Kobanî davasının 41. duruşma periyodunun 4. oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN - Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi yargılanıyor.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianamede 108 siyasetçi için “Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ile 37 kez “insan öldürme” başta olmak üzere pek çok suçtan ceza isteniyor.
AVUKAT KENAN MAÇOĞLU ANLATTI
“Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
“Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
Şengül: HDP’nin tüm çalışmaları kriminalize edildi
MA’nın haberine göre, yargılanan siyasetçi İsmail Şengül, Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i katleden Ogün Samast’ın tahliye edilmesine tepki göstererek savunmasına başladı: “Bugün Türkiye tarihine çok acı bir gün olarak geçecektir. Ben bir vatandaş olarak Rakel Dink’in yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyorum. Tahliye kararını verenler nasıl bakacak onu da merak ediyorum.”
Şengül, Kobani davasına gelinen sürece ilişkin, 7 Haziran genel seçimlerinden sonra ortaya çıkan sonuçların AKP’yi zayıflattığını ve o günden sonra HDP üzerindeki baskıların arttığını söyledi.
HDP MYK’sinin yaptığı bir açıklamanın suçlama konusu yapıldığını, birkaç “yalancı tanığın” beyanları ile iddianame ve mütalaa hazırlandığını belirten Şengül, “HDP’nin tüm çalışmaları kriminalize edildi. Bu davanın başladığı gün, Fahrettin Altun, ‘Katiller için hesap vakti’ diye bir paylaşım yaptı. Yine dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘HDP-PKK için hesap vakti’ diyerek bizlere karşı kampanya başlatmışlardı. Bu kampanya ile siyasi düzlemde kalması gereken rekabet yargı alana taşınmış ve yargı üzerinde bir dönem sonlandırılmaya çalışmıştır” dedi.
“HDP MYK çağrısı, soykırıma karşı bir çağrıydı”
Şengül, HDP’nin meşru ve siyasal bir yapı olduğunu, HDP’de MYK üyesi olmanın da anayasal bir hak olduğunu söyledi:
“HDP MYK üyesi olmam suç değildir. Çünkü Anayasa da bunun suç olmadığı açık olarak belirtiliyor. MYK üyeliği yapmış olmam anayasal bir hakkın kullanımıdır. HDP de Meclis’te grubu olan siyasi bir partidir. HDP MYK üyesi olmam da suç olamaz. Çünkü kanun, HDP MYK üyesi olmayı suç saymamıştır. Sonuçta devlet vatandaşına tuzak kuramaz, kurmamalı.
Bir tweetten müebbete gidilebilir mi? Soykırım tehlikesinin an be an arttığı bir dönemde HDP MYK’sinin yaptığı, demokratik bir çağrıdır. HDP MYK çağrısı, iddia edildiği gibi devletin birliğine ve bütünlüğüne bir kasıt değil, soykırıma karşı bir çağrıydı. İddia makamı ise içerisinde hiçbir şiddet çağrısı olmayan bu çağrıyı 6-8 Ekim olayların başlangıcı olarak niteleyip, MYK üyeleri hakkında müebbet hapis cezası istiyor. Şaka gibi ama gerçek.”
Şengül, ayrıca Türkiye ve dünyada o dönemde IŞİD'in saldırılarına karşı yapılan çok sayıdaki açıklamayı mahkeme heyetine okuyarak, “Böyle bir ortamda HDP’nin açıklama yapmaması hayatın olağan akışına aykırı olurdu” dedi.
Duruşma yarın devam edecek. (AS)