Kışın bağışıklık güçlendirici besinlerin tüketimi artıyor. Ancak uzmanlar, toplumun doğal şifa kaynağı olarak gördüğü bitki çaylarını içerken dikkatli olmak gerektiğini belirtiyor.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Öneş "Nereden temin edildiği bilinmeyen bitki çaylarında tarım ilaçları, çevresel toksinler, çinko, kurşun gibi ağır metaller, endüstriyel atıklar veya küf bulunabilir. Bitki çayları bilinçli bir tüketim gerektirir, aksi takdirde şifa vermek yerine vücuda ciddi zararlar verir" diyor.
Öneş, kışın çok tüketilen bitki çaylarını tüketirken dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı:
Yeşil çay
Bitki çaylarının içerisinde en meşhuru olan yeşil çay, bileşiminde bulundurduğu epigallokateşin galat fitokimyasalı sayesinde metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur, yüksek antioksidan kapasitesi sayesinde düzenli tüketimde bağışıklık sistemini güçlendirici ve kronik hastalıklardan koruyucu etki gösterir. Ancak aynı zamanda yüksek miktarda kafein içerdiği için yüksek tansiyon hastalarında, kalp hastalarında, gebelerde ve emziren annelerde fazla tüketimi oldukça risklidir Bu gruba dahil olanların günde maksimum bir fincan tüketmesi uygun olacaktır. Sağlıklı kişilerde ise günlük tüketim iki fincanın üzerinde olmamalı.
Adaçayı
Soğuk algınlığı tedavisinde en etkili bitki çaylarından biri adaçayıdır. Bileşiminde bulunan cineol fitokimyasalı sayesinde öksürüğü önlemeye yardımcı olur. Aynı zamanda sakinleştirici etkisiyle de bilinen adaçayı sakinleştirici ilaçlarla birlikte kullanıldığında uykuya eğilimi çok fazla arttırabilir. Aynı zamanda gebelikte kasılmaları da tetikleyebildiğinden gebelerin kullanması oldukça sakıncalıdır.
Kuşburnu
Kuşburnu C vitaminini en yoğun bulunduran bitkilerden biridir. İçerdiği yüksek C vitamini sayesinde antioksidan etki gösterir ve iltihabi hastalıkların birçoğunun tedavisinde kullanılır. Yüksek C vitamini içeriğiyle bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara yakalanma riskini azaltır. Ancak günde 3 fincandan fazla tüketildiğinde ciltte kaşıntılara ve tahrişlere yol açabildiği gibi ağız, yemek borusu ve mide gibi sindirim kanalı organlarında da birtakım tahrişlere neden olabilir.
(DŞ)