Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), "Emek, Özgürlük, Demokrasi Bloku"nun destekleyerek gireceği 12 Haziran Genel Seçimleri öncesi açıkladığı seçim bildirgesinde, "Kürt sorununun çözümü için farklı dil ve kültürlerin koruma altına alındığı yeni bir anayasa yapılmalı" diyor.
Blokla yaptığı ittifakla 44 ilde 66 bağımsız aday gösteren BDP, yeni anayasanın bir an önce geniş kesimlerin de katılımıyla yapılmasının önemine vurgu yaptı; Diyarbakır ve Van gibi illerde görülen ve Kürtçe savunma hakkının kısıtlandığı Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Türkiye Meclisi'ne yönelik davalardan tutuklu yargılananların serbest bırakılması da istendi.
Bildirgenin önemli konu başlıklarından bazılarını da Kürtçe eğitim ve öğretimi ve demokratik özerklik oluşturuyor. Öneriler arasında yüzde 10'luk seçim barajının kaldırılması ve uzun süre seçim döneminde Kürtçe propaganda yapılmasını cezalandıran Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilmesi de talep edildi.
"Herhangi bir ideolojiyi dayatmayan, ulusu ve vatandaşlığı etnik temelde tanımlamayan, devletin yetkilerini sınırlayan, bireysel-kollektif haklara dayalı, emekten yana, cinsiyet özgürlükçü, doğaya saygıyı insana saygıyla bir tutan, Türkiye'nin bütün farklı kültürlerini, inançlarını, değerlerini koruyan yeni bir anayasayı hep birlikte yapacağız.
"Ana dilde eğitim ve öğrenimin önündeki engeller kaldırılmalı ve Kürtçe'nin serbest kullanılabilmesi için gerekli düzenlemelere gidilmeli
"Merkezi yönetim yerine yerel yönetimlerin güçlendirilmeli, temsil ve katılım önündeki engeller kaldırılsın
"Vicdani red hakkinin tanınmalı, zorunlu askerlik kaldırılmalı.'
"Geçmiş dönemlerde ve yakın zamanda yaşanmış olmasına rağmen, üstü örtülmüş bütün toplumsal acıların, insan hakları ihlallerinin, katliamların, sürgünlerin, askeri darbelerin, işkencelerin, faili meçhul cinayetlerin, köy yakmaların ve kayıpların sorumluların açığa çıkarılması, faillerinden hukuk içerisinde hesap sorulması, mağduriyetlerin ve toplumsal travmaların giderilmesi açısından, kurulacak bir Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu ile geçmişle yüzleşme sağlanacaktır. Dersim, Ağrı, Zilan, Maraş, Çorum, Sivas katliamları da bu komisyon tarafından araştırılarak bütün gerçekler açığa çıkarılacaktır.
"Uluslararası standartlarda kurulmuş ve faaliyet gösteren böylesi bir komisyon demokrasi ve barış için mutlak bir ihtiyaçtır.
"Türkiye sosyo-ekonomik yapılarına göre 20-25 özerk bölgesel yönetime ayrılacak. Bu idari modelde, birbiriyle yoğun bir şekilde sosyo-kültürel ve ekonomik ilişki içinde bulunan komşu illeri kapsayan, yapı olarak seçimle iş başına gelen il genel meclislerine benzeyen âdem-i merkeziyetçi bölgesel meclis olacaktır. Bu meclisler Türkiye'nin bölgesel özgünlüğüne göre siyasi ve idari olarak hukuki, siyasi güvenceye ve kimliğe kavuşturulmalıdır.
"Bu bölgesel meclisler, eğitim, sağlık, kültür, sosyal hizmetler, tarım, denizcilik, sanayi, imar, çevre, turizm, telekomünikasyon, kadın, gençlik, spor ve diğer hizmet alanlarından sorumlu olacaktır. Dışişleri, maliye ve savunma hizmetleri de merkezi hükümet tarafından yürütülecektir. Emniyet ve adalet hizmetleri merkezi hükümet ve bölge meclisleri tarafından ortak yürütülecektir. Tüm ülkede geçerli olan resmi dil Türkçe'nin yanında, bölgeler kendi özgün ihtiyaçlarına göre başka dilleri de ikinci, üçüncü dil olarak kullanabilecektir." (EÖ)