bianet'in görüştüğü Anayasa hukukçuları Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Prof. Dr. Zafer Üskül, bireysel başvuru yolunun açılmasının olumlu olacağını söyledi.
Üskül, "İnsan hakları ihlallerinin önlenmesi ve insan haklarının güvenceye alınması bakımından önemli bir mekanizma olacağını düşünüyorum" dedi.
Kaboğlu da bu hakkın tanınmasının olumlu olacağını söyledi, ancak ekledi: "Tek başına yeterli olmaz. Çünkü Anayasa hâlâ 82 Anayasası."
"82 Anayasası'nı yeniden gözden geçirmek esas" diyen Kaboğlu,. kurumları tekil reforma değil, bütüncül bir reforma tabi tutmak gerektiğini söyledi. "Yargı bağımsızlığı tartışmaları da bu gerekliliğin bir örneği."
Anayasa Mahkemesi'ne şu an yalnızca, Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisi, Meclis tam sayısının beşte biri oranında imza toplayabilen milletvekilleri, yürürlüğe girmiş yasalarla ilgili başvurabiliyor.
Ayrıca, görülmekte olan bir davada uygulanan kanun hükmünün Anayasa'ya aykırılığını öne süren hakimler de Mahkeme'ye başvurabiliyorlar.
Kaboğlu: Hak kayıplarında çok önemli bir başvuru yolu olabilir
Kaboğlu, bireysel başvuru yolunun açılmasıyla, yurttaşların en yüksek güvence mekanizmasına kavuşmuş olacağını söyledi.
Bu hakkın bir başka yararı da, Kaboğlu'na göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giden davaların iç hukukta çözülebilmesine olanak sağlaması.
Kaboğlu örnek olarak, Meclis'ten geçen hafta geçirilen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nı (SSGSS) ve Bergama davalarını verdi.
"SSGSS'nin uygulanması, emeklilik hakkımı sosyal güvenlik hakkımı ihlal ediyorsa, bireysel başvuru hakkı çok önemli.
"Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi'nin (AİHM) Bergama'yla ilgili kararlarının sonucunda, Türkiye, yani biz, milyonlarca avro ödeyeceğiz. Yurttaşlar içinse, AİHM gibi uzun ve yorucu bir yol yerine, devlet içinde, rahat, ucuz bir yol denenmiş olacak."
AİHM'nin Bergama'daki altın madeniyle ilgili kararlarına, hükümetlerin gerek Türkiye'deki yargı kararlarını uygulamaması neden olmuştu.
Kaboğlu, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolunun açılmasıyla, hükümetlerin iç hukuktaki yargı kararlarından kaçmalarının da zorlaşacağı görüşünde.
"Çünkü, Anayasa Mahkemesi kararları kamuoyuna da yansıyacak. Şu an genellikle hükümeti rahatsız eden AİHM kararları kamuoyuna yansıtılıyor; Leyla Şahin kararı gibi."
"AİHM'nin de yükü hafifler"
Üskül ve Kaboğlu, bireysel başvuru hakkının AİHM'nin yükünü de azaltacağını düşünüyor.
Üskül, bireysel başvuru hakkını, "insanların normal yargı süreci sonunda haklarını elde edemediklerini düşündükleri durumlarda, Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilme olanağına sahip olmaları" diye tanımlıyor.
AİHM, herhangi bir ülkeden gelen başvuruları kabul etmek için o ülkedeki iç hukuk yollarının tükenmiş olmasını şart koşuyor.
Kaboğlu, Avrupa yargı sistemlerindeki reform çalışmalarında da AİHM'nin yükünü hafifletmenin dikkate alındığını anımsattı ve ekledi: "Almanya, İspanya, Macaristan'da bireysel başvuru hakkı var." Üskül de Almanya'da sistemin "çok iyi işlediğini" söyledi.
"Mahkeme'ye iki daire gerekir"
Ancak Kaboğlu, Anayasa Mahkemesi'nin mevcut yapısının da değişmesi gerektiğini söyledi.
"Anayasa Mahkemesi de, tıpkı diğer kurumlarda olduğu gibi, 1982 Anayasası'yla biçimlendirilmiş, dar kapsamda yapılandırılmış bir kurum. Bireysel başvuru hakkı, Anayasa Mahkemesi'nin de diğer kurumlar gibi yeniden yapılandırılmasını gerekli kılar. En azından iki daireli bir yapı olmalı. İş yükü zaten fazla, daha da artacaktır. Bir dairesi bireysel başvurulara ayrılmalı." (TK)