"Oyuncak bebekler de insanlar gibi, içi boş varlıkları temsil ediyorlar."
2013 yılından bu yana genç sanatçıları, koleksiyonerler, galeriler, kültür-sanat kurumları ve sanatseverlerle buluşturan Mamut Art Project’15 by Akkök sergisi 26 Mart'ta başladı. 29 Mart'ta son bulan sergide, 56 genç sanatçının 400 eseri sergilendi. Mamut Art Project'te eserleri yer alan genç sanatçılardan biri de Toprak Bek'ti. Bek, "Boşluk" adlı konsept çalışmasıyla Mamut Art'taydı.
Sanatçının eserlerindeki oyuncak bebek çizimleri dikkat çekerken; o, bu çizimlerinin, insandaki boşluğu yansıttığı görüşünde. Bek, aradaki tek farkın ise "onların bir parça plastik, bizlerin ise bir parça et olmamız” noktasında olduğunu belirtiyor. Toprak Bek, Mamut Art Project'te yer alan çalışmaları özelinde sanatını, çalışmalarını ve ileriye dönük hedeflerini bianet'e anlattı.
Toprak Bek kimdir? Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Yeditepe Üniversitesi Moda Tasarım Bölümü'nü burslu bitirdim. Devamla da aynı üniversitede yine burslu olarak Plastik Sanatlar Bölümü'nde yüksek lisansa başladım ve şu anda tez aşamasındayım. "Modern Sanat ve Çocuk Figürleri" üzerine çalışıyorum. Performans ve fotoğraf sanatıyla da ilgileniyorum.
Mamut Art Project'te eserleriniz sergilendi; onların özelinde bize biraz sanatınızdan bahseder misiniz?
Mamut Art'taki çalışmalarımda insanın kendi iç dünyasındaki boşluğu ele almak istedim. Bu boşluğu, bebeklerin gözlerindeki boşlukla bağdaştırarak ifade etmeye çalıştım. İnsan, hayatta neye sahip olursa olsun -maddi ya da manevi-, yine de kendi içinde bir yalnızlığa ve boşluğa sahiptir. Bu duygu, gerçekten de yeri doldurulamayan bir boşluk. Bu nedenle, bahsettiğim boşluğu doldurabilmek için bu konu üzerine çalışmaya koyuldum. Çünkü hayatta sahip olduğumuz birçok şeyi bu boşluğa göre şekillendiriyoruz ve böyle mutlu olabileceğimize inanıyoruz. Ancak, aksine, onu doldurmaya çalıştıkça ondan daha da uzaklaşıp daha bir aidiyetsizliğe sürükleniyoruz sanki. Bu boşluk anlatısını oyuncak bebeklerle başlatıyorum.
Oyuncak bebekler, benim için, kişinin anne ve babasından sonra kendi varlığını tanıma anlamında karşılaştığı ilk gerçeklik. Çünkü bunun üzerinden kişi kendi varlığını, cinsiyet, paylaşma ya da birçok duygu ve düşünce aracılığıyla karakterine sindirmeye başlıyor. Bu yüzden de oyuncak bebeklere baktığımda insanlardaki boşlukla aynı hissiyatı alıyorum, sadece bir farkla: Biz bir parça etiz, onlar ise bir parça plastik. Mamut Art'taki çalışmalarım da esas olarak bunları yansıtıyordu.
Neden oyuncak bebek resimleri?
Uzun zamandır bebek topladığım için, onların hayatımın bir parçası olduklarına inanıyorum. Bu yüzden de bu yaşadığım şeyden yola çıkarak bebekleri kullanıyorum.
Peki bütün eserleriniz için bu bir odak mı; yani oyuncak bebekler ve boşluk...
Başlangıç olarak kendime oyuncak bebekleri seçtim, çünkü anne ve babadan sonra ilk karşılaştığımız şey onlar. Ancak çalışmalarım bu odaktan yola çıkarak bir anlatı geliştiriyor diyebilirim. Yani bunlarla bağlantılı bir şekilde geçiş olacak; bebeklerden, çocuk ve oyuncak arasındaki bağa doğru bir geçiş bu. Oyuncak, çocuk için önemli bir yolculuktur. Ancak devamla, çocuğun kendi varlığıyla, sonra da çocuğu topluma dahil eden anne ve babasıyla olan ilişkisi üzerine gidecek bir yol tasavvur etmekteyim.
Her bir bebeğin adı var; örneğin, birinin adı "Anabel", bir diğerinin "Merlin". İsimlerin hikayesi nedir?
Bebeklerin hepsine sevdiğim kitaplarda, filmlerde ya da gerçek hayatta tarihe adı "uğursuz" olarak anılan kişilerin isimlerini koydum. Mesela, "Anabel" çok sevdiğim bir film ve oradan alıntı. Film gerçek ve yaşanmış bir öyküyü anlatıyor. Anabel, boşlukta sıkışmış bir ruh. Varolabilmek için bir bebek aracılığıyla insanların bedenine girmeye çalışıyor. Bu ilk bakışta korku ya da fantastik bir film gibi görünebiliyor; ancak benim açımdan durum tam tersi. Sonuçta hepimiz gerçekliğimizde varolduğumuzu hissetmeyi arzuluyoruz ve bunun için de anneye, babaya, sevgiye ve paraya gereksinim duyuyoruz. Bunlara gerçekten de muhtaç mıyız? Tüm bu değerler toplumun bize atfettiği değerler, yani dayatılmış değerler aslında. Bunlar olmadan sanki yaşamın bir anlamı yokmuş gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu yüzden Anabel'in benim bedenimde yaşamasını sorun etmiyorum ben.
İşleri yaparken asla depresif ya da olumsuz bir ruh haliyle yapmıyorum, aksine sevgiyle yapıyorum. Çünkü işlediğim konu kendi varlığımla yüzleştiriyor beni. Evet, bu yönlü yorumlar oluyor, yani bebeklerin korkunç göründüğüne dair yorumlar; ancak ben onların ürkütücü olduklarını düşünmüyorum.
Çalışmalarınızda hangi teknikleri kullanıyorsunuz?
Mamut Art'taki çalışmalarımda yoğunluk olarak sulu boya kullandım. Tarama tekniği ile çalıştım. Dokuz bebek portresi var ve dokuz tane de figür çalışması var. Onun dışında da üç tane işim daha var. Aslında benim için önemli olan teknik ya da malzemeden ziyade, işin kendi yolunu bulması, daha doğrusu malzemesini bulması. Bunun daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Tek bir malzemeye tutkuyla bağlı olmanın iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum; çünkü bu, işi tamamen tekniğe çeviriyor ve duyguyu saf dışı bırakıyor.
İleriye dönük hedeflerin neler?
En büyük hayalim kişisel sergi açmak ve bu sergide de resmin dışında, video-performansın da olması. Duygularımı sadece resimle ifade etmektense diğer yolları da tercih ediyorum. Çünkü bazı duygular kendi yolunu kendiliğinden bulabiliyor; mesela bir video ya da bir fotoğraf, resimden daha etkili olabiliyor. O yüzden de bu anlamda bir sınır koymayı doğru bulmuyorum, çünkü kendi hayatımda da kendime sınırlar koyan birisi değilim. (BA/AS)
* Mamut Art Project 2015 sergisi 29 Mart'ta son buldu. Eserlerin satışı ise Haziran ayına kadar devam edecek. Ayrıntılar için tıklayınız.