İklim değişikliğine karşı Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından sosyal hareketleri bir araya getiren İklim Forumu ikinci gününde devam ediyor.
Forumda, iklim değişikliğinin de konuşulacağı G20 Zirvesi ve yeni bir iklim politikasının belirleneceği Paris İklim Zirvesi öncesinde iklim değişikliğinin tüm boyutları ele alınıyor.
Köylü Tarımı ve Gıda Egemenliği panelinde konuşan Topraksız Köylüler Hareketi’nden Themba Chauke, Çiftçiler Sendikası’ndan Adnan Çobanoğlu, iklim değişikliğine karşı küçük çiftçilerin desteklenerek gıda tekelleşmesine son verilmesi gerektiğini belirtti.
Themba Chauke: Yerel gıda teşvik edilmeli
Çiftçiler gıdanın nasıl dağıtılacağı konusunda karar veremiyor. Mesela İzmir’deki zeytinler Güney Afrika’ya gönderilebilir. Ya da siz benim bölgemden gelen mangoları yiyebilyorsunuz. İşte bu gıda sistmenin arkasında karbon ayak izi bırakmasına neden oluyor. Üstelik gemilerle gelen gıdalar suları da kirletiyor.
Gıda sisteminde çok fazla gereksiz paketleme yapılıyor. Çok fazla yiyoruz ve atık üretiyoruz. Gıda eskiden tüketim için üretiliyordu. Endüstriyel tarımdan sonra her şey değişti. Tüm işi makineler yapıyor ve üretimin her evresinde fosil yakıt kullanılıyor.
Artık gıda üretimine sahip değiliz. Ne yiyeceğimize endüstriler karar veriyor. Aynı kişiler üretiyor ve biz hep aynı şeyleri yiyoruz. Tarım alanındaki kimyasal gübre kullanımı yeraltı sularını da kirletiyor.
Büyük bir tekelleşme var. Ya aşırı kilolu ya da az kiloluyuz. Bu da kötü beslenme demek. Üstelik topraklarını kaybeden çiftçiler göçe zorlanıyor. En çok etkilenenler hep yoksullar. Yerel gıda teşvikiyle küçük ölçekli tarım, çiftçiler desteklenmeli. Bu sistem sera gazı emisyononu azaltabilir.
Adnan Çobanoğlu: Antibiyotikli toprak artık boktur
1960’da verim arttırmak için kimyasal gübre toprağa veriliyor. Toprak kuru bir şey değil. İçinde milyonalrca bakteri ve böcek var. Bunlar gıda üretimi için toprağı hazırlar. Toprak en iyi karbon emicilerden biridir. Ama kimyasallarla bu canlıları öldürüyoruz. Bir dönem sonra toprak, toprak olma özelliğini, karbon emme özelliğini yitiriyor.
Hayvan otu yer, gübre olur, sonra tekrar toprağa verirsin. Büyük çiftliklerde yoğun antibiyotik yüklemesiyle hayvanlar yetiştiriliyor. Yoğun antibiyotikli gübreler, gübre değil boktur artık. Bunların hem hayvanlara hem insan sağlığına verdiği zarar aşikar.
Küçük köylü tarımı iklim değişikliğini giderecek en önemli faktörlerden biridir. Eskiden kışın domates mi vardı? Şimdi var ve hiç bitmiyor. Bu domatesler için soğuk hava depoları, paketleme fabrikaları yapılıyor, korunması için ilaçlar kullanılyor. Bunların hepsi için enerji harcanıyor.
Dondurulmuş gıda yerine mevsiminde yenen gıda kullanmaya, yerelde üretim ve yerelde tüketime başlarsak dünyadaki enerjinin yüzde 15’inden tasarruf etmiş oluruz. Ama bunu gıda tekelleri yapmayacak. Onlar sadece bizi açlıkla terbiye etmeye zorluyorlar. Yapılacak olan küçük çiftçinin desteklenmesidir. (NV)