"Karıma hiç el kaldırmadım ama şimdi düşününce, 'Asla şiddet uygulamadım' diyemiyorum. Her erkek düşündüğünde kendi şiddetiyle yüzleşebilir bence."
Bu sözler, 37 yaşında, işletmecilik yapan, evli bir erkeğe, Mahmut Topatar'a ait.
bianet'in "Erkekler 2010'da 217 Kadını Öldürdü" başlıklı haberini değerlendiren Topatar, erkek şiddetin önlenebilmesi için erkeklerin kendileriyle yüzleşmesi ve şiddetin sorumluluğunu üstlenmesi gereğini vurgulayarak başlıyor söze.
"Çetelenin ortaya koyduğu tablo şaşırtıcı değil ama irkiltici. Çete bana, her gün gazetelerin üçüncü sayfalarında görüp çok da önemsemediğimiz haberlerin bir araya geldiğinde nasıl vahim bir tablo ortaya çıkardığını gösterdi. Bu konu üzerinde pek düşünmediğimi fark etmemi sağladı.
"Sonuçlar, erkek şiddeti konusunda da bir şeyler yapma ve kendimizi sorgulama sorumluluğumuzu açıkça ortaya koyuyor."
"Erkekler, 'erkeklik rollerine' uygun davranıyor"
Erkeklerin kadınlara şiddet uygulamasını Topatar, "büyürken erkeklere biçilen erkeklik rolleriyle" ve "kadını nesneleştiren bakış açısıyla" ilişkilendiriyor.
Ona göre, erkekler, "erkekliklerini kanıtlayabilmek için büyürken kendilerine biçilen rollere uygun davranmaya" zorlanıyorlar.
"Erkekler arasında, kadına yönelik bakışta, hasarı daha sonra ortaya çıkan bir uzlaşma bulunuyor. Cinsellik, aşk vs. gibi şeyler açıkça konuşulmadığı için bu gibi konularda belli kalıplar var ve bunlar kadını nesneleştiren şeyler.
"Nesneleştirme meselesi, erkekler için kadını sahip çıkılması, korunması, kollanması, bakılması gereken, kadını da karşılıksız itaat etmesi, karşılıksız sevgi göstermesi ve hizmet göstermesi gereken bir yere doğru itiyor.
"Erkeğin kendine güvensizliğinden, kendini kanıtlamak ve arkadaşlarından, çevresinden, ailesinden, eğitim ortamından, medyadan ona belletilen kalıplar içinde davranmak zorunda hissetmesinden; kadının ise buna direndiği ölçüde erkeğin hırsının hedefi olmasından söz edebiliriz."
"Şiddet uygulamadığını savunan erkekler biraraya gelmeli"
Bütün bunlardan yola çıkarak Topatar, erkeklerin de erkek şiddetinin mağduru olduğunu savunuyor.
"O zaman erkek şiddetiyle mücadele neden yalnızca kadınların sorunu olsun ki?" diye soruyor. "Bizler yani kadınlara şiddet uygulamadığını savunan erkekler de bir araya gelerek erkek şiddetine karşı kadınlarla birlikte mücadele etmeliyiz."
Topatar, erkek şiddetiyle mücadele için yapılması gerekenleri ise şöyle özetliyor:
"Erkek şiddetini aşmak için genel anlamda bir toplumsal dönüşüm gerekiyor. Fakat bu, çok uzun vadeli bir şey olabilir.
"Kısa vadede eğitim sistemini gözden geçirmek, medyayı bu konuda duyarlı kılmak, kadınların kolektif mücadelesinin önünü aşmak ve erkek şiddetine karşı kadınlarla birlikte mücadele etmek gerek.
"Şiddetin kesinlikle kabul edilemez olduğunu ve ciddi bir yaptırımla sonuçlanacağını taviz vermeksizin göstermek çok önemli." (BB)