1997’den beri kadına karşı devlet ve erkek şiddetiyle mücadele eden KAMER, geçtiğimiz sene merkeze gelemeyen kadınlara ulaşmak için hane ziyaretlerine başlamış, 25 ilde 25 bin kadının kapısını çalmıştı.
Bunu bir adım daha ileri götüren KAMER, “O Köy Bizim Köyümüzdür” projesiyle bu sefer köylere gitti.
Siirt ve Batman’da tam 471 köye gidip, önce muhtarlar, öğretmenler, imamlar ve jandarmalarla görüştü; ardından köylerde yaşayan kadınların sorunlarını dinledi, ihtiyaçlarını sordu.
Bu projeyle toplam 600 muhtar, 264 imam, 260 öğretmen ve binin üzerinde kadınla biraraya gelindi.
Projenin final toplantısı, projede rol alan kamu görevlileri, din görevlileri ve proje gönüllülerin katılmıyla dün Siirt’te gerçekleşti.
Bir sene süren projenin en önemli sonucu ise görüşülen tüm bu aktörler arasında kadına karşı şiddete ve erken yaşta evliliklere karşı mücadele için kurulan işbirliği.
Kız çocuklarının okumasının önündeki en büyük engellerden biri ise maddi sıkıntılarda ilk gözden çıkarılanın kız çocuklarının eğitimi olması ve yol olmadığı için okula ulaşamamaları.
Kadınların talebi ise köylerde hem sosyalleşmelerine hem de meslek edinmelerine katkı sunacak kurslar açılması.
Müftü ve Baro başkanından şiddete karşı çağrı
Hikmet Danış, Siirt Merkez Doğan Mahallesi eski muhtarı: Müftüler 15 günde bir imamlarla toplantı yapıyor ama bunlar (şiddet olayları) dile getirilmiyor. Camilerde, köylerde bunları konuşabilirler, başka şeyleri çıkıp söylüyorar. Bir sürü cinayet oluyor, medya kapatıyor, devlet örtbas ediyor, imamların da bir öğretmen olarak bu konularda hassas olması, bunları dile getirmesi gerekiyor. Bilhassa köy muhtarları, öğretmenler, imamlar bunları dile getirirse, kadın örgütlerinin de yükü hafifler. Ama ben 60 yaşındayım 30 sene muhtarlık yaptım, ne Valilik ne belediye ne başka toplantılarda bu konuların konuşulduğunu duymadım. Bir de resmi nikah olmaksızın imam nikahı kıyılmasıyla ilgili şunu söylemek istiyorum: Köyde belediye yok mesela. Buralarda jandarma, muhtar gibi bir kamu görevlisinin katılımıyla resmi nikah kıyılabilmeli. Resmi nikah olmaksızın imam nikahı kıyılmasının bir sebebi de erişim, ulaşım gibi sorunlar. Bunun için tam önlem alınmıyor, resmi nikah kıyılması kolaylaştırılabilir. |
Final toplantısı, Siirt Baro Başkanı Cemal Acar ve Siirt İl Müftüsü Faruk Avbas’ın konuşmalarıyla açıldı.
Baro Başkanı Acar, asıl sorunun şiddetin bir kültüre dönüşmesi olduğunu vurgularken, şiddetle mücadelede devlet ve sivil toplum kuruluşlarının yanısıra basına da önemli bir rol düştüğünü söyledi.
Siirt Müftüsü Avbas ise İslam’da kadının yerinden bahsetti; dinle ilgili bilgisizliğin yaygın olduğunu söyleyen Arbas, şiddetin, geleneksel uygulamaların İslam adına yapılıyormuş gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Dini referanslarla, İslam’ın kadın ve erkeği nasıl eşit değerlendirdiğine, kadına verilen değere vurgu yaptı.
Ardından KAMER Siirt ve Batman ekipleri, görüşme yaptıkları kadınlara ilişkin verileri sundu. Kadınlara ilişkin veriler, aslında KAMER’in şehirlerde yaşayan kadınları kapsayan “Kadın hakları insan haklarıdır” projesinin sonuçlarıyla benzer. Kadınların büyük çoğunluğu (yüzde 95’in üzerinde) hem resmi hem dini nikahlı. Çoğu görücü usulü evlenmiş. Kadınlar mirastan pay alabiliyor mu, sorusunu cevaplamaktan bile ekiniyorlar. En acil ihtiyaçlarının ekonomik destek olduğunu ifade ediyorlar. Çoğu yaşadığı sistematik şiddetten kurtulmak için bir çaba harcamıyor; korkuyor, dil bilmiyor, ne yapacağını bilmiyor ya da hayatındaki en önemli sorunun bu olduğunu düşünmüyor…
Şehirlerde yapılan araştırmadan farklı bir sonuç ise genç ve bekar kadınların “hangi şiddet türüne maruz kalıyorsunuz” sorusuna sıklıkla “cinsel şiddet” cevabı vermeleri…
Yüzde 80’i çocuklarıyla dışarıda vakit geçiremiyor
Görüşmeler sırasında gerçekleştirilen anketin dikkat çekici bir bölümü, kadınların çocuklarıyla geçirdikleri vakit üzerine.
Batman’daki kadınların yüzde 78’i , Siirt’te ise yüzde 82’si çocuklarıyla birlikte hiçbir etkinliğe katılmamış. “Çocuğunuzla birlikte bir etkinliğe katılmak ister misiniz” sorusuna “hayır” diyenlerin oranı ise Batman’da yüzde 60, Siirt’te yzüde 76.
Çocuklarıyla evde sorun yaşadıklarında nasıl çözdükleri sorulduğunda “Konuşurum birlikte çözüm bulmaya çalışırım” cevabını Batman’da yüzde 39, Siirt’te yüzde 54’lük bir oranla “ara sıra döverim/cezalandırırım” cevabı izliyor. Bunun ardından “babasına şikayet etmekle tehdit ederim” cevabı geliyor.
Kartvizit yerine "sütyen keseleri"
Feride Arslan, Din Hizmetleri Uzmanı, Siirt: Biz sohbetlerimizde, Kuran kurslarında örfü ayırıp dinin bakış açısını ortaya koymaya çalışıyoruz. Ama eksik kalan taraf, biz daha çok hanımları muhattap alıyoruz, alabiliyoruz. İşin erkekler ayağı çok eksik. Kadınların haklarını, şiddetin yanlışlığını anlatıyoruz. Halbuki bu şiddeti uygulayanlar zaten erkek. Namusla ilgili yanlış algılar geliştiriliyor. Dinde “namus korumak” diye bir kavram vardır, “namus temizlemek” diye bir kavram yoktur. Ayrıca herkesin namusu kendine aittir, yani annesi-babası koruyacak diye bakılmaz. Erkeklere de aynı sorumluluk yüklenir. |
Siirt’te kadınların yüzde 97’sinin, Batman’da ise yüzde 93’ünün anadili Kürtçe. KAMER’in Siirt ekibi, görüşmelerin yüzde 67’sini, Batman ekibi ise yüzde 28’ini Kürtçe gerçekleştiriyor.
KAMER, bu projede en önem verdikleri noktanın çalışmacıların da yerelden geliyor olması olduğunu belirtiyor.
“Her ne kadar köyde yaşayan kadınlardan farklı görünüyor olsak da, biz de onlardan biriyiz. Önemli olan bunu hissetmeleri. Aynı dili (Kürtçe, Arapça) konuştuğumuzda, onlar yerde oturuyorsa biz de yerde oturduğumuzda, yargılamadan dinlediğimizde o güven ilişkisini sağlayabildik.”
“Yargılamadan dinlemek” önemli bir nokta. Çünkü köydeki kadınların üzerlerinde oluşturulan baskılardan dolayı kendilerini anlatmaya utandıklarını, kaç çocukları olduğu sorusunu dahi cevaplamaya çekindiklerini anlatıyorlar. “Ötekileştirme ve baskılar, kadınların kendilerini geliştirmek yerine içlerine kapanmalarına sebep oluyor” diyorlar, “Biz kadınları yargılamıyoruz ya, o kadar hoşlarına gidiyor ki…”
KAMER detayları da düşünmüş. Kadınlara kartvizit vermek yerine, üzerinde KAMER’in, Aile ve Sosyal Potilikalar Bakanlığı İl Müdürlükleri’nin ve ALO 183’ün iletişim bilgilerinin olduğu keseler dağıtmış. Kadınlar keseleri hemen koynuna yerleştirmiş.
Sırada Ağrı ve Iğdır var
Turgay Dabakoğlu, Öğretmen, Siirt: Kadın-erkek eşitliğinin sağlanmadığı toplumsal bir düzenin eşit olamayacağına inan birisiyim. Ben Siirt’te doğdum ve büyüdüm. Burada çok katı bir geleneksel yapı var, kapalı bir aile yapısı var. İçeride yaşananların dışarı yansıması pek mümkün olmuyor, yansıtılmaması için elden gelen yapılıyor. Yansıdığında da o kişilerin hayatının maalesef sona erdiği bir durumla karşı karşıya kalabiliyoruz. Dinin hayatın her alanında görünür olması, devletin bakış açısının, erkek egemen zihniyetin katı bir şekilde uygulanmaya çalışılması kadınların eşitsizliğini derinleştiriyor. Bu nedenle din insanlarının projeye katılması önemliydi, diye düşünüyorum. |
Projenin üç temel hedefi var:
* Kız çocuklarının okula gönderilmesi konusunda katkı sağlamak.
* Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmelerini engellemek için toplumsal bir farkındalık ve duyarlılık oluşturmak.
* Namus cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete engel olmak.
Proje kapsamında ilk önce muhtar, öğretmen, jandarma, imam ve vaizeler gibi köylerde söz sahibi olan kişilerle görüşmeler yapılmış ve onlara bu üç konuda bilgi verilmiş; 6284 nolu yasa anlatılmış. İmamlarla yapılan görüşmelerde müftülerden destek alınmış, toplumsal cinsiyet eşitliği Kuran’dan ayetlerle anlatılmış.
İlginç diyaloglar da yaşanmış tabii. Bir muhtar, erken ve zorla evlilikler konuşulurken “O zaman ben şimdiye kadar suç mu işlemişim” diye ani bir farkındalık yaşamış. Siirt’te bir köy toplantısını gerçekleştirdikleri evin sahibi olan bir başka muhtarın, ikinci bir kadınlar evliliği planladığını öğrenmişler…
KAMER’in bu ziyaretleri olumlu tepkiler almış. Birçok kadın “Gerçekten bizim için mi geldiniz”, “Daha önce niye gelmediniz” diyerek mutlulukla karşılamış onları.
Tabii suratlarına kapanan kapılar, “Artık kız çocuklarının yüzde 100’ü okula gidiyor. Bırakın bu işleri” diye tepki gösteren öğretmenler de olmuş.
Ama KAMER çalışanları yine de köylerde “Kadın hakları geldi” diye karşılandıklarını gözlerinin içi gülerek anlatıyor. Şahit oldukları değişimlerden bahsediyorlar. Siirt ekibinin şoförü Fuat’a takılıyorlar “Abi sen de farkındalık yaşadın değil mi? Artık kadınları birey olarak görüyorsun” diyorlar gülerek.
Fuat, gittikleri köylerde kadınların korktuklarını, rahat konuşamadıklarını, bazı muhtarların görüşmelerden önce Fuat’a yaklaşıp, “Ne söylemelerini istiyorsunuz, anlat da ona göre konuşsunlar” dediğini anlatıyor. Ama KAMER çalışanları, kadınlarla ilişkilerini erkekleri dışarıda bırakarak kurmuş, bu da aldıkları cevaplardan belli oluyor.
KAMER’in bundan sonraki planı, Türkiye’de bir ilk olan ve şimdilik Batman ve Siirt’te gerçekleştirdikleri bu projeyi önce Ağrı ve Iğdır’a taşımayı, ardından da başka illere taşımak. (ÇT)