Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) Kürt kimliği açısından 12 Eylül Anayasası'na yönelttiği eleştiriler nedeniyle hedef olurken yıllar önce insan hakları savunucu Akın Birdal'ın benzer eleştirilerle hapsedilmesi AİHM'de dün (2 Ekim) açıklanan bir kararda haksız bulundu.
"Anayasa Kürtleri korumuyor" sözüne hapis
Birleşik Komünist Partisi Mersin Şubesi'nde Eylül 1995'te yaptığı konuşmada, 12 Eylül Anayasası'nın Kürt vatandaşlarını korumadığını ifade eden Birdal'ı Adana Devlet Güvenlik Mahkemesi, Aralık 1998'de bir yıl hapis ve de para cezasına mahkum etmişti. Cezası onanan Birdal, 2000'de hapse girmişti.
Birdal, sonunda hakkındaki iddialardan Şubat 2005'te beraat edebildiyse de, hapse girmesi dolayısıyla uğradığı zarar, buna ilişkin yasa Haziran 2005'te yürürlüğe girdiği için, tazmin edilemedi.
Bunun üzerine Birdal, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü güvence altına alan 10. maddesi ve "adil yargılama" hakkını düzenleyen 6/1 maddesine dayanarak AİHM'e başvurdu.
Başvuruyu değerlendiren AİHM, o dönem askeri üye barındıran DGM'lerin "tarafsız ve bağımsızlıklarından kuşku duyulmasını daha önce birçok durumda olduğu gibi "normal" buldu ve oybirliğiyle adil yargılama yapılmadığına hükmetti.
"Şiddet içermeyen konuşmaya ceza haksız"
AİHM, Türkiye'nin Güneydoğusundaki durumu eleştirel şekilde ortaya koyan Birdal'ın konuşmasında, şiddetin teşvik edilmediği, silahlı direniş veya isyan çağrısı yapılmadığını vurgulayarak, "kin ve düşmanlığa tahrik"ten ceza verilmesini "demokratik bir toplum" açısından "meşru amaca göre orantısız" buldu.
Konuşmanın nefret söylemi barındırmadığına işaret eden AİHM, Türkiye'nin Birdal'a toplam yedi bin avro tazminat (yaklaşık 12 bin YTL) ödemesine karar verdi.
Geçmişte 312. maddesinde olduğu gibi bugün yeni Ceza Yasası'nın 216. maddesi de, "Türkiyelilik" kavramını öne çıkaran Azınlık Hakları Raporu nedeniyle Prof. Dr. Baskın Oran ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun "kin ve düşmanlığa tahrik"ten beraat edememesi dolayısıyla tartışma konusu olmuştu. (EÖ/NZ)