Demokratik Toplum Partisi (DTP) Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, cezaevlerindeki 17 ağır hastanın listesini içeren mektubunda, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün af yetkisini kullanmasını istedi.
Gül, daha önce af yetkisini yalnızca hükümlüler için kullanabileceğini, bunun da Adalet Bakanlığı ya da Cumhurbaşkanlığı Sekreterliği tarafından dosyaların önüne getirilmesiyle mümkün olabileceğini açıklamıştı.
"Siz araştırma yaptırırken biri daha ölebilir"
İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) eski başkanlarından Birdal'sa mektubunda, 17 ağır hasta için "Yapacağınız küçük bir araştırmayla bu bilgileri doğrulatabilirsiniz. Korkum odur ki, bu araştırmayı yaptırırken bir mahkum daha yaşamını yitirebilir" diye yazdı.
Birdal, Gül'e bu yıl cezaevlerindeki sağlık koşulları nedeniyle altı kişinin öldüğünü de anımsattı.
"Cezaevleri koşullarının ikinci bir ceza olmasını lütfen önleyin" diyen Birdal, Gül'e şöyle seslendi:
"Ergenekon soruşturmasından dolayı tutuklu bulunan pek çok kişi sağlık koşulları nedeniyle tahliye edildi ya da tam teşekküllü hastanelerde sağlıklı koşullarda tedavi olmaktadırlar.
"Ötenazi istiyorum diye haykıran Memduh Kılıç'ın, iki üç ay içinde öleceği bildirilen bir mahkumun son günlerini ailesi ile geçirmek istemesinden daha insani ne olabilir ki?
"Ya da 16 kez ameliyat olan Erol Zavar daha ne kadar cezalandırılacak? 85 yaşındaki Yusuf Kaplan'ın, kocamışlıktan dolayı cezası affedilen/ertelenen diğer yurttaşlarımız kadar yaşam hakkı yok mudur?"
17 kişilik liste
Birdal'ın, İHD, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve kendisine yapılan başvurulardan derlediği, mektubunda listesini verdiği 17 kişi ve durumları şöyle.
Aygül Kapçak: Sincan Kadın Cezaevi. Omurgasında şarapnel parçaları var, bundan dolayı kasıklarında dayanılmaz ağrılar oluşuyor. Revir ve hastaneye gittiğinde ise sadece ağrı kesici veriliyor.
Mehmet Ali Çelebi: Sincan F Tipi Cezaevi. Wernicke Korsakoff hastası. Bir başkasının yardımı olmadan günlük yaşamını sürdüremiyor. Örneğin bir başkası söylemezse tırnaklarını kesmiyor, yıkanmıyor, tuvalete gitmiyor. Buna rağmen Adli Tıp kurumu hapishanede kalmasında sakınca yoktur raporu verdi.
Yusuf Kaplan: Elazığ Cezaevi. 85 yaşında. 10 Nisan 2008 tarihli Tunceli Devlet Hastanesinden alınan rapora göre vücut fonksiyonlarının yüzde 79’unu kaybetmiş durumda.
Hediye Aksoy: Bakırköy Kadın Cezaevi. İki gözünü de bir patlama sonucu kaybetmiş. Bu durumda günlük yaşamını sürdürmekte çok zorluk çekiyor.
İzzet Turan: Diyarbakır D Tipi Cezaevi. Beli, burnu, sağ işaret parmağı, sol başparmağı kırık, böbrek yetmezliği, ülser, bronşit, sinüzit, kemik erimesi, göz bozukluğu, ankilozan, spandilit hastalıklarından şikayetçi. Sınırlı olarak hastaneye gönderiliyor. Adalet Bakanlığına yaptığı başvuru “ hastalığının sürekli olduğu ama ölümcül olmadığı” yanıtı ile karşılaşmış.
Halil Güneş: Diyarbakır D Tipi Cezaevi. Kasım 2007’de kemik kanseri teşhisi konmuş. Tedavisi yapılmıyor.
İsmet Ayaz: Adıyaman E Tipi Cezaevi, Çölyak hastası. Özel beslenme gerektiren bu hastalık için gerekli olan diyet verilmiyor. Tedavi edilmesinde, hastane sevklerinde kısıtlamalar yaşanıyor. Bu hastalığa bağlı olarak pek çok rahatsızlığı var.
Samet Çelik: (Geçici olarak) Sincan F Tipi Cezaevi. 2007 Ocak ayında konan tanıya göre kan kanseri. Her ay düzenli kan naklinin yapılması gerekiyor. Tedavisi için gerekli koşullar sağlanmıyor. Zorluk çıkarılıyor.
Güler Zere: Karataş Cezaevi. Kanser hastası. 4. evrede. Çukurova Hastanesince verilen rapora göre “tahliye edilse bile iyileşme olasılığı yüzde 30.
İnayet Mete: Diyarbakır/Siirt Cezaevi. Omurilik zedelenmesi, kalp rahatsızlığı, siroz hastalıkları var. Bu hastalıkları için sürekli tam teşekkülü bir hastanede tedavi görmesi gerekirken hastaneye götürülmüyor. Götürülse bile ring aracı nedeniyle adeta işkenceye dönüşmekte.
Gazi Dağ: Antalya L Tipi Cezaevi. Geçirdiği psikolojik ve fiziksel travma sonucu, başkasının bakımına muhtaç durumdadır. Savcılık izni ile haftada 3 gün kardeşi cezaevinde bakımına yardımcı olmaktadır. Ancak kardeşinin olmadığı zamanlarda istem dışı çalışan boşaltım sistemi nedeniyle büyük sorun yaşamaktadır.
Aynur Epli: Diyarbakır/Siirt Cezaevi. Mide kanseri. Tedavisi yapılmamakta, hastaneye götürülmemektedir.
Afyon Korkmaz: Bergama M Tipi Cezaevi. Bir bacağı protez. Protezin zaman zaman yenilenmesi gerekmektedir. Bu yenilenme yapılmamaktadır. Nüfusa kayıtlı olmadığı gerekçesiyle tedavi yapılmamaktadır. Kemik kendiliğinden uzadığı için mahkum kemiğini kendisi kesmektedir.
Erol Zavar: Sincan F Tipi Cezaevi. Mesane kanseri. 16 kez ameliyat oldu. 50 tane kanserli ur alındı. Her ameliyat sonrası hastalık tekrarlanmaktadır. Bu ölümcül hastalığın yanı sıra safra kesesi, astım migren teşhisi de konmuştur.
Hayati Kaytan: (Geçici olarak) Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi. Sağ eli ve ayak parmakları yok. Beyninde ur var. Tek başına hiçbir ihtiyacını karşılayamıyor.
Latif Bodur: Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi. 16 yıldır cezaevinde. Akciğer kanseri. Doktorlar 1 ay önce 3 aylık ömrünün kaldığını söylediler.
Memduh Kılıç: Kırıklar 1 Nolu F Tipi Cezaevi. 1992’de cezaevine girmiş. 1997 de verem olmuş. Tedavisi yapılamadığı için iki akciğeri de fonksiyonunu yitirmiş durumda. Akciğerinin biri ameliyatla alınmış. Diğeri için ölüm riski çok yüksek olduğu için yapılmamış. Günde 35 adet ilaç alması gerekiyor. Cezaevi koşullarında bu kadar ilaç veremeyiz diyerek ilaçları verilmiyor. Geri dönülemez bir noktada. “Ötenazi” hakkı için TBMM ye başvurmuş. Ret yanıtı gelmiş. Çaresizlik içinde. Doktorlar 2-3 aylık ömrü kaldığını söylüyorlar. Ailesi perişan durumda. (TK)
* Akın Birdal'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e mektubunun ta metni için tıklayın.