Birdal, işkenceyi önlemek için parlamenter düzeyde şunların yapılması gerektiğini söylüyor:
* Değiştirilen Polis Vazife ve Salahiyet Yasası'nı (PVSK) milletvekillerinin imzasıyla Anayasa Mahkemesi'ne götürüp yürürlükten kaldırılmasını sağlamak.
* İnsan haklarının ve özgürlüklerin önünde engel oluşturan Anayasa'yı ve yasal sistemi demokratik yapıya kavuşturmak.
* İşkenceye karşı Türkiye'nin de onayladığı uluslararası ve bölgesel sözleşmelerin içselleştirilmesini sağlamak.
* İşkenceye Karşı Sözleşme'ye Ek Protokol'ün bir an önce onaylanıp yürürlüğe girmesini sağlamak.
* İşkencecilerin cezalandırılmasını, işkencecileri özendirici ve ödüllendirici yaklaşımlara son verilmesini sağlayacak mekanizmaların oluşturulması.
Birdal: İşkenceye karşı paket Meclis gündemine getirilebilir
Diyarbakır 2. bölgeden aday olan Birdal, bu değişikliklerin "işkenceye karşı bir paket" olarak Meclis gündemine getirilebileceğini söylüyor.
Bunun için de seçim sonrasında kendisinin de aralarında bulunduğu "Bin Umut Adayları"nın içinde bulunacağı bir koalisyon hükümetinin protokolünde böyle bir paketin yer bulmasının sağlanabileceğini veya Bin Umut Adayları'nın oluşturacağı Meclis grubunun muhalefet olarak bu paketi gündeme getirebileceğini ifade ediyor.
"AKP'nin insan hakları karnesi zayıf"
Polise yeni yetkiler getiren yasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinin ardından son 15 günde üç gözaltında ölüm olayının yaşandığını anımsatan Birdal, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) işkenceyi önlemekle ilgili performansını şöyle değerlendirdi:
"İşkenceye sıfır tolerans sözde kaldı. AKP'nin insan hakları ve demokratikleşme konusunda karnesi zayıf. Önemli olan insan hakları standartlarının içselleştirilmesi."
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) polis yetkilerini artıran yasanın hemen ardından Çanakkale'de "gözaltında kendini astığı" söylenen Hakkı Çangı'yı, İzmir'de yine "gözaltında kendini astığı" söylenen E.T.'yi ve geçen hafta İstanbul Ümraniye'de gözaltına alındığında sağlam olduğu bilinen, ancak gözaltı sonrası cezaevinde ölen Mustafa Kükçe 'ye dikkat çekmişti.
"Değişime Anayasa'dan başlamak gerek"
Birdal, Meclis gündemine getirilmesi gereken en öncelikli konunun Anayasa değişikliği olduğunu vurguluyor.
"12 Eylül darbesinin oluşturduğu Anayasa'yı ve yasal sistemi değiştirmek gerek. Uluslararası hukuk normlarına, insan hakları standartlarına bağlı, çoğulcu, katılımcı, barışçı, hukukun gücünü ve üstünlüğü, hakların ve özgürlüğün güvenliğini, insanı esas alan bir anayasaya ihtiyacımız var."
Akın Birdal kimdir?
Akın Birdal 1948'de Niğde'de doğdu.
Bismil, Çınar İlçeleri ile Çarıklı, Bağıvar ve Özerkli Beldeleri kapsayan Yenişehir Beldesi'in bulunduğu Diyarbakır 2. Bölge'den bağımsız milletvekili adayı.
1986 yılında kurulan İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) 1986-1992 arasında genel sekreterliğini, 1992'den 1999'a kadar genel başkanlığını yaptı.
12 Mayıs 1998'de Ankara'daki İHD Genel Merkezi'nde iki kişinin silahlı saldırısına uğradı. Yaralı olarak kurtuldu. Bu saldırıyla ilgili Türk İntikam Tugayı (TİT) adlı örgütün yöneticilerinden Semih Tufan Gülaltay, suikasti organize ettiği gerekçesiyle 19 yıl hapse mahkum oldu; 4,5 yıl cezaevinde kaldıktan sonra kamuoyunda "Rahşan Affı" olarak bilinen afla serbest kaldı.
1996'da Barış Günü'nde yaptığı konuşma nedeniyle Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 1998'de ünlü 312. maddeden hapis cezasına çarptırıldı. Uluslararası hak örgütleri Birdal için kampanya başlattı. 1999'da serbest bırakıldı.
Birleşik Sosyalist Parti (BSP) ve Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) kurucu üyesi. 2002'de genel başkanı olduğu Sosyalist Demokrasi Partisi'nin (SDP) de Onursal Genel Başkanı. Merkezi Paris'te bulunan Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu'nun (FIDH) başkan yardımcılığını yürüttü.
Birdal'ın Cansuyu (Aykırı Yayınları, 2006), Betula Öyküler (2003), Sol Elim Ulucanlar'dan Notlar (Belge Yayınları, 2000) adlı kitapları var. (TK/EÜ)