Fotoğraf: Emel Gülmez
Cumartesi Anneleri/İnsanları bugün Taksim'de 694. kez toplandı.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy'un da katılımıyla gerçekleşen eylem gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in ağabeyi İrfan Bilgin'in konuşmasıyla başladı.
"14-15 hükümet sesimizi duymadı"
Eylemde ilk konuşmayı yapan İrfan Bilgin şunları söyledi:
''694 haftadır burada oturuyoruz.Oturmamızın sebebi adaletin tecelli etmesi.Ama ne yazık ki bu ülkede adaletin tecelli etmesi çok zor bir olay. 14 -15 hükümet kuruldu ne yazık ki bizim sesimiz duyulmadı.
"Bu ülkeyi yönetenler Adalet Sarayları yaparak büyük cezaevleri yaparak övünüyorlar ne yazık ki. Biz insanlarımızı kaybedenlerin ortaya çıkarılmasını ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz. İnsanlarımızı kaybedenlerin ortaya çıkarılıp yargılanmasını istiyoruz.
''Biz 23 yıldır burada artık dosyaların zaman aşımına uğradığı habelerini alıyoruz.Hasan Gülünay'ın dosyasının da zaman aşımına uğradığı söylenmektedir. Biz o zaman şunu söylüyüruz. Biz zaman aşımını tanımıyoruz.
"Biz bitti demeden bu insanların dosyaları kapatılamaz.Ben adalet beklemiyorum artık. Benim burada oturmamın sebebi bunları unutturmamak.Biz bu insanlarımızın unutulmaması için kayıpların bir daha yaşanmaması için burada oturuyoruz."
''Susmayacağız, vazgeçmeyeceğiz, affetmeyeceğiz''
Eylemde Hasan Gülünay'ın yurtdışında yaşayan kızı Deniz Gülünay'ın yazdığı mektup İnsan Hakları Aktivisti Nimet Tanrıkulu tarafından okundu. Mektupta yer alan bazı satırlar ise şöyle:
''26 yıldır Hasan Gülünay nerede diye soruyoruz. Sürekli hukuk vurgusu yapan, demokrasiyi dilinden düşürmeyen yöneticilere sormak istiyorum 4 çocuktan babalarını alıp kemiklerini bile çok gören bu sistemin hukuku nerede? Bize işlemiyor mu yoksa?
"Demokrasi çığırtkanlığı yapan 16 yıldır kılını kıpırdatmayanların yasası kendilerine mi işliyor yoksa?
"Aileler olarak verdiğimiz hukuk mücadelesine her seferinde engel olan devlet ve onun aygıtları toplu mezarların açılmasına izin vermeyerek gerçeklerin ortaya çıkarılmasından mı korkuyor.
"Faili meçhullerin sorumlusu olarak geçmiş yönetimleri suçlayan 16 yıldır iktidarda olanlarda en az eski yönetimler kadar suçlu olduğu gün be gün ortadadır.
"Babam Hasan Gülünay bu sisteme muhalif kimliğinden kaynakalı devletin hedefi haline getirildi.26 yıl sonra ben babamın fikirlerine sahip çıktığım için ailemden uzakta yaşamak zorunda bırakıldım.Susmayacağız, affetmeyeceğiz vazgeçmeyeceğiz!''
''O konuşmayı burada da yapabilir misiniz''
Konuşmasına Saray Bosna'daki Srebrenitsa Katliamını anarak başlayan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkıulu ise şunları kaydetti:
"Çarşamba günü Srebrenitsa'daydım. Oraya bakanlar da gelmişti. Adalet Bakanı da gelmişti. Başka milletvekilleri de gelmişti.
"Ben buradan onlara sesleniyorum orada yaptığınız konuşmanın onda birini o dozda gelip bu meydanda bu annelere yapabilir misiniz? Bu annelerin adalet arayışlarını, mezar arayışlarının ne anlama geldiğini anlayabilir misiniz?"
"Kayıplarımız için adalet istiyoruz!"
694. haftanın basın açıklamasını HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy okudu:
''Uluslararası hukuka göre devletlerin, zorla kaybetme suçunu kendi vatandaşlarına karşı yaygın bir biçimde işlemesi 'insanlığa karşı suç' teşkil eder.Bu suç hiç bir zaman aşımı kuralına tabi olmadığı gibi tüm devletler bu suçları soruşturma ve cezalandırmakla yükümlüdür.
"Başta gözaltında gözaltında kaybetme olmak üzere insanlığa karşı işlenmiş suçların önlenmesi kolektif bir hafıza oluşturma ve hakikati bilme üzerine kurulu bir gelecek inşası ile mümkündür. Bizler bu bilinçle 694 haftadır Galatasaray'dayız.
"Dile getirdiğimiz talepler demokratik bir toplumun temel öğelerinin yanı sıra anayasal normlara ve uluslararası hukuk kurallarına dayanmaktadır."
"Hasan Gülünay nasıl kaybedildi?"
Yapılan açıklamada Hasan Gülünay'ın gözaltında nasıl kaybedilidiğine ilişkin ise şunlar aktarıldı:
''1992 yılında Artvin İl Jandarma Alay Komutanlığı'nda işkence ile öldürülen Ali Ekber Atmaca'nın üzerinden İstanbul'da aynı mahallede yaşadığı Hasan Gülünay'ın kimliği çıktı. Bu nedenle 32 yaşındaki 4 çocuk babası Hasan Gülünay polis kayıtlarına geçti.
"20 Temmuz 1992 günü Tarabya'daki evinden işyerine gitmek üzere evden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Başvurdukları savcılık ve İstanbul Emniyet aileye, Hasan'ın gözaltında olmadığı arandığı söylendi.
"Ancak aile bir üst düzey emniyet yetkilisinden 'Hasan Gülünay sağ, içeride işkence yaraları iyileştikten sonra gözaltına alındığını açıklayacaklar' bilgisimi aldı.
"Hasan'la aynı tarihlerde İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorguda olan bir tanık, yüzünü görmediği bir kişinin işkencede 'Ben Hasan Gülünay beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar!' diye bağırdığını açıkladı.'
''Artık yeter! Devlet, gözaltında kaybedilenler için etkili bir iç hukuk yolu sağlama yükümlülüğünü yerine getirsin!
"Artık yeter! Devlet adına adaleti sağlama görevini yerine getirmekle yükümlü olan yargı iç hukuka ve uluslararası sözleşme hükümlerine uygun faaliyet göstersin!
"Artık yeter! Hasan Gülünay için, kayıplarımız için adalet talebimiz karşılık bulsun!'' (EG/PT)