İstanbul Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Davası kapsamında yargılanan yazar, gazeteci ve yayıncılarla dayanışma ve davayı gözlemleme amacı ile Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Bjorn Smith-Simonsen, IPA İfade Özgürlüğü Direktörü Alexis Krikorian, Uluslararası PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi Direktörü Sara Whyatt ve PEN Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin İstanbul'daydı.
Silivri'deki duruşmayı izleyen Simonsen, Krikorian ve Whyatt'ın geldiği araca giren hırsız arabanın içinde KCK davasıyla ilgili hazırlanan dosya, cep telefonu ve bilgisayarı çaldı.
"Belki tesadüf ama 'izleniyor muyuz' dedik"
Sara Whyatt, 15 metre ötede jandarmalar olmasına rağmen ve onlarca araba içinde kendi araçlarının soyulmasının "çok garip" olduğunu söyledi.
"Arabayı camı kırmadan profesyonel bir şekilde soymuşlar. Araç içinde yer alan 4 yüz euronun olduğu zarf alınmamış. Sadece dosya içindeki para çalınmış. O kadar araba içinde bizim arabanın seçilerek dava dosyasının çalınmasına tabii ki 'tesadüf' de diyebiliriz. Ancak bu bizim 'izleniyor muyuz' paranoyası yaşamamıza neden oldu. Küçücük bir olayda bile böyle bir paranoya yaşadıysak; buradaki yazar ve gazetecilerin her gün bu paranoya ile yaşaması ne kadar zor."
"Zarakolu'yla yıllardır ifade özgürlüğü için çalışıyoruz"
IPA İfade Özgürlüğü Direktörü Alexis Krikorian, dünkü KCK davası için "siyasi bir dava" yorumunu yaptı ve anadilde savunma yapamamanın anlaşılmazlığına dikkat çekti.
Krikorian, Belge Yayınları Sahibi aynı zamanda Türkiye Yayıncılar Birliği Yayımlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu ile birlikte yıllardır ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması için mücadele ettiklerini ancak şimdi Zarakolu'nun kendisinin de yargılanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.
"Eskiden 301 vardı ancak şimdi Terörle Mücadele Kanunu'ndaki (TMK) muğlaklık nedeniyle herkes terörist. Bir yanda Ergenekon bir yanda KCK tutuklularının hepsine terörist deniyor. Bu derhal düzeltilmeli."
Egemen Bağış'ın BBC'ye verdiği röportajda, hapiste yazar ve gazeteci olmadığını, hapistekilerin "hırsız, tecavüzcü" olduğunu söylemesine şok olduklarını belirten Krikorian, "Türkiye hala AİHM'de ifade özgürlüğü kapsamında en çok davası görülen ülke. Bir Bakan'ın buna rağmen kalkıp böyle bir yalan söylemesi faşizan bir tutum" dedi.
Sara Whyatt da Türkiye'de son yıllarda ifade özgürlüğü anlamında iyileşmeler olsa da bugün gelinen noktada bazı kitaplara "ahlaka aykırı" bulunarak dava açılmasının "geriye dönüş" anlamına geldiğini söyledi. (NV)
* Türkiye Yayıncılar Birliği Özgürlük Komitesi'nin dün düzenlediği toplantının haberini okumak için tıklayınız. (NV)