre konularında en yüksek uluslararası otoritedir ve doğa ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne (SDG) odaklanmaktadır.
Afrika ülkeleri açısından, masaya üç şey koyacağım. Birincisi eylem. Bilim çoktan konuştu. İklim değişikliği bir sorun ve biyoçeşitlilik kaybı her zamankinden daha hızlı bir oranda gerçekleşmekte. Son olarak atık, özellikle plastik atık kirliliği büyük bir sorun. Bu yüzden ihtiyacımız olan şey, Afrika ülkelerinin bu üç gezegensel krizin üstesinden gelmek ve eylemler açısından ne yapmayı planladıklarını topluca görmek için Afrika seslerini ve liderlerini UNEA’ya getirmektir.
İkincisi ise ortaklık. Çevre sorunları kalkınma meseleleridir ve bunlar herkesin sorunudur. Yurttaşlar evlerinde küçük değişiklikler yapabilir, topluluklar atık yönetimi gibi değişiklikler yapabilir ve okyanusların etrafında yaşayanlar mavi ekonomiye bakabilirler. Bu nedenle, hükümetlerin çevresel değişiklikleri ele almak için özel sektör, yerli topluluklar, gençler ve hatta çocuklar ile birlikte nasıl çalıştığını görmeliyiz.
Üçüncüsü ise UNEP’e destek. UNEP, Birleşmiş Milletler’in Güney yarımkürede bulunan tek ve en büyük varlığı. Bu yüzden sadece Kenya hükümeti tarafından değil, Afrika hükümetleri tarafından da desteklenmesinin tam zamanıdır.
Salgın etkisi
COVID-19 durumu, bu sonuçları nasıl etkileyecek?
COVID-19, toplantıyı şimdiden etkiledi ve üç şekilde etkilemeye de devam edecek. Pandemi aslında bize çevrenin ve insan sağlığının birbirine bağlı olduğunu gösterdi.
Örneğin, geçen Haziran ayında UNEP, doğa ve virüsler arasındaki bağlantıyı göstermek için zoonotikler üzerine bir çalışma yayımladı. Toplantının etkisi açısından ise bu, 100’den fazla ülkenin çevrimiçi olarak katıldığı ilk sanal toplantı. Bu sanal bağlantı COVID-19 nedeniyle kuruldu. Üçüncüsü, sanal bağlantı nedeniyle, Nairobi’de temsil edilmeyen ülkeler ve üye devletler internet aracılığıyla toplantıya katılabildiler. Bu nedenle, kapsayıcı çok taraflılık da toplantının bir parçası olarak sergilenecek.
Son 9 yıl
UNEA-5’in “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Gündemi: 2020’de Ulaşılacak Doğa İçin Eylemlerin Güçlendirilmesi” temasının seçimine neden olan neydi?
Temanın tasarımı ve anlaşması bir danışma sürecine dayanıyordu. Örneğin, Afrika’da çevre konularını ele alan bir Afrika Bakanlar toplantısı yapıldı. Tema, üye devletlerin gözden geçirilmesi için önerildi, farklı ülkelerin ilgi düzeyi hakkında tartıştılar ve toplu olarak bu temaya karar verdiler. Bu doğa için değil, aynı zamanda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için de güncel bir tema.
Hedeflere ulaşmak için son tarih olan 2030’a dokuz yıl kaldı. BM Genel Sekreteri’nin daha önce de belirttiği gibi, bu gündem 2030 ajandası söz konusu olduğunda BM için on yıllık bir eylem planıdır.
“İşletmeler için Küresel Çevresel Bakış Açısı”
BM Genel Sekreteri ayrıca, tüm üye devletlerden 2050 yılına kadar sıfır emisyon taahhütleri için dişlerini sıkmalarını ve COP’un bunun gerçekleşmesi gereken en uygun forum olduğunu söyledi. UNEP taahhütler açısından ne görmek istiyor?
Genel Sekreterliğin altında çeşitli ekiplerle çalışıyoruz ve söylediği şey aslında çalışmalarımıza rehberlik eden şey. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) ile yaklaşmakta olan iklim değişikliği konusunda Taraflar Konferansı (COP) ile çok yakın çalışıyoruz ve tartışmalara yardımcı olmak için bilim süzgecinden geçiriyoruz.
Ayrıca, Çin’in ev sahipliği yapacağı biyoçeşitlilik ile ilgili COP’u unutmamalıyız, çünkü doğa ve iklim değişikliği el ele gidiyor. Buna ek olarak, örneğin işletmeleri bilgilendirmek için bilimsel destek sağlıyoruz. Son zamanlarda, işletmelerin iklim değişikliğinin etkisini azaltmada ne gibi bir rol oynayabileceklerini anlamalarına yardımcı olmak, veri ve bilimsel destek sağlamak üzere ‘İşletmeler için Küresel Çevresel Bakış Açısı’nı başlattık.
Sulak alanların korunması
Birçok Afrika ülkesinde, insanlar sulak alanları işgal ettiler ve özellikle kentsel alanlarda artan nüfusa uyum sağlamak için binalar inşa edildi. Bu sizi endişelendiriyor mu? Eğer öyleyse, bu konu nasıl ele alınabilir?
UNEP’te, sulak alanların, meydana geldikleri alanlarda mikroiklimlerin korunmasında ve buharlaşma yoluyla atmosfere nemin salınmasında önemli olduğuna inanıyoruz. Küresel düzeyde, sulak alanların korunmasını savunuyoruz.
Bir ülkeden diğerine sulak alanların korunması konusunda çok iyi çalışan bir dizi ülke ile çalıştık. Genel olarak, birçok Afrika ülkesinde, sulak alanların korunmasını savunduğumuz çevre bakanlıklarıyla bir münazara başlatıyoruz.
Biyoçeşitlilik taslağı
Dünyadaki biyoçeşitlilik kaybını tersine çevirmek için ne tür politikalar uygulamalıyız?
UNEP’in Biyoçeşitlilik Sekreterliği ile çalıştığı yerlerden biri 2020 sonrası Biyoçeşitlilik Çerçevesi üzerinedir. Taraflar, üye devletler ve çevre topluluğu önceki çalışmalardan öğrenilenlere bakıyorlar. Ve şimdi COP’ta tartışılacak yeni bir biyoçeşitlilik taslağı var.
Bu nedenle, ilk amacımız Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi'nin (CBD) çalışmalarına maddi destek sağlamak.
İkincisi, örneğin Kenya’da, ağaç dikimi için İçişleri Bakanlığı ile çalışıyoruz. Hükümet, önümüzdeki iki yıl içinde ve Afrika departmanımız aracılığıyla milyonlarca ağaç dikmek için bir hedef belirledi. Bu çabaları destekliyoruz. Bazı çalışanlarımızın ağaç dikmek için yerel topluluklarla el ele vermelerini sağladık.
Üçüncüsü ise ortaklıklar. Ağaçlar sadece çevre için değil, aynı zamanda tarım sektörü için de önemlidir. Bu nedenle, ağaç dikimini savunmak ve desteklemek için BM’nin diğer bölümleriyle el ele veriyoruz.
Salgının iklim eylemine etkileri
COVID-19 ve karantinalar küresel olarak iklim eylemini nasıl etkiledi?
Bu çok ilginç bir soru. Pandeminin yaklaşık bir yıl önce ortaya çıkmasından bu yana, ofisler ve ekonomik faaliyetler de dahil olmak üzere birçok ülke kapandı. Deneyime bağlı kanıtların öne sürdüğü şey, hava kirliliğinin ele alınması. Bunun nedeni, sokaklarda çok fazla araba ve havada çok fazla kirlilik olmamasıdır.
Bununla birlikte, pandeminin hâlâ insani bir sorun ve bir kriz olduğunu unutmamalıyız, çünkü insanlar işlerini ve daha birçokları hayatını kaybetti. Örneğin doğa ve sağlık arasındaki bağlantıyı anlamak için Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte çalışıyoruz. Bunun aynı zamanda ekonomik bir sorun olduğunu da biliyoruz ve şu anda birçok ülkenin ekonomilerini yeniden inşa ettiğini görüyoruz. Ancak COVID-19 sonrası dönem bize ekonomilerimizin yeşil bir yeniden inşası için bir fırsat sunuyor.
Bu nedenle pandemi düşündürücü bir zamandı; ancak aynı zamanda UNEP’in, üye devletlerin ve çok taraflılığın hâlâ pratik bir şekilde işleyebileceğini de gösterdi.
Söyleşinin orijinali için tıklayın
(TY/EKN)