Okullarda taciz ve tecavüz iddiaları, yaralama ve öldürme olaylarının geçmişi çok yeni değil ve elbette bu durum birdenbire ortaya çıkmış değil. Uzun yıllardır görmezden gelinen, yetişkin değerleriyle yamanan sorunların giderek çoğalması ve fakat bu yönde sosyal politikaların üretilememesi, genel ve yerleşik ilişkiler biçimi ve bu anlamda etkin bir çözüm aracı olarak kullanılan bireysel şiddetin meşrulaşmasına ve sıradanlaşmasına sebep oluyor.
Çocuk istismarları
Ancak çocukların karıştığı şiddet olaylarındaki artışın ve daha dehşet verici olan çocuk ölümlerinin altında yatan pek çok sebebin yanı sıra çok daha başka sorunlar da derin acılarla yaşanıyor.
Bunlardan en önemlisi, çocuklara yönelik fiziksel, duygusal istismar ve ihmallere nazaran çok daha zor saptanabilen ve farklı sebeplerden dolayı gizli kalan cinsel istismardaki (bir çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel doyum-genital bölgeleri elleme, teşhircilik, röntgencilik, pornografiden ırza geçmeye kadar çok geniş bir yelpazedeki tüm davranışlar-için kullanılması) artış.
Ancak bu hassas konunun açığa çıkmasındaki sakatlıklar ve cinsel istismara uğrayan çocukların yaşadığı fiziksel ve ruhsal travmanın delil olarak kullanılmasındaki büyük zorluklar aynı zamanda vakaların yargılama süreci içinde daha fazla yaralanmalarına sebep oluyor.
Kutsal ailenin maskesi
Mağdur çocukların istismarı itiraf edebildikleri koşulların da toplumsal yapıdan kaynaklanan bir baskılama ile çevrili olması ise yaşanan mağduriyeti ağırlaştırıyor. Bu durum özellikle aile içi cinsel ilişki (ensest) yaşayan çocuklarda daha dehşet verici bir hal alıyor.
"Ayıp" ve "kötü" olanın üzeri kutsal ailevi değerler maskesiyle ve pek çok korkuyla kapatılıyor. Özellikle kız çocuklarının aile içinde yaşadığı ensest, uzun yıllar boyunca sürebiliyor, çoğunlukla tesadüfi olarak ya da hamilelikler sonucunda ortaya çıkabiliyor. Çocukların tanımadığı kişilerin taciz ve tecavüzüne uğradığı yönündeki genel kanı ve ensestin yok sayılması resmi kayıtlara geçmesini zorlaştırıyor.
İstismarın uç boyutu ensest
Türkiye'de cinsel istismarın uç boyutu ensest de dahil olmak üzere çocuklara yönelik istismar ve ihmalin boyutları hakkında çeşitli üniversitelerin bünyesindeki birimler, sivil toplum kuruluşları veya kişisel çabalarla elde edilen istatistiki veriler dışında resmi rakamlara ulaşmak pek olası değil.
Dağınık da olsa yasal düzenlemeler olmasına rağmen, bu konuda kapsamlı kurumsal araştırmaların yapılmaması ve başvuru merkezlerinin oluşturulmaması istismarın görünür kılınması ve çözüm üretilme sürecinde disiplinlerarası işbirliğinin sağlanabilmesini engelliyor.
Tüm olanaksızlıklara ve toplumdaki kayıtsızlığa rağmen Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği (SÇRD) ile Sağlık Bakanlığı'nın cinsel istismara uğrayan ve sokakta yaşayan çocuklara destek vermek için açtığı ve Avrupa Birliği (AB) tarafından da desteklenen ihbar hattına (0 216 450 54 54) bir ayda 90 başvuru gelmesi, suskun kalan tarafın artık konuşmaya başlayacağının da bir göstergesi ve mağdurların gerekli mercilere ulaşabilmesi için bir araç olması açısından da önemli bir adım sayılabilir. Ancak çocuklarla ilgili pek çok sorunun yıllardır göz ardı edilmesi günümüzde yaşanan şiddet artışları karşısındaki anlamsız paniğin gerekçesini de oluşturuyor.
İnternette pornografi
Özellikle çocukların ikna edilerek ya da şantaj yoluyla kaçırılıp pek çok yasa dışı alanda kullanılması, tecavüze uğraması, fuhuşa sürüklenmesi söz konusu iken, internet kullanımındaki denetimsizlikler nedeniyle akıl almaz boyutlara varan pornografik dolaşım, bu yolla gerçekleşen tecavüz ve hatta çocuk ölümleri üzerinden kazanç sağlayan uluslar arası bir sektör oluşması da sorunun çok daha vahim bir hal almasını sağlıyor.
"Toplumun büyük bir kesimi tarafından lanetlenen bu kavram İnternet'in anonimliği sayesinde kendine yüz binlerce taraftar bulabiliyor.
Son yıllarda birçok ülkede eş zamanlı yapılan operasyonlarla 3 bine yakın site kapatıldı, on binlerce kişi sorgulandı ve aralarında ilkokul öğretmeni, polis ve rahiplerin de bulunduğu yüzlerce kişi mahkum oldu. Bütün bunlara rağmen çocuk pornosunun hızı kesilmiş değil. Çocuk istismarcıları her zaman bir yolunu bulup müşterilerine ulaşmayı başarıyor."
Şiddetin öznesi çocuk
Soruşturmaların artması, örneğin İzmir'de çıplak fotoğraflarını çektikleri 12-17 yaş arasındaki erkek çocukları, şantajla cinsel ilişkiye zorlayan bir çetenin açığa çıkarılmasına rağmen küçük yaştaki çocukların şiddet içeren oyunları rahatlıkla oynayabilmesi ve ortak filtrelerin bulunmadığı pornografik sitelere girebilmesi ve bu yolla tacize uğraması, fotoğraf, slayt, çizim, video gibi araçlarla çocuk pornografisinin yaygınlaşması gibi gerçeklerin varlığı uzun vadeli çözümlere ulaşmakta daha çok yol alınması gerektiğini de gösteriyor.
Evet biz çocukları çok severiz, onları tamamen duygusal bir ağın içine hapsederiz. Ama bazı yetişkinlerin bu sevgi için bazı şartları vardır ve bu şartlar çoğunlukla onlar için hayati bir önem taşımaz. Ancak bir yetişkin, masalsı bir canavar değil aramızdan biri, çocukluğunu unutmuş bir erkek ya da kadın sakat hazlarının, ölümcül ticaretlerin içine çocukları sokabilir.
Dolayısıyla şiddetin öznesi olan çocuklar ile şiddete uğrayan çocuklar arasında birebir ilişki kurarak genel teoriler üretmek çok mümkün görünmese de şaşkın soruların cevaplarını arayanlara hatırlatmakta fayda var, suçlu olan çocuklar değil. (TBÖ/AD)