Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Ercan İpekçi ise, Fransa'da gazetecilerin mesleklerini hiçbir baskı altında kalmadan yapabilmesi talebinin sendikanın da Türkiye'de meslek onuruna sahip çıkma mücadelesi veren gazeteciler için istediği en temel hak olduğunu açıkladı.
Sönmez : Medya çalışanı işsizlikten direnemiyor
Kitleleri yönetmede ve kapitalizmin yeniden üretiminde medyanın önemine işaret eden iktisatçı Sönmez, özellikle bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerle birlikte daha iyi anlaşıldığını ve daha azgınca kullanıldığını savundu.
Bunun sorunu olarak medyanın egemenleri ya da egemenlerin medyası karşısında toplumun daha hızlı kuşatıldığını ve teslim alındığını söyleyen Sönmez, "sadece medya ile ilgili olarak, daha fazla tekelciliğin yolu kapatılmış değil ve sahipler, her şeye egemen olma konusunda çok cüretkarlar" diye konuştu.
Sönmez, gazetecilerin bu durum karşısında zorluklarını "Kamu yayıncılığında önemli bir gerileme ve etkisizleştirme yaşanıyor, çok yoğun bir işsizlik var ve bunun da etkisiyle örgütsüz medya çalışanları, sermaye karşısında kararlı bir duruş sergileyemiyorlar" sözleriyle açıklık getirdi.
Medyanın, hızla bir eğlence endüstrisinin, giderek kumar endüstrisinin aracı olma yolunda olduğunu savunan Sönmez, "iddaa diye başlayan salgının cep telefonları aracılığıyla 30 milyonu kumarbaz yapması işten değil ve medya bu paranoyanın aracı olma yolunda. Hızla bir şeyler yapmalı.. Bir yerlerden başlamalı" dedi.
İpekçi : Gazeteci örgütsüz, yasalar yetersiz
Türkiye'deki tekelleşme koşullarının Batı Avrupa ülkelerindeki örneklerinden bağımsız olmadığını ve bunların etkileşim halinde olduklarını söyleyen TGS Genel Sekreteri İpekçi ise, Türkiye'de medyaya sermaye ilgisinin 1980'lerde başladığını, 1990'lı yıllarda ise sermayenin çıkarlarının, gazetecilerin yasal ve sendikal güvencelerden koparılmasıyla daha kolay elde edilebileceği anlayışı hakim olduğunu belirtti.
"Türkiye'de medyadaki tekelleşmenin ilk somut etkisi gazetecilerin sendikalarından istifa ettirilmelerinde yaşandı" diyen İpekçi, ardından profesyonel yayıncıların işbirliğiyle medya sahipleri hükümetler üzerinde etkili olmaya başladıklarını söyledi.
Medyadaki tekelleşmenin yarattığı sonuçlardan birinin düşünemeyen, hafızası olmayan, sağlıklı tartışma anlayışından yoksun toplum olduğunu açıklayan İpekçi, "Tekellerin elinde oyuncak olan medya, demokratik açılımların önündeki en büyük engel haline geldi" şeklinde konuştu.
İpekçi, medyanın olumsuz yaklaşımına örnekler vererek, "Bu medya, Cumhurbaşkanının, hükümete ekonomik gelişmeler konusunda uyarılarla dolu TBMM açılış konuşmasını; sendikaların başkentin ortasında yaptığı eylemleri görmedi" dedi.
"Çözüm zamanla gelecek"
ABD İmparatorluğunun Irak'taki işgali ve katliamları, bu sayede meşrulaştırılmıyor mu?
"Eskiden belki gazetelerin yönetimlerinde, toplumdan kopuk olmakla eleştirilen 'aydınlar' egemendi. Şimdiyse, hem toplumdan kopuk, hem de aydın kimliği altında, sermaye sahiplerinin çıkarlarının sözcülüğünü yapan medya yöneticileri var" diyerek dün ve bugünü kıyasladı.
İpekçi, gelinen süreçte medyada egemen olan çıkarcı anlayış ile mücadelenin, "gazetecilerin örgütsüzlüğü, yasaların yetersizliği, ekonomik ve sosyal çalkantı içindeki toplumun tepkisizliği ya da gösterdiği tepkinin sindirilmesi" nedeniyle zorlaştığını savundu.
TGS Genel Sekreteri, "Sorunların hemen bugünden yarına çözülmeyeceğini kabul edip gerçekçi olmak gerekir. Ama zamanın birçok sorunun çözümünü de birlikte getireceğine inanıyorum" diye konuştu.(EÖ/EÜ)