Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 418. buluşmalarında 12 Mart 1993’te Urfa Siverek’te gözaltında kaybedilen Özgür Gündem muhabiri Nazım Babaoğlu’nun dosyası kamuoyu ile paylaşıldı.
418. buluşmada, 1995’te kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, 1992’de kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşkaya ve Nazım Babaoğlu’nun kaybedilmesinin tanıklarından gazeteci Bayram Balcı da birer konuşma yaptı.
Nazım Babaoğlu’nun annesi Makbule Babaoğlu’nun da ses kaydı dinletildi.
“Kayıp bizim kod adımız”
1995’te kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, oğlunun ağzından yazdığı mektubu paylaştı.
“18 yıldır kimse beni ben olarak tanımıyor. Anamı da anam olarak tanımıyorlar. Ben ‘gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ anam da ‘Cumartesi Annesi’ olarak tanınıyor. ‘Kayıp’ bizim kod adımız oldu.
“Resimlerimiz çok şanslı. Sıcacık güzel insanların kucaklarında taşınıyoruz. Biz arananlar ne yaşadık, ne işkenceler gördük, nerelere atıldık bilmiyorsunuz. Bizi kaybedenler de söylenmiyor. Bizi yok edenler sorgulanmıyor.
“O resimdeki Murat’la şimdiki farklı. Şimdiki Murat’ı zaten gören de bilen de yok. Sanki masallardaki gibi bir varmış bir yokmuş.
“Anam da o zamanki anam değil. O zamanki anam adalete, kanunlara saygılıydı. Şimdi isyankar. ‘Verin benden aldığınız oğlumu’ diyor.”
“Yeni bir yalan duvarı örmeyin”
1995’te kaybedilen Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak da 18 yıldır adalet aradıklarını ama hep yalanlarla karşılaştıklarını söyledi.
“Artık yalanları istemiyoruz. Herkes yeni süreç diyor. Bir an önce devletin kendi gerçeğiyle, kirli politikalarıyla yüzleşecek adımları atmasını istiyoruz. Yeni bir yalan duvarı örmeyin. Gerçeklerle yüzleşin.”
“Düşmanlığın da mertliği olur”
Nazım Babaoğlu kaybedilmeden bir yıl önce Siverek’te kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın oğlu Şerif Taşkaya da o dönem Siverek’in koşullarını aktardı.
“Nazım Babaoğlu da babam da kaybedildiği zaman ben Siverek’teydim. 1993’te Tansu Çiller tarafından bir liste hazırlandı ve bu listede babamın adı da vardı.
“Ben bir çocuk olarak babam akşam eve geldiği zaman çok seviniyordum. Çünkü insanlar alınıyordu ve öldürülüyordu.
“Biz öldürmelerini de kabullendik. Tamam bize düşmanlardı. Ama düşmanlığın da mertliği olur. Kemiklerimizi kaybetmek ne demek?
“Bugün yeni bir sürece giriyorsak kemiklerimizin bulunmasını istiyoruz. Kemiklerimiz verilmeden çözüm olacağına inanmıyoruz.”
“Barış istiyorlarsa önce bizimle helalleşmeliler”
Özgür Gündem muhabiri Nazım Babaoğlu kaybedildiğinde Urfa Özgür Gündem temsilcisi olan Bayram Balcı ise şunları ifade etti:
“O dönem Çiller tarafından ölüm listeleri hazırlanmıştı ve kontrgerillanın, çetelerin ceplerinde bu liste vardı. Listede Urfa’da 22 kişinin adı vardı. Aralarından sadece biri yaşıyor.
“Babaoğlu 19 yaşında gazeteciydi. 1994’te 12 Mart’ta haber için gittiği Siverek’te gözaltına aldılar. Sedat Bucak’ın evinde sorgulandı, kaybedildi.
“Devleti gözaltında kaybettiklerinin mezarlığı olmaktan çıkmalıdır. Devlet gerçekten helalleşmek istiyorsa bizim ahımızla helalleşmek zorundadır. Devlet barış istiyorsa bizim yakınlarımızın kemiklerini vermek zorundadır ve özür dilemek zorundadır.
“Biz çok fazla bir şey istemiyoruz. Bir karış toprağa iki damla gözyaşımızı akıtmak, bir kırmızı karanfil koymak istiyoruz.”
“Devlet istese oğlumun kemiklerini bana verir”
Nazım Babaoğlu’nun annesi Makbule Babaoğlu da ses kaydıyla kamuoyuna seslendi:
“19 yıldır oğlum kayıp. Başvurmadığım yer kalmadı. Herkesin evladı var. Artık anaların ciğeri yanmasın. Biraz merhamet olsun.
“Eğer devlet isterse, benim oğlumun kemiklerini çıkartır bana verir. Bu ne biçim devlet? Ben devlete soruyorum. Benim oğlumun kemiklerini bana vermeden nasıl barış yapacaksınız?”
Dönemin Urfa Valisi 3 dönemdir KAP milletvekili
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında kayıplara Karşı Komisyon’un basın bildirisini gazeteci Semra Çelebi okudu.
“1990’larda sesi susturulanların sesi olmak, işlenen insanlık suçlarını açığa çıkartmak için bir avuç gazeteci yaşamlarını ortaya koyarak mesleklerini icra etti. Gerçeği topluma ulaştırma mücadelesi verirken tehdit edildiler, işkence gördüler, bombalandılar, infaz edildiler, gözaltında kaybedildiler.
“O gazetecilerden biri de Özgür Gündem Gazetesi'nin 19 yaşındaki Urfa muhabiri Nazım Babaoğlu'ydu. 1993’te dönemin DYP Urfa Milletvekili Sedat Bucak'ın liderliğini yaptığı Bucak Aşireti Mehmet Ağar'ın ısrarı ve desteğiyle koruculuğu kabul edince, Siverek adeta bir kontrgerilla merkezine dönüştü.
“Ağır silahlara sahip, illegal gözaltı yetkisi olan Bucak Aşireti, bölgeyi cehenneme çevirdi. Tecavüz, yargısız infaz, gözaltında kaybetme gibi insanlık suçları fütursuzca işlendi.
“Bucak Aşireti'ne mensup korucuların tecavüz ettiği öğretmenlerle ilgili haber Özgür Gündem’in manşetine taşınınca çalışanlara yönelik tehditler arttı.
“12 Mart 1994 sabahı Anadolu Ajansı Muhabiri Murat Yoğunlu Özgür Gündem Bürosu'na ‘Çok önemli bir haber var, bir muhabiriniz mutlaka Siverek'e gelsin’ diye telefon etti.
“Bu telefon üzerine Siverek'e giden Nazım Babaoğlu orada gözaltına alınarak Sedat Bucak'ın evine götürüldü ve kaybedildi.
“1993'te Siverek'te gözaltına alınarak kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın kardeşi Aziz Taşkaya, ağabeyini sormak üzere gittiği Sedat Bucak'ın evinde Nazım'ı gördüğünü açıkladı.
“Nazım'ı kaybedenler AKP hükümeti tarafından da korundu. Beşir Atalay'a soruyoruz; BDP Milletvekili Şerafettin Halis’in Nazım’la ilgili verdiği soru önergesini geçiştirmeniz, olası soruşturmanın üç dönemdir partinizden milletvekili olan, dönemin Urfa Valisi Tevfik Ziyaeddin Akbulut'a uzanacağını bildiğiniz için miydi?” (EKN)