Her ne kadar 23 Nisan daha çok Çocuk Bayramı niteliğiyle kutlansa da bu tarih aslında Birinci Meclis'in açılış tarihi. "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı"nın ulusal egemenlik vurgusu buradan geliyor, 23 Nisan 1920 tarihinden.
1920-1923 arasında görev yapan Türkiye'nin ilk meclisinde 1924'teki İkinci Meclis'e oranla çok daha muhalefetli bir yapı vardı.
Bu konuda çeşitli çalışmaları bulunan Ahmet Demirel, 26 Nisan 2004'te Radikal'de yayımlanan söyleşisinde bu durumu "Bir sürü konuda iktidara rağmen muhaliflerin dediği oldu o dönemde. Birinci Meclis'te, Musul, Batı Trakya ve adalar konularında Lozan'a karşı müthiş muhalefet vardı" sözleriyle anlatıyordu.
Lozan için milli egemenlik tesisi
Temsil dağılımı açısından bakıldığında ilk Meclis daha demokratik, ikincisi ise "Milli Egemenliği" Cumhuriyet'in merkezinden sağlayan bir yapı ortaya koyuyordu.
Lozan Anlaşması'nın Birinci Meclis'ten geçemeyeceğini ifade eden Demirel, İkinci Meclis'e atfen 1923 seçimlerinin esas olarak Lozan'ı kabul edecek bir meclis seçmek için yapıldığını söylüyordu.
"1923 seçimlerinde bütün adaylar merkezden belirlendi. Muhalefetsiz bir meclis yaratılmaya çalışıldı. Gene de 14 milletvekili Lozan'a ret oyu verdi."
Birinci Meclis'in muhalefetli yapısını anlatırken de okullardaki tarih kitaplarında "dinci, gerici, yobaz" gibi nitelemelerle anılan muhalif milletvekillerinin aslında halk egemenliği kavramına önem verdiğini vurguluyordu. "Ulusal egemenliğin kurulması, ülkede kanun hakimiyetinin oluşturulması için konuşmalarını okudum."
Ahmet Demirel İlk Meclis'in Vekilleri adlı, 2010'da İletişim Yayınları'ndan yayımlanan kitabında da Birinci Meclis'te üç grup bulunduğunu yazıyor.
"10 Mayıs 1921'de Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında (Birinci) Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu kurulmuştur. Bunu 1922 Temmuzu'nun ilk haftasında başını Erzurum Mebusu Hüseyin Avni (Ulaş) Bey'in çektiği (İkinci) Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu izlemiş; iki grup dışında kalanlar Kastamonu Mebusu Abdülkadir Kemali (Öğütçü) Bey'in liderliğinde bağımsız grubu oluşturmuşlardır."
Demirel sözünü ettiğimiz söyleşide, Birinci grubun Atatürk'ün başında olduğu grup olduğunu, bağımsızlar grubunun ise başında Orhan Kemal'in babası Abdülkadir Kemal Öğütçü'nün bulunduğunu söylüyor.
İkinci grup ise Atatürk'ün gruba dahil etmediği 90 kadar mebustan oluşuyordu. Demirel, bu grubun "kişisel yönetim yerine kanun hâkimiyetinin ağır basmasını" istediğini anlatıyor. Demirel'in aktardığına göre, bu grup Atatürk'e Başkumandanlık Kanunu'yla verilen kanun hükmünde emir çıkarma yetkisine "Meclis üstünlüğünün olduğu bir sistemde bir kişiye bu kadar yetki verilemez" diye karşı çıkıyordu.
En çok Doğu Anadolu temsil ediliyordu
Kendi içinde muhalefeti barındıran Birinci Meclis'in profilini milletvekillerinin özelliklerine bakarak görmek mümkün.
Demirel'in kitabında toplam 437 mebusun 88'inin İstanbul'dan gelen Meclis'i Mebusan üyesi olduğu, 349 gibi büyük bir çoğunluğunun ise yeni seçilmiş üyelerden oluştuğu belirtiliyor: yüzde 79,9'u yeni seçilmiş, yüzde 20,1'i seçime katılmadan İstanbul'dan gelmişti.
Birinci Meclis'e dair İlk Meclis'in Vekilleri kitabında bahsedilen bazı veriler şöyle sıralanabilir:
* Milletvekillerinin yüzde 26,3'ünün geçmiş parlamento tecrübesi bulunuyor. Yukarıda bahsedilen birinci grup üyelerinin parlamento tecrübesi diğer gruplara oranla daha fazla: Grubun yüzde 32,2'si Osmanlı döneminde de mebus seçilmiş.
* Birinci Meclis'te mebuslar toplam 66 seçim çevresini temsil ediyorlar. Seçim çevrelerinin dahil olduğu bölgelere bakılırsa, en yoğun olarak temsil edilen bölgenin Doğu Anadolu olduğu görülüyor: Yüzde 21,7.
* Birinci Meclis'teki bölgelere göre diğer temsil oranları şöyle: Karadeniz bölgesi yüzde 17,6; İç Anadolu bölgesi yüzde 15,6; Akdeniz yüzde 12,8; Ege yüzde 12,6; Marmara yüzde 10,3; Güneydoğu Anadolu yüzde 8,2; bugün Türkiye'nin sınırlarının dışında Batum'un da beş mebusu bulunuyordu.
* Yüksek bir yerellik oranı taşıyordu Birinci Meclis. Üyelerinin yüzde 57,9'u Meclis'te doğdukları ili temsil ediyorlardı.
* Mebusların yüzde 58,6'sı Doğu Anadolu, Karadeniz, Marmara ve İç Anadolu doğumluydu. Bu bölgeleri yüzde 8,9 ile Balkan ülkelerinde doğmuş olanlar izliyordu.
* Birinci Meclis'in vekillerinin yaş ortalaması 43,3'tü. Bu ortalama alınırken her milletvekilinin Meclis'e seçildiği tarih göz önünde bulundurulmuş ve doğum tarihleri bilinmeyen 29 vekil kapsam dışı bırakılmış.
* Mebusların yüzde 33,9'unun en son bitirdikleri kurum lise veya daha düşük düzeydeydi. Öğretmen okulu, ticaret okulu ve diğer mesleki eğitim kurumlarını bitirirenlerin oranı ise yüzde 3.
* Mebusların yüzde 15,1 'i harp okulu, harp akademisi, askeri tıp kurumları gibi bir askeri okulu bitirmiş. Sivil yüksek öğrenim okulları ve üniversite mezunlarının oranı ile medrese ve diğer dini okullardan mezun olanların oranı aynı: yüzde 20,8. Birinci Meclis'teki tüm vekillerin eğitim düzeyi bilinmiyor.
* Birinci Meclis'teki vekillerin mesleklerinde (seçilmeden önce en son yaptıkları iş göz önüne alındığında) beş meslek grubu öne çıkıyor: askerler, mülki amirlerin de içinde yer aldığı dahiliye vekaleti görevlileri, hukuk alanında çalışanlar, çifçi-tüccarlar ve din görevlileri. Her 10 mebusun yedisi bu kategorilerde çalışmış.
* Müftü, müderris ve şeyhlerden oluşan din adamlarının birinci gruptaki oranı ikinci gruptakinden fazla. Birinci grup üyelerinin yüzde 9,4'ü; ikinci grup üyelerinin yüzde 4,8'i din adamı. Bağımsızların ise yüzde 18,9'u din adamıydı. (YY)