İsviçre'nin Cenevre kentinde toplanan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi, Durban Konferansı'nda ırkçılıkla mücadeleye dair alınan kararların bir eylem programına dönüştürülmesini öngören bir kararı benimsedi.
Pakistan'ın İslam Konferansı Örgütü adına sunduğu metin, 23 kabul, 13 çekimser ve 11 oyla kabul edildi. Aralarında Avrupa Birliği ülkeleri, Kanada ve Şili'nin de bulunduğu ülkelerin temsilcileri metne karşı oy kullandı.
"İslam'a yönelik iftira" ile mücadele çağrısı
Söz konusu metnin BM üyesi ülkelerini, "dinlere yönelik iftiranın sonucu olarak gerçekleşen nefret, ayrımcı ve tacizkar eylemlere karşı" önlem almaya çağırdığını bildiren Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, Konseyin, "dinlere yönelik iftira" kavramını resmen kabul etmesini eleştirdi.
RSF'ye göre belgede, "İnternet dahil, elektronik, görsel işitsel ve basılı medyanın (..) dini sembollere ve kutsal kişiliklerin hedef alınması için kullanılmasından üzüntü duyulmaktadır" şeklinde bir ifade yer alıyor.
Kararda, "BM İnsan Hakları Konseyi, bazı devletlerin ayrımcı uygulamalar karşısında harekete geçmemesinden kaygılanmaktadır ve genelde tüm dinlere, özelde de İslam ve Müslümanlara yönelik gelişen iftira uygulamalarıyla gerçek anlamda mücadele edilmesi gereğini hatırlatmaktadır" deniliyor. İkinci Durban Konferansı, 20-24 Nisan günlerinde Cenevre'de gerçekleşecek.
RSF: İslam dininin eleştirisi yasaklanıyor
Kararın oylanmış olmasını büyük şaşkınlıkla izlediğini açıklayan RSF, BM İnsan Hakları Konseyi'nin Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'nin temellendiği değerleri savunamadığını duyurdu.
"Konsey savunmakla mükellef olduğu ifade özgürlüğüne ağır bir darbe indirmiş oldu. Amacı İslam dinine yönelik eleştirileri boğmaya dönük hazırlanan bu metni oylayarak Konsey, bir kez daha gösterdi ki, insan hakları adına mücadele veremediğini gösterdi. Bu karar bir skandaldır. Konsey, dine dayalı nefretle mücadele adı altında medyadan artık İslam'ı eleştirmesini istiyor."
"BM, düşünce özgürlüğü için artık kaygan zemin"
"BM, düşünce özgürlüğü için artık tehlikeli bir kaygan zemini oluşturuyor. Tüm özgürlükler aynı güçle savunulmalıdır. Bir özgürlüğe, tüm diğerleri feda edilerek savunulamaz. Bu, Konseyin kuruluş ilkelerine aykırıdır." (EÖ)