bu tanıma göre, başta başbakan olmak üzere hükümetin tümü, akp üyeleri ve bir kısım taraftarı “marjinal kesimlerin yasadışı eylemleri” olarak nitelendirmiş olsa bile 23 mayıs’tan bu yana süren “gezi parkı direnişi” öncelikle tüm unsurlarıyla tam bir “sivil itaatsizlik” eylemidir.
çünkü bu eylem benzer düşünceyi paylaşan herkesin ortaklaşa sahip çıktığı bir doğa parçası için, onu ortadan kaldırmak isteyen hükümet yetkililerine karşı, açık ve alenen, temel olarak da şiddetsiz biçimde gerçekleşen bir eylemdir. direnişle ilgili yapılan çeşitli yorumlarda bu saptama özellikle vurgulanmış, direnişçiler tarafından da açıkça dile getirilmiştir.
hükümet, taraftarları ve onların etki ve baskı altında tuttuğu kesimler dışında hiç kimse direnişin bu anlamdaki “meşruiyeti”ni ve “haklılığını” sorgulamamaktadır. yine benzer biçimde herkes bu direnişin asıl olarak “şiddet unsuru” içermediği konusunda da aynı düşüncededir.
sivil itaatsizliğin taa thoreu’dan başlayarak, bedau, rawl, habermas, hans de with ve başka yazarlarca ayrıntılandırılan temel unsurları gezi parkı direnişi sürecinde mevcuttur.
hükümetin “marjinal” nitelendirmesi
ancak mevcut sivil itaatsizlik örneklerinin hemen tümüne bakıldığında görülen bir ortak nokta ise bu eylemlere ilişkin olarak eylemlerin muhatabının takındığı tutum ve yeğlediği söylemlerdir. hükümetler ve muhataplar sivil itaatsizlik eylemlerinin asıl olarak “yasa dışı” olmasından yola çıkarak şöyle ya da böyle mutlaka bu eylemlere ilişkin benzer nitelemelerde, dolayısıyla suçlama ve ithamlarda bulunmaktadırlar.
gezi direnişi eyleminde de benzer durum söz konusu olmuş, direnişçilerin içinde herhangi bir örgütsel bağlantısı olmayanların yanında klasik örgütlenme biçimleriyle örgütlü “politik yapılar”ın varlığı, hükümet tarafından direnişçilerin “marjinal” sözcüğü ile bölünmesine yönelik bir tutumu doğurmuştur.
oysa bu örgütlü yapıların bazıları çeşitli nedenlerle süren davaların muhatapları olsalar da henüz “yasa dışı” oldukları hukuken ortaya konulmayan, yapılardır ve kendi ideoloji duruşlarına göre bu direnişte, herkesle birlikte ve asla ortak tutumdan ayrılmadan katkı ve katılımlarını sürdürmüşlerdir.
yine direnişçiler içinde yer alan bazı örgütler ise zaten meslek örgütü/kuruluşu, sendika, vb. hukuki ve yasal kimlikleri altında direniş eylemi içinde yer almışlardır.
sonuç olarak örgütlü olsalar da olmasalar da herkesin birbiriyle eşit olduğu ve herkesin katılımına açık bir direniş söz konusudur.
o kadar ki bu direniş eyleminde “ideloloji ve politikaları birbirinin tam zıddı örgütlü
yapılar da bir arada yer almış bu durum herkes tarafından fark edilmiş, benimsenmiş ve övgüye değer bulunarak, hareketteki demokratik tutumun düzeyinin yüksekliğinin bir kanıtı olarak değerlendirilmiştir.
direnişin araçları devrimin unsurları
temel kaynaklarda dile getirilen tüm unsurlardan yola çıkılarak yapılan sivil itaatsizlik eylemi değerlendirmesi yine de bir başka somut durumun varlığıyla bütünlenmelidir. o da bu süreç boyunca yaşamı mümkün kılan, kimisi bir sivil itaatsizlik aracı ya da yöntemi de olan kimi uygulamalardır.
kanımca direniş sırasında ortaya konulan taleplerden daha çok böylesi bir birlikte davranma tutumu hükümeti ve direnişin muhataplarını tedirgin ve rahatsız etmiştir. gezi direnişinin bu özellikleri yapılanların etkisinin büyüklüğünün de en önemli nedenlerinden birisidir.
direnişin başlangıcındaki temel talebin “gezi parkının olduğu gibi bırakılması” olmasına karşın, süreç içinde direnişe katılanların başka rahatsızlıklar nedeniyle bu direnişe destek verdikleri de yine hem yapılan anketlerden hem de direnişe katılanların belirttikleri katılım gerekçeleriyle yorumlardan anlaşılmıştır. bu talepler çeşitlidir. her biri de farklı toplum kesimleri tarafından benimsenip dile getirilmektedir.
direnişin temel talebinin şimdilik yerine getirilmiş olsa da diğer taleplerin gerçekleşmeyeceği ortadadır. yaşanan bu pratikten yola çıkılarak yine benzer sivil itaatsizlik yöntemleri ve orada gerçekleştirilen uygulamalarla bu meşru taleplerin dile getirilmesi daha demokratik bir ortam ve ülke yaratılması ve özgürlüklerin daha geniş olmasına yol açabileceği için çok önemlidir. gezi direnişinin bir başka boyutu da geçen on beş günü aşkın bir sürede paranın sınırsız hakimiyetini ortadan kaldıran, birlikte yaşamanın gerektirdiği ortak dayanışma yöntemlerini denenmesidir.
bunlar çağdaş ve demokratik toplumlarda kurumlaşması gereken örnekler ve durumlardır.
demokrasi ve özgürlüklerin ülkenin her yerinde tüm unsurlarıyla yerleşene kadar, her düzlemde ve toplum kesiminde bunu geliştirecek tutumlar alınmalı ve sürdürülmelidir.
üç temel örnek ve diğerleri
bu bağlamda gezi parkı’nda direniş süresince yaşanan en önemli uygulama karar alma süreçlerindeki tutum ve alanın her yanında herkesin kendisini ifade etmesine yönelik düzenlenen serbest kürsülerdir. bunlar temel olarak “doğrudan demokrasi” uygulaması örnekleri olarak benzer direnişlerde ve herkesin bulunduğu her alanda sürdürdüğü bir tutuma dönüşmelidir. düşüncesini özgürce ifade etmek, tartışmak ve karar süreçlerinde açık, şeffaf ve katılanların eşit sayıldığı uygulamalar, bugün yaşadığımız demokrasiyi(?) geliştirecek en önemli araç ve uygulamalar arasındadır.
gezi parkı’nda bu süreç içinde gerçekleştirilen ikinci önemli fiili durum barınma ve beslenme konusunda bulunan ve yaratılan “ortaklaşmacı ve paylaşımcı” çözümlerdir. bir çok benzer direniş örneğinde gözlemlenen, “aynı mekan ve ortamlarda hiç bir sınırlama ve zorlama olmadan hep birlikte yaşamak”, yine “ortak kazan kaynatmak ve oradan yemek” yalnızca özgürlük, eşitlik ve kardeşlik algısını geliştiren bir şey değil aynı zamanda bir toplumda olmazsa olma bir unsur olan “sosyal dayanışma”yı da geliştiren bir olgudur.
dahası gelir adaletsizliğin yarattığı yoksullaşmanın ve yoksunlaşmanın doğurduğu uçurum ve olanaksızlıkların çözümünü yalnızca bir “iane, ulufe ve sadaka” noktasında bırakmamak için bu örnekleri çoğaltmak ve yaygınlaştırmak, yalnız bir sosyal sorunun çözümü olmayacak aynı zamanda demokrasi ve muhtaçlıktan kaynaklanan “özgürlükten yoksunluğun” aşılmasında da önemli bir işlev üstlenecektir.
direnişin bir başka önemli başlığı da direnişçilerin direnme sırasında gereksindikleri “sağlık hizmetinin sunum” biçimidir.
bu hizmet birimlerinde polisin saldırısından kaynaklanan acil durumlar yanında direnişçilerin diğer sağlık sorunları da çözümlenmiştir. o kadar ki bunları yapılması sistemi rahatsız ettiği için bu hizmetin sunumunda öncü görev üstlenen hekim meslek örgütleri cezalandırılmak istenmektedir. bu tutum da gezi parkı ve direnişin sürdüğü diğer yerlerde yapılanların doğruluğunu göstermektedir.
bu alternatif hizmet sunumu hükümetin herkese dayattığı ve giderek bir karşılık almadan hizmetten yararlanmanın olanaksız hale getirdiği sağlıkta dönüşüm programına yönelik bir sivil itaatsizlik eyleminin olası olumlu sonuçlarını işaret etmektedir.
bugün sgk çatısı altında sağlık güvencesi olmayanlar ve sgk kapsamında olsa bile onun kurallarını tümüyle yerine getiremediği için bundan yararlanamayan önemli bir halk kesimi bulunmaktadır.
öte yandan mevcut sağlık durumu ve hastalığı ile ilgili süreçlerin, hükümetin hasta mahremiyetini ihlâl eden tutum ve davranışları nedeniyle mevcut resmi kurumlardan hizmet almaktan kaçınan, dolayısıyla gereksindiği hizmetlerden yararlanamayanlar bulunmaktadır.
ayrıca sağlığa ve sağlık hizmetine bakışı ve dünya görüşü nedeniyle bu sisteme dahil olmak ve ondan hizmet almak istemeyenler de bulunmaktadır. gezi parkı’ndaki hizmet sunum ortam ve mekanlarının bu anlamda hizmeti gereksinenlere yönelik bir seçenek olarak sunulmasının sürdürülmesi çok önemlidir.
üstelik bu sunum biçimleri uzun vadede bu yapılarda ortaya çıkacak olumlu sonuçların, sağlıkta dönüşüm programının yanlışlığının ortaya konulup vazgeçilmesi bakımından da yarar sağlayacağı açıktır.
“gezi parkı direnişi” sırasında bu örnekler dışında, bilgi ve deneyim paylaşımına yönelik atölyelerde gerçekleşenler, alternatif medya ve iletişim örnekleri, hatta inanç ve ibadet konusunda mevcut iktidar sistemlerini sorgulayarak kendi meşru örneklerini, dolayısıyla yeni ve alternatif yaşam biçimleri açısından ufuk açıcı örnekleri oluşturmaktadır.
tüm bunların gezi parkı’nın korunması dışındaki diğer taleplerin gündeme getirilmesi süreçlerinde de önemli olanaklar sunacağı açıktır.
mümkün ve çok da yakın
hemen her konuda hedeflenen sonucu sağlayacak sivil itaatsizlik yöntemleri bilinmektedir. onlardan yola çıkarak pek çok başkaları da bulunabilir.
birlikte düşünmek ve farklı olunan yanlardan daha çok benzer yanların ve özelliklerin üzerinde kurgulanacak yeni çözümler yeni ve başka bir dünyanın oluşturulması konusunda da önemli olanaklar sağlayacaktır.
geçen haftaki yazımdaki “devrim”in yaşamın içinde ve yaşamı şekillendirecek biçimde sürdürülmesi bu araçlar ve uygulamalarla pekala mümkün olabilir.
thoreu yalnızca direnmek için bir sivil itaatsizlik eylemini gündeme getirmemişti, o yanı zamanda düşlediği bir başka yaşama biçimini bu şekilde var edebileceğini görmüştü.
bu şimdi de mümkün ve çok da yakındır.
eğer içimizde bir “devrim” taşıdığımız konusunda ciddi ve samimi isek o zaman içimizdeki devrimi dışa vurmanın yollarını da bulmakla yükümlü olduğumuzu unutmamalıyız. (ms/ekn)
(1) john rawls; “sivil itaatsizliğin tanımı ve haklılığı”, kamu vicdanına çağrı sivil itaatsizlik (2.basım) içinde, ayrıntı yayınları, istanbul, 2001, s.56