* Fotoğraflar: Elif Çiftçi arşivi.
Elif Çiftçi, 1988, Hopa doğumlu.
Kendisini "ev hanımı" olarak tanımlayan Çiftçi, Yeşil Sol Parti'nin Gümüşhane birinci sıra adayı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) 27. Dönem Milletvekilleri Sandalye Dağılımı'nın güncel listesine göre Meclis'te 577 milletvekili bulunuyor. Bu vekillerin yüzde 17,33'ü, yani 100'ü kadın. Gümüşhane, kadın milletvekili olmayan Türkiye'deki 34 kentten biri.
Üç çocuk annesi Çiftçi, Türkiye'de ekonomik krizin beraberinde getirdiği güçlükler nedeniyle yarı zamanlı olarak çayda ve bahçede çalıştığını söylüyor.
Yeşil Sol Parti'yi ise kadın haklarına verdiği önem nedeniyle tercih ettiğini belirtiyor.
Hikâyesini ve milletvekilliği adaylık sürecini Elif Çiftçi'den dinliyoruz.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Elif Çiftçi kimdir, ne iş yapar?
1988, Hopa doğumluyum; ama Artvin'de yaşıyorum ve Gümüşhane'den aday oldum.
Üç çocuk annesi bir ev hanımıyım. Çocukların ve kadınların özgürlük alanlarının ne kadar dar olduğunu göstermek için de Artvin'den değil, Gümüşhane'den aday olmayı tercih ettim ve bunu ben istedim.
Ev hanımıyım; ama ekonomik krizin geldiği boyut nedeniyle yarı zamanlı çalışıyorum da. Çaya gidiyorum. Bağ-bahçeye gidiyorum. Bir şekilde ev ekonomisine destek olmaya çalışıyorum.
Liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavlarına hazırlanırken, 18 yaşımda evlendim; 19 yaşımda anne oldum. Sonra bir dönem –yaklaşık dokuz yıl– Ağrı, Patnos'ta yaşadım. Çocuklarımdan birinde gelişim geriliği vardı, onun tedavisi için buraya yerleştim.
"Bana saygıları arttı"
Neden Gümüşhane'den aday olmayı tercih ettiniz?
Gümüşhane kendi içinde kapalı bir yer. Kadınlar ne yazık ki toplumda ikinci plana atılmış durumda ve bu ayrımcılık Gümüşhane'de daha çok hissediliyor. Ama ben böyle bir kentte, Yeşil Sol Parti sayesinde birinci sıradan aday oldum. Kadınların da başarılı olacağını ve ev hanımı, üç çocuk annesi bir kadının da ilk sıradan milletvekili adayı olabileceğini gösterdim. Sağ olsun, Yeşil Sol Parti de bana bu imkânı sağladı.
Bizler kadınlar olarak ne kadar güçlü olduğumuzu biliyoruz ve gücümüzün farkındayız. Her türlü çalışma alanında varız. Ama özellikle aday olduğum Gümüşhane gibi kentlerde kadınların sesi daha az duyulur, söylediklerine çok da itibar edilmez. Halbuki yaşamın omurgasını oluşturan bizleriz.
Gümüşhane'de nasıl karşılandı adaylığınız?
Gayet olumlu karşılandı ve bu da beni daha çok heyecanlandırdı. Arkadaşlarım, akrabalarım, dostlarım; herkes çok iyi karşıladı adaylık kararımı. Özellikle eşim çok mutlu oldu.
Çünkü Gümüşhane'de özellikle birinci sıradan aday olmam demek, onların da gururlanması demek. "Bu da olabiliyormuş," dediler bana. Ne yalan söyleyeyim, bence bana olan saygıları da arttı. Bu da beni daha çok mutlu eden ve gururlandıran bir şey.
Kadına gerçekten değer veren parti
Neden Yeşil Sol Parti?
Diğer partilerin programlarını da takip ediyorum ve yaptıkları işlere bakıyorum. Ama şunu çok net bir şekilde gördüm ve her geçen gün görmeye devam ediyorum: Kadına gerçekten ve sadece kadın olduğu için değer veren parti Yeşil Sol Parti.
Kadınlara eşit yaşam hakkı sunan, özgürlük alanı ve eşit temsil hakkı tanıyan bir parti. Burası kadınların en çok çalıştığı, emek verdikleri bölgelerden biri olan Karadeniz bölgesi. Şimdi beni birinci sıradan aday göstermeleri bile bu eşit temsiliyeti ne kadar önemsediklerini gösteriyor.
HDP/Yeşil Sol Parti'yle nasıl tanıştınız?
Karadeniz Bölgesi'ne taşındığımızda arkadaş çevrem değişti. Arkadaş ortamımdaki kadınlarla önce 8 Martlara ve 1 Mayıslara gittik. Eşim HDP'liydi; ama daha çok arkadaş çevrem etkili oldu HDP ile tanışmamda.
Sonra bir baktım, HDP güzel ya!
Kızım henüz yaşı küçük olduğu için tüm etkinliklere gelemiyor; ama bana hayli özeniyor. Hatta arada diyor, "Anne ne güzel etkinlik, ben de gelmek istiyorum," diye. Kızımın da bu bilinçle büyümesini çok önemsiyorum. Kendi ayakları üzerinde durmasını ve bağımsızlığını elde etmesini, kimsenin "Onu yapamazsın" demesine aldırış etmemesini istiyorum. Ve şu an kızıma bunu gösterdiğime inanıyorum.
Kadınların ikinci plana atıldığı Gümüşhane'den, Türkiye'deki en büyük partilerden birinin birinci sıra adayıyım. Daha ne olsun?
"Ben bir bireymişim"
Erkeklerle de toplantıya gidiyoruz, geceye sarkan toplantılarımız da oluyor. Kimse de yadırgamıyor bu durumu. Aksine saygı görüyorum. Bu çok güzel bir his. Şimdi bir de aday oldum, ailedeki bütün erkekler daha fazla saygı duymaya başladı bana. Gerçekten ben de şunu demeye başladım: Ben bir bireymişim ve bunu yeni fark ettim. Bu da ilk röportajım mesela, epey heyecanlıyım!
Milletvekili seçilip Meclis'e girdiğinizde neler yapacaksınız?
Ben ev hanımıyım; evet ama az önce de dediğim gibi yarım dönem çalışıyorum. Çalışmak zorundayım. Üç çocuğum var ve enflasyon bu kadar yükseldiği için çocukların eğitimi, beslenmesi derken büyük bir bütçe gerekiyor. Çocukların beslenmesine ne koyduğumuz bile sınıfsal artık.
Zengin zaten zengin, önemli olan fakiri doyurmak. Eğer kazanırsam Meclis'te bunları anlatmak istiyorum.
Kadınların ne kadar zorluk çektiğini, annelerin o evlerde bir tencere yemek kaynatmak için ne mücadeleler verdiğini anlatmak istiyorum.
(TY)