Dokuz basın meslek örgütünü bir araya getiren G9'un dönem sözcüsü Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, 301'i birlikte çıkartan hükümet ve ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) "Baştaki beceriksizliklerini toparlayamadıklarını" söyledi.
bianet'e yaptığı değerlendirmede maddenin kaldırılmasını isteyen Hukukçu Gülçin Çaylıgil'se, bunun ötesinde sorunun bir zihniyet meselesi olduğunu vurgulayarak, "Yargıçlarımızın zihniyeti değişmedikçe, anayasal kurumların saygınlığını korumaya çalışırken eleştiri- aşağılama ayırımını yapamadıkça bu sorun devam edecektir" diye konuştu.
301. madde, 17 ay sonra AİHM'lik oldu
Yazdığı "Ermeni Kimliği" başlıklı yazı dizisinde "Türklüğü aşağıladığı" gerekçesiyle kısa ancak tartışmalı bir yargı sürecinden sonra cezalandırılarak aşırı milliyetçi çevrelerin hedefi haline gelen, bunun sonucu olarak 19 Ocak'ta öldürülen "Agos" gazetesi Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in başvurusu, yaşamını yitirmesinden dört gün önce AİHM'ye ulaştı.
Dink'in ailesi ve avukatları Fethiye Çetin ve Erdal Doğan, mahkumiyetle ilgili Hrant Dink'in AİHM'ye yaptığı şikayetin gazetecinin yokluğunda da izleyerek sonuçlandırma kararı aldılar.
2003 ve 2004 yıllarında birbiriyle ilintili sekiz yazı yazan Dink, Dispora Ermenilerine seslendiği 13 Şubat 2004 tarihli "Ermenistan'ı Tanımak" yazısında, "Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur" dediği için Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce ertelemeli 6 ay hapse mahkum edilmişti.
Bilirkişi raporu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı görüşü ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı Osman Şirin ile üye Muvaffak Tatar'ın karşı oyuna rağmen cezalandırılan ve cezası onanan Dink, sanık olarak yargılandığı duruşmalarda milliyetçi çevrelerin hakaret, tehdit ve tacizlerine uğramıştı. Bazı basın ve medya organlarında suçlama "Türk kanına zehirli dedi" şeklinde özetlendi.
Son aylarda her gün onlarca tehdit mesajları alan ve gitgide tedirgin olan Dink, yayın yönetmenliğini yaptığı "Agos" gazetesi bürosunun önünde, 19 Ocak'ta zanlı O.S. tarafından öldürüldü.
İpekçi: Nasıl işin içinden çıkacaklarını bilmiyorlar
Hükümet ve CHP'nin yaklaşımlarını samimi bulmadıklarını ve "oyalama taktiği" olarak gördüklerini ifade eden Ercan İpekçi, hükümet ve muhalefet arasında maddenin değiştirilmemesi konusunda "gizli görüş birliğinin sürdüğünü" savundu.
Madde değişikliği kapsamında AKP ve CHP'nin endişelerinin artık seçimler olmadığını da söyleyen İpekçi, "Sadece nasıl işin içinden çıkacaklarını beceremiyorlar. Yapılması gereken kaldırmak ama onların tedirginlikleri 'kaldırılırsa boşluk olur mu' noktasında" diye konuştu.
301'le birlikte TCK'de değiştirilmesini veya kaldırılmasını bekledikleri 27 madde daha bulunduğunu açıklayan İpekçi, basın ve ifade özgürlüğü fiillerine karşı hapis cezalarının kaldırılmasını geçmişte ve halen talep ettiklerini bildirdi.
İpekçi, TCK değişikliği sırasında cezalara dayanak yapılan "Ermeni Soykırımı ve Kıbrıs'tan asker çekilmesi" gibi gerekçelerin Ceza Yasası'na yeni bir zihniyet olarak yerleştiğini ve 301'in de dahil olduğu sorunlara yol açtığını kaydetti.
Çaylıgil : Doğru uygulansaydı bu noktaya gelmezdik
Daha önce de 141 ve 142. maddelerin yazarları ve çizerleri susturmak için kullanıldığını, bu maddelerin kaldırılmasından son Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) çıkarıldığını anımsatan hukukçu Gülçin Çaylıgil'e göre, "Sorun 301'i kaldırmak değil, maddenin nasıl uygulanacağını bilmek".
"142, 142 ve 163 varken 159 ve 312. maddelerin işlerliği çok azdı. Ne zamanki bu ilk üç madde kaldırıldı, bunların yerine çıkarılan TMY, 159 ve 312 daha fazla uygulanır oldu."
"301'i kaldırırsınız başka bir madde bulurlar" diyen Av. Çaylıgil, Türkiye'de her konunun tartışılması gerektiğini, tabu olmaması gerektiğini söyledikten sonra sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Bu bir zihniyet meselesidir. 301 gibi maddelerle ilgili sorun, zihniyetin de etkilediği uygulamayla ilgilidir. Kaldırılsın, değişsin ama yerine başka madde gelecektir. Oysa bu maddeyi doğru düzgün uygulasalar, eleştiri özgürlüğünü tanısalar, bu noktaya gelmezdik."
Eminağaoğlu: Davalar, kamuoyu ve medya baskısıyla açılıyor
Hukukçu Çaylıgil'in vurguladığı "yargı uygulaması" sorununa, Dink'in Türklüğe hakaret etmediği görüşünü Yargıtay'a kabul ettiremeyen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu bir makalesinde işaret ediyor.
"Milliyet" gazetesi muhabiri Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre Eminağaoğlu, bir hukuk sitesinde çıkan makalesinde, 301. maddenin hukuksal boyutuyla uygulanmadığını, davaların baskı sonucu açıldığını, kamuoyunun da gerçekte nelerin dava konusu olduğunu bilmediğini açıkladı.
Eminağaoğlu, varlığını gerekli gördüğü 301. maddeyle ilgili sorunun uygulamadan kaynaklandığını savundu. Dink'in, "bir erdem olan özeleştiri" nedeniyle 301. maddeyle muhatap edildiğini kaydeden Eminağaoğlu, bu maddenin hukuksal olmayan platformlarda kabadayılıkla savunulduğunu vurguladı.
Yargıyı şekle boğan anlayışın terk edilmemesi ve cımbızla çekilen sözcüklerle sonuca varılması nedeniyle uygulamada sorun yaşandığını kaydeden Eminağaoğlu, bu davaların kamuoyu ve medya baskısıyla açıldığını, maddenin de sadece hukuksal boyutta görülüp uygulanmadığını dile getirdi.
Hukuksal konularda, hukuksal tezlerle hareket edilmediğini, 301. madde davalarında müdahilliğine karar verilen isimlerin mahkeme önünde eylem yaparak kamuoyunu baskı altına aldıklarını kaydeden Eminağaoğlu, Türk yargıçların müdahillik kararlarıyla kendilerini de suçtan zarar gören konumuna düşürdüklerini, bu uygulamanın Yargıtay kararıyla kalktığını ama geçen süreçte her olayda kamuoyu yaratıldığını dile getirdi.
Bir 301 davası da yazar Hozatlı'ya
Yürürlükte kaldıkça her kesimden insanlara karşı işletilen 301. maddenin hedef aldığı son kişi "Ülkede Özgür Gündem" gazetesi yazarı Umur Hozatlı oldu.
İstanbul'da MLKP operasyonu sırasındaki polisin tavrını "Gıcık Adamlar" yazısıyla eleştiren Hozatlı, "Emniyet kuvvetlerini alenen aşağıladığı" iddiasıyla iki yıl hapis istemiyle yargılanacak.
Yazısında polis teşkilatını "korku salmaya çalışan, görevini kişisel çıkarılar üzerine kuran yaklaşımlarıyla ün yapmış" olarak niteleyen Hozatlı, ifadesinde "Özgür Radyo" ve "Atılım" gazetesine yönelik operasyonlara karşı olarak yazdığını söylediği yazısında şu ifadeye yer vermişti:
"...Adamların canı sıkılıyor kendi ideolojilerine ters buldukları gıcık oldukları kişi ve .çevreleri tespit edip kafa dengi savcı ve hakimlerle işbirliği yaparak yakaladıklarına terörist, bölücü ve yıkıcı diye içeri atıyorlar..." (EÖ/TK)