Hapishane, dışarıdakiler içeridekilerden özgür olduklarını zannetsinler diye yapılmış... Dışarıda olup düşünsel olarak sisteme bağımlı olan o kadar çok insan var ki.
Düşüncelerin yüreklerin kimliklerin halkların özgür olması dileğiyle, Şanlıurfa Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Milletvekili İbrahim Ayhan'la halen bulunduğu Şanlıurfa Kapalı Cezaevinden avukatı aracılığıyla yapılan röportajı okuyabilirsiniz.
Geçen dönem milletvekilliğini az fark oyla kaybetmiştiniz bu dönem aldığınız oy oranı ile rekor kırdınız size olan desteğin katlanarak artmasını nasıl yorumlarsınız?
Öncelikle şahsınızda tüm Urfa halkımızı en içten duygularım özlemle, sevgiyle selamlıyorum. Ülke olarak demokrasiye,özgürlüğe ve barışa her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz hassas bir süreçten geçiyoruz. Duyarlı olan herkesin bu süreçte üzerine düşen sorumlulukları azami ölçüde rolünü oynaması gerekmektedir.
Ben de uzun bir süreçten beri demokratik siyasal mücadelede halkımızın özlemini duyduğu değerler için çalışmalar yürütüyorum. Bu kapsamda 2007 yılındaki genel seçimlerde halkımızın büyük desteğine rağmen oynanan oyunlardan dolayı milletvekilliğini çok az oy farkıyla kaybettim.
Daha sonra demokratik siyaset çalışmalarını partimde sürdürdüm. Bu süreç içerisinde başta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal sorunların çözümü için tüm gücümle çalışarak halkımızın yanında yer aldım. Ancak bu çalışmaları yürütürken ve halen de cezaevinde olmam dahil olmak üzere birçok haksız ve hukuksuz uygulamalara maruz kaldım.
Buna karşın 12 Haziran seçimlerinde halkımızın büyük desteğiyle ve sahiplenmesiyle yüksek sayılan oylarla cezaevinde milletvekili seçildim. Rekor bir oyla halkımızın sahiplenmesini kuşkusuz çok önemli görüyorum.
Aslında şahsımdaki bu sahiplenme haksızlığa karşı adalete ve barışa olan sahiplenmedir. Halkımız özgürlükten yana tercihini güçlü bir şekilde ortaya koymuştur, diye düşünüyorum. Bu durumu önemsemek ve saygı duymak gerekiyor.
Diğer milletvekilleriyle birlikte yasaklandınız. Sizce yasal ve hukuki yollarla mücadeleye ek olarak, hangi yolları denemeyi düşünüyorsunuz?
Doğrusu böylesi bir yasakla karşı karşıya kalacağımızı tahmin etmemiştim. Halkımızın iradesine karşı tahammülsüzlüğün bu düzeyde gerçekleşmesi çok vahim bir durumdur. Bu karar hiçbir şekilde hukuki değildir. Tamamen siyasi bir konu, yasal ve hukuki mücadelemiz sonuna kadar sürecektir. Ancak bunun dışındaki tüm demokratik tepkileri, halkımızın kendi iradesine sahip çıkma temelinde güçlü bir şekilde ortaya koyduğuna inanıyorum.
Hükümetin bu sorunu çözeceğine inanıyor musunuz? Sizce Meclis'i etkilemenin ve kararı geri çekmek için yasal değişikliklere gitmeye zorlamanın en geçerli yolu nedir?
Sorunu çözme konusunda hükümetin samimi olmadığına inanıyorum. Sorunu yaratan esas nedenin hükümet olduğunu düşünüyorum. Çözümsüzlüğe dair söylem ve yaklaşımlarında bunu görmek mümkündür. Hakkımızda verilmiş herhangi bir yargı hükmü olmadığı halde meclise gidemememiz, halkın iradesinin rehin tutulmasıdır. Bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılması demokrasi ve özgürlük değerlerine sahip çıkarak gerçekleşecektir.
"Ya Özgürlük Ya Özgürlük" seçim sloganıyla kampanya yürütüldü. Özgürlük şimdi verilmediğine göre, "Ya Özgürlük"ün ikinci şıkkı olan alternatifiniz ne olabilir? Sözgelimi özerkliğin ilanı olabilir mi?
Özgürlüğün alternatifi yine özgürlüktür. Yapılması gereken daha fazla özgürlük mücadelesi vermektir. Demokratik özerkliği de bu kapsamda değerlendirmek gerekir.
Cezaevinde ne tür eylemler ve tepkiler gerçekleştirmek niyetindeyseniz?
Yaşanan hukuksuzluğa karşı daha çok yazılı iletişim yoluyla düşüncelerimi paylaşarak tepkimi dile getirmeye çalışıyorum. Dört duvar arasında kısıtlanmış olmak bunun dışında başka bir alternatif bırakmıyor.
Seçmenlerinizi, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) "oyumuz gasp edildi" türünden şikayet etmeye yönlendirecek misiniz?
Bu tür hak arama yolları kuşkusuz halkımız tarafından değerlendiriliyor. Halkımızın kendi oyuna sahip çıkma konusunda çok duyarlı ve bilinçli olduğuna inanıyorum. Bunun için kararlı bir mücadele içerisinde olacaklarına inanıyorum.
Vekilliğinizin düşmesi halinde, yerinizi muhtemelen Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) milletvekilleri alacaktır? Onlara "milletvekili olmayın; haram lokma yemeyin" diye çağrı yapmayı düşünüyor musunuz?
Onlar haram lokmayı Diyarbakır'da yediler zaten, tüm engellemelere rağmen halkımızın bin bir zorlukla kazandığı vekillere AKP'nin göz dikmesi akıl almaz bir ruh hali...
Eğer bu milletvekilleri sizin çağrınıza uymazlarsa, onları tecrit etmek ve reddetmek veya boykot etmek konusunda Urfalı seçmenlerinize çağrı yapacak mısınız?
Şayet böyle talihsiz bir durum gerçekleşirse halkımızın onlara en iyi cevabı vereceğine inanıyorum. Halkımız her açıdan onları mahkum edecektir.
Bu bağlamda Urfa Halkına sesimi ulaştırmasa da köprü görevi aldığınız için başta siz olmak üzere tüm duyarlı insanlara selam, saygı ve sevgilerimi iletiyorum. Özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle... (GS/BA)
* İbrahim Ayhan: 1969 Urfa doğumlu. Van 100. Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunu. 1997-2007 yılları arasında Eğitim-Sen Şanlıurfa Şube Yöneticiliği ve Şube Başkanlığı yaptı. Şanlıurfa Demokratik Toplum Partisi (DTP) ve BDP il başkanlığı görevini yürütürken 2010'da tutuklandı. Halen Şanlıurfa Kapalı Cezaevinde.