Türkiye'de en büyük sorununun yasaların uygulanmasından kaynaklandığını söyleyen dernek, çevre savunucularının kazandığı davaların kararlarının uygulanmadığını anımsattı; ormanların korunması kapsamında, Belek ve Oymapınar ormanlarının da "golften korunması" gerektiğini belirtti.
Dernek açıklamasında temel sorunları ve taleplerini şöyle sıraladı:
Türkiye Kyoto'yu onaylamalı: "Küresel ısınmanın çözümlenebilmesi için tüm dünya ülkeleri, en başta en büyük kirliliği yaratan ABD olmak üzere, Kyoto sözleşmesini imzalamalı ve karbondioksit emisyonunu düşürmeli. Türkiye de bu sözleşmeye imza koymalı."
Ormanların korunması: "Kaz Dağları, Ankara Atatürk Orman Çiftliği, Bodrum ve Marmaris ormanları, İstanbul'da kalan son orman alanlar korunmalı. 500 bin ağacın kesileceği Belek ormanları ve Oymapınar çevresi ormanları golften korunmalı."
Biyoçeşitlilik: "Biyolojik çeşitlilik kaynakları olan milli parklar, göl ve sulak alanlar, ormanlar, deniz ve kıyı ekosistemler korunmalı. Hazırlığı tamamlanan Doğa Ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu hızla çıkartılmalı.
"Antalya'da Bakanlar Kurulu kararıyla eylül ayında daraltılan, çevrecilerin açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı alınan Beydağları Sahil Milli Parkı , Serik Belediyesi tarafından kaynağından su alınması planlanan ve hâlâ su alma baskısı devam eden Köprülü Kanyon gibi değerler korunmalı.
"Turizm kaynaklı doğal değerlerin tahribatı önlenmeli; kitle turizmi yerine doğa dostu olan eko-turizm ön plana çıkartılmalı."
Su kaynakları: "Tarım Bakanlığı, hızla damlama sulama sistemlerine geçmeli, göller üzerindeki su alımı baskısı azaltılmalı.
"Çevre Bakanlığı göl ve sulak alanları hızla geri kazanma yolunda 'Kuruyan Göl ve Sulak Alanların Geri Kazanılması Yasası'nı çıkartmalı.
"Devlet Su İşleri (DSİ) göllerden su alımını durdurmalı. Örneğin Beyşehir Gölü, Eğirdir Gölü, Gölhisar Gölü ve Sultan Sazlığı tarımsal anlamda su alımı baskısı altında.
"Antalya'da kurutulmuş göllerin yeniden geri kazanılması sağlanmalıdır. Örneğin Manay, Karagöl, Müren- Küçükgöl.
"Yamansaz çevresindeki yapılaşma durdurulmalı. 2. derece deprem bölgesi olan Antalya'da gölden kazanılan alana bina yapılıyor."
Nükleer santralden vazgeçin: "Nükleer santral nükleer lobi ve hükümet tarafından Türkiye'nin başına bela edilmek isteniyor. Türkiye hem ekonomik hem de çevre sorunu taşıyan bu sisteme asla bulaşmamalı. Komşumuz İran'a yapılanların bir gün bize de yapılabileceği asla unutulmamalı."
Çöpler ve fabrika atıkları: "Aşırı tüketim ve fabrikalar, denizleri ve gözden ırak alanları çöplük olarak algılıyor; vahşi depolama alanları yaratılıyor. Belediyelerin hızla kaynakta ayırım uygulamasına geçmesi, kirlilik yaratan ünitelere atık su arıtma sistemi getirmesi zorunlu.
"Tüm Akdeniz kıyısı ülkelerin atıkların denizlere verilmemesi konusunda uluslararası sözleşmelere uyması gerekli."
Tarım alanları: "Yanlış imar planları ve gecekondulaşmayla, Akdeniz, Ege kıyıları, Marmara'da tarım alanları, betona gömüldü. BM Çevre Raporu'na göre, Akdeniz ülkelerinde, 2025'e kadar 1,5 milyon hektar tarım alanı, kentleşme ve altyapıya kurban gidecek."
Üretim barış ekonomisi üzerine kurulmalı: "En büyük çevre sorunlarından biri savaşlar. Silahlanmaya ayrılan kaynakların çevrenin korunması için kullanılması halinde bütün sorunların en kısa sürede çözebileceği ortada. Çevrenin korunması için savaş yerine üretimin barış ekonomisi üzerine kurulması gerekli."
Uygulanmayan yasalar: "Dünyada 72 ülkenin Rio Sözleşmesine imza koymasına karşın ne yazık ki sorunlar hızla artıyor.
"Türkiye'de yasal eksikler olmakla birlikte, en büyük sorun kanunların uygulanmasından kaynaklanıyor. Bergama davası, Antalya Migros davası, Tahtalı Dağı Davası gibi kazanılmış davaların kararları uygulanmıyor.
"Bu tür davalar uzun sürüyor ve o süreç içerisinde yapılabilecek tüm tahribat zaten yapılıyor. Örneğin Belek ormanları için açılan dava hâlâ sürüyor." (DS/TK)