Öğle kahvenizi nasıl alırdınız? Bu bira yeterince soğuk değil mi? Bardağın çoğunun meyvesuyu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yemeğiniz tuzlu mu? ...
Bir de şunları soralım:
Çayınızı getiren garson kaç saattir çalışıyor? Biranızın soğukluğundan şikayet ettiğiniz çalışan biraz yorgun mu görünüyor? Merdivenlerden düşen çalışanın sigortası var mı? Bir kokteyl bu kadarsa çalışanlar ne kadar kazanıyor? Geçen geldiğinizdeki garson şimdi neden yok?
Sorular kafe ve barlarda çalışanların sorunlarından sadece bir kısmına işaret ediyor.
İstanbul’un Kadıköy, Maltepe, Beşiktaş, Beyoğlu gibi ilçelerindeki kafe ve barlarında çalışan 15 kadar kişi bu ve benzer sorunlarının ortaklığından yola çıkarak bugün itibariyle Kafe-Bar Çalışanları Birliği’ni kurduklarını duyurdu. Sadece kafe ve bar çalışanlarını değil sektörün tüm bileşenlerini kapsadıklarını söylediler. Amaç; bir araya gelmek, sorunlara dikkat çekmek ve dayanışmayı sağlamak.
Kafe-Bar Çalışanları Birliği Temsilcisi Öner Yakasız ile bir araya gelişlerini, sorunlarını ve yapmak istediklerini konuştuk.
“Bu işin hakkı budur”
Yakasız, yaklaşık sekiz yıldır kafe ve bar çalışanı. Sektördeki sorunlara rağmen dernek gibi örgütlü bir gücün olmadığını ve bu boşluğu doldurmak istediklerini söyledi.
Bunun bir dayanışma ağı olduğunu vurguladı. Sivil toplum kuruluşu gibi hareket etmek istemediklerini, kısa vadede dernekleşme gibi bir planları olmadığını ekledi.
Yanyana çalışanların dahi birbirinden habersiz olduğuna dikkat çeken Yakasız, çalışanları biraraya getirmek istediklerini söyledi. Örgütlülük sonucu çalışanların ortak kararıyla çalışma koşullarında bir standart belirlemek de hedefler arasında.
“Sektörün ve ülkenin gerçekliği ortada. Bir bardan ‘sekiz saat çalıştırıp elli lira vereceksin’ diye bir talebimizin gerçekçi olmayacağını biliyoruz. Biz örgütlü gücümüzle meşru bir zemin yaratacağız ve herkes ‘bu parayla bu iş yapılmaz’ diyecek. Ortak karar oluşturup ‘bu iş bu kadar yapılır, hakkı budur’ diyeceğiz.”
Dört-beş gündür sosyal medyadan yaptıkları duyurulara gelen geri dönüşlerle bu birliğe ihtiyacı hissettiklerini anlattı.
"Esnek çalışma çok, sigorta yok"
Kafe ve barlarda gündelik ücret ödendiği için öğrenciler çalışanların büyük bölümünü oluşturuyor. Öner Yakasız da öğrenciyken çalışmaya başladı. Bir süre ara verip okula dönse de para bittikçe tekrar çalışmaya başladı. Sekiz yıl içinde 20'ye yakın farklı yerde çalıştı.
Sektörü “Esnek çalışmanın en yoğun, sigortanın ise hiç olmadığı sektör" diye tanımlayan Yakasız sorunları sıraladı. Liste uzun:
Çalışma saatleri
* Öğlen 14.00’te iş başı yapıyorsun, çıkış belli değil. Gece 02.00’ye dek anlaşılıyor başta ama içeride müşteri var, işletme de para kazanmaya devam ediyorken bu saat sabah 04.00, 05.00’e dek uzayabiliyor. Yasal sınır olmasa sabaha dek sürecek belki. Sekiz saat çalışmayı ummak çok zor.
Sağlık
* Sürekli ayaktasın. Getirdiği bir bedensel yorgunluk var, buna erken yaşlanma bile denebilir. Bel fıtığı, ayaklarda varis, damar tıkanıklığı gibi hastalıklar yaygın.
* Kafe ve barlar sosyal gözüken ortamlar ama aslında burada çalışanlar anti-sosyal bir kişiliğe bürünüyor. İnsanlardan uzaklaşıp yalnız kalma isteği oluşuyor.
Sosyal haklar
* Sigorta yok. İşveren istediği zaman işine son verebiliyor.
Ücret
* Ödeme günlük. O da en fazla 50 lira. Bunun için ise 18 saate varan açılış-kapanış dediğimiz şekilde çalışman gerekiyor. 20-30 liraya çalışanlar bile var.
* Birçok işletme maaş vermektense ‘müşteri zaten 60 lira bahşiş bırakıyor, ben de üzerine 20 lira veririm iyi para kazanırsın’ gibi cazibeler sunuyor. Emeğinin ücretini müşteriden talep etmen bekleniyor.
İş güvencesi
* Puan sistemi olan yerler var. Ne kadar iş yaparsan o kadar para kazanırsın. Bu seni iş arkadaşınla rekabete koşturuyor. Onun yaptığından fazlasını yapmaya çalışarak diğer işyerini bırak kendi çalıştığın yerdeki arkadaşınla rekabet başlıyor. Bu da kişisel bir sıkıntı kaynağı.
* Çok şubeli yerlerde üç ay çalıştırıp işten çıkardıktan sonra bir ay sonra yeniden işe alıyor. Çıkardığı kişinin yerine daha ucuz çalışan alıyor. Çalışanın daha talepkar olmasını önlüyor. (BK/HK)