Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanı’ndaki 661. buluşmalarında 30 Kasım 1994 tarihinde Mardin’in Midyat ilçesinde askerler tarafından evinden alınmasının ardından bir daha kendisinden haber alınamayan Nihat Aydoğan’ın akıbetini sordu.
İlk olarak söz alan 1994’te kaybedilen Fehim Tosun’un eşi Hanım Tosun, 1995’ten bu yana kendilerinin sesinin tüm dünya tarafından duyulduğunu ama Türkiye’deki hükümetlerin kendilerini duymadığını söyledi.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) derdinin Rıza Sarraf olduğunu söyleyen Tosun, “Onun peşinde düşmüşler kimse bizim kayıpların peşine düşmemiş. Bizim kayıpların peşine düşsenize. Kendinizi bizim yerimize koyun akşam ailenizden biri 5 dakika eve gelmese ne yapardınız?” dedi.
“Eşini dağda ara”
Hanım Tosun’un ardından23 yıl önce Mardin Midyat’ta gözaltında kaybedilen Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan söz aldı.
Evrensel Gazetesi’nde yer alan habere göre, eşini aramak için üç kere savcılığa gittiklerini ancak savcılığın başvuru tarihini 1994 yerine 93 olarak kayıtlara geçtiğini anlatan Aydoğan, bu duruma itiraz ettiklerinde de savcılıktan, “Kocanı git dağlarda ara” yanıtı aldığını belirtti ve ekledi:
“Benim yanımdan eşimi aldılar. Aramadığım yer kalmadı. Biz kemiklerimizi istiyoruz mezar istiyoruz. Bakın evdeki fotoğrafına bu çiçekleri koyuyoruz neden mezarlarına bırakamıyoruz. Biz de mezarımız olsun kemiklerimize sarılalım istiyoruz. Bunu bize neden çok görüyorlar.”
“Kaybedenler biliniyor”
Haftanın basın açıklamasını Cumartesi Anneleri/İnsanları’ndan Hatice Onaran okudu. “Hakikat ve adalet ısrarlarımız 661 haftadır sürüyor. Bu hafta ise 23 yıldır akıbeti gizlenen, failleri cezasızlıkla korunan Nihat Aydoğan’ın dosyasında hakikatin açıklanması için bir araya geldik.
“Nihat 30 Kasım 1994 sabahı özel tim ve korucular tarafından Mardin Midyat’taki evinden gözaltına alındı ve oğlu Ferhat dağa gittiği iddiası ile kendisine günlerce işkence yapıldı.
“Resmi makamlar Nihat gözaltına alındıktan 20 gün sonra nöbetçi savcılığa sevk edildiğini, serbest bırakıldığının iddia etti. Ancak kendisinden bir daha haber alınamadı.
“Eşi Halime Aydoğan, Nihat’ın akıbetinin sorulması için tüm resmi kurumlara başvuru yaptı. Vukuatlı nüfus cüzdanı örneği almak için gittiğinde eşinin nüfus bilgisinde ölü olarak geçirildiğini öğrendi.
“Nüfus iradesine ölüm bildiriminde bulunan köy muhtarı, jandarma komutanının baskısı sonucunda gerçek olmayan bu bildirimi düzenlemek zorunda kaldığını itiraf etti.
“Aydoğan Ailesi’nin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Aydoğan’ı kaybedenler bilinmesine rağmen haklarında soruşturma dahi açılmadı. Siyasal iktidarlar, Aydoğan’ın kaybedilmesi suçunu da cezasız bıraktı.” (EKN)