Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Danıştay kararlarına rağmen hükümetin zorunlu din derslerini kaldırmak için adım atmamasını eleştiren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Fevzi Gümüş, "AKP kendi tabanının duyarlılıklarıyla sınırlı bir inanç özgürlüğü anlayışıyla bu sorunu çözecek gibi görünmüyor" dedi.
"Açılan davalarla birkaç Alevi genci asimilasyon kuşatmasından kurtuldu. Ancak milyonlarca Alevi genci aynı işkenceyi görmeye devam ediyor."
Gümüş, bianet'e, bu tavır karşısında Alevi hareketinin kitlesel davalar, zorunlu din derslerini boykot etmek gibi yeni mücadele biçimlerini de hayata geçirilebileceğini söyledi.
AİHM: İçerik ve uygulama
AİHM, Ekim 2007'de aldığı kararla zorunlu din derslerinin "eğitim hakkı"nın ihlali olduğunu söylemişti.
Hasan Zengin ve kızı Eylem'in başvurusunda mahkeme, dersin içeriğinin sadece İslam'ın Sünni yorumuna dayandığını vurgulamıştı. Mahkeme ayrıca gayrimüslim çocukların dersten muaf tutulmasının da "inanç özgürlüğünü" sağlamak için yeterli olmadığını söyledi.
Milli Eğitim Bakanı (MEB) Hüseyin Çelik, bu kararın "eski müfredata dair olduğunu" söylemiş, "Yeni müfredatta Aleviliği de yer veriyoruz" diyerek kararın uygulanamayacağını iddia etmişti.
"Şikayet hattı"
Zengin ailesinin avukatı, Alevi-Bektaşi Birlikleri Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç, bir süre önce konuyla ilgili Başbakanlığa başvuruda bulundu.
Genç'in başvurusu şikayet hattı "ALO 150"ye kabul edildi ve üzerinden bir ay geçmesine rağmen cevap verilmedi.
"Kaldırılmak zorunda"
Hükümetin iddialarına karşın hukukçular ve uzmanlar, AİHM kararının din derslerini zorunlu olmaktan çıkarmayı şart koştuğunu söylüyor.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Zübeyde Kılıç da, bianet'e, çözümün bu olduğunu, "laik ve bilimsel nitelikli bir eğitim sisteminde din öğretiminin yerinin olmadığını" belirtti.
"Üniversite düzeyinde olabilir ama gelişme çağındaki çocukları etkileyecek bir din eğitimi kabul edilemez."
Hukuka ve çoğulculuğa karşı
Hem Kılıç hem de Gümüş, zorunlu din derslerinin 12 Eylül darbesinin ardından getirildiğini ve "darbe zihniyetini yansıttığını" söyledi. Dolayısıyla mahkeme kararları "12 Eylül'e karşı alınmış bir zafer" niteliği de taşıyor.
İki isim, hükümetin uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemeye devam ettiğini de ekledi.
Gümüş, "AKP ve bu partinin anlayışına sahip diğer siyasal yapılar, Anadolu'daki kültürel farklılıkları bir zenginlik değil, ayrılık unsuru olarak görmeye devam ediyorlar" dedi.
"Mahkeme kararları Alevilerin ve demokrasi güçlerinin verdikleri mücadelenin seyri içinde de bir dönüm noktası. Şimdi sıra hükümetin laikliğe, insan hak ve hukukuna, uluslar arası sözleşmelere aykırı olan zorunlu din derslerini kaldırmasına geldi."(EÜ/EZÖ)