Haberin İngilizcesi için tıklayın
Bir sokak röportajında “Kul hakkı yiyenlerin memleketinde yaşıyoruz" diyerek iktidarın politikalarını eleştirdikten hemen sonra gözaltına alınan Sümeyya Avcı, polislerin kendisini bir yıldır dijital olarak takip ettiğini ve paylaşımlarında 10’a yakın örgütün propagandasını yaptığı gerekçesiyle gözaltına alındığını söyledi.
TIKLAYIN- Sokak röportajında iktidarı eleştiren Avcı'ya gözaltı
2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleğinden ihraç edilen sınıf öğretmeni Sümeyya Avcı, 19 Mayıs günü Antalya Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki 4 sivil polis tarafından gözaltına alınmıştı. “Beni bir yılı aşkındır dijital takiptelermiş” diyen Avcı, gözaltı sürecini ve gerekçesini şöyle bianet’e şöyle anlattı:
“118 sayfa ifade verdim”
“Mesele Twitter paylaşımlarım. 118 sayfa ifade verdim 10 saate yakın. Saat 15.00’te başladı, gece 01.00’e kadar. Hemen hemen her tweetimi koymuşlar. Kürtlerle ilgili bir tweetim varsa PKK propagandası, başka biriyle ilgili bir şey varsa DHKP-C propagandası yapmakla suçlamışlar. Sekiz-on örgütün propagandasını yapmaktan almışlar beni. Dosyamda başka bir şey yok, tweet paylaşımı dışında.
"Zaten bir yılı aşkın zamandır dijital takiptelermiş beni. Tweetlerimi, her şeyimi takip ediyorlarmış. Videolarımı çözümlemişler, hepsini yazıya dökmüşler, bütün röportajlarımı. İşte herkes o röportajdan alındığımı söylemiş sosyal medyada. Polisler, ‘Biz seni ondan almadık, o ifade özgürlüğüydü. Yaptığın paylaşımlardaki propagandadan dolayı aldık’ dediler. Bir iki tweetimde hakaretvari kelime varmış. Ben de ‘Üslubuma tabii ki dikkat etmem gerekiyor ama ben hak savunuyorum’ dedim.
"‘Mesela 76 yaşındaki bir insan cezaevinde öldü. Ben onun kim olduğunu bilmiyorum, 76 yaşında cezaevinde ölmesini eleştiriyorum’ dedim. Hukuki olarak suçluların da içeride hakları var. İfademi verdim. Tutuklanmayı bekliyorduk çünkü dosyam bayağı kalındı. Herhalde sosyal medya baskısı olsa gerek, 15 günde bir imza vermek şartıyla bırakıldım.”
"Eleştirmeye devam edeceğim"
“Bundan sonra en azından ironi yapmam. Ama eleştireceğim şeyleri yine eleştirmeye devam edeceğim. İnsanlara şu korkuyu vermemelerini istemedim: ‘Bak röportaj yaptı, sustu, susturdular, başardılar, demek ki konuşmamamız lazım.’ O zaman dilimize dikkat ederek haklarımızı arayacağız, vazgeçmeyeceğiz.”
“Çok bedel ödeyen var”
“Vicdanımla başbaşa kaldığım zaman hiçbir şekilde rahatsızlık duymuyorum. Çünkü çok bedel ödeyen var. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ahmet Altan gibi insanlar… Bakıyorum gazeteci Melis Alphan aynı soruşturmadan yani terör propagandası yapmaktan yargılandı, beraat aldı. Benim de başıma gelebilir. Evinde oturanın da başına geliyor. Konuşmayanın da başına geliyor. Tamamen bütün haklarımızı kaybetmeden, mücadele etmem gerekiyor diye düşünüyorum. Herkese de mücadeleden vazgeçmeyin diyorum, hukuki olarak insan hakları bildirgesinde ne varsa onları talep edin. Haklarınızdan vazgeçmeyin.”
“Beni kurtaran şey aslında tüm kesimlerle ilgili eleştirel tweetler atmam. Zıt fikirli örgütlere aynı anda propaganda yapmam mümkün değil. Yani biri muhafazakar, birisi DHKP-C vs. İsterlerse eski tweetlerimden araştırıp gene bir şey bulabilirler. Ya da gözümün üstünde kaş olması yeter. Sadece şunu istiyorum: Ülkeyi yönetenlerin, nüfus memuru gibi, öğretmen gibi, doktor gibi mesleğini yapıp bitirdiği, sonrasında güzelce veda ettiği, yenilere devrettiği güzel bir ülke olsun.”
(BÖ/NÖ)