Mimarlar Odası Ankara Şubesi Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezi ve Uluslararası İlişkiler çalışmaları kapsamında düzenlenen online etkinlikle Kosta Rika'lı mimar Carolina Pizarro Hernandez, Kosta Rika'da bir cezaevinin çocuk müzesine dönüşüm hikayesini anlattı.
UIA Çocuk ve Mimarlık Çalışma Grubu'nun Kosta-Rika temsilcisi Hernandez, online gerçekleştirilen etkinlikte cezaevinin çocuk müzesine dönüşüm sürecini ve çocuklar için kent yaşamı ve mekan hakkındaki uluslararası deneyimlerini aktardı.
Etkinlikte Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan da çocuk mimarlık çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Carolina Pizarro Hernandez, "Bu süreç, bir yapının korku ve sıkıntılı günlerden sonra ışıltılı ve gülümsemeyle dolu bir yapıya dönüşmesinin öyküsüdür. İki farklı gerçeklik görmekteyiz. Burada bilim ve kültür merkezinin mekanını, önemli tarihleri, merkezin açılışını, psikologlarla, endüstri tasarımcılarıyla ve pek çok uzmanla oluşturduğumuz uluslararası endüstri, mimari tasarım organizasyonunu konuşacağız" dedi.
Kosta Rika ve cezaevine ilişkin bilgilendirmeler de yapan Hernandez şöyle konuştu:
"Cezaevinin o dönem çok kötü bir imajı vardı, korku salıyordu kimse yakınından bile geçmek istemiyordu. 1950'lilere geldiğimizde uyuşturucu kullanımı, kötü beslenme, ilaç ve tedavi eksikliği bütün bunlar çok daha fazla şiddete yol açtı, çeteler ortaya çıktı. Bütün bunların sonucu olarak adli otoriteler yeni bir yargı modeli geliştirmek zorunda hissettiler. Hükümet tarih için şehrin uzağında bir cezaevi inşa etmek istediler, cezaevi şu an da farklı bir ile taşındı. Cezaevi artık merkezde değil.
"1979-1993 yılına kadar bu bina kapatıldı terk edilmiş halde kaldı. Milli Polis Teşkilatı burayı küçük bir karakol olarak kullandı. Bu yapı yıkılmak istenince 1994 yılında, o dönem First Lady olan Gloria Bejarano bu yapının Kosta Rika'nın kültürünün parçası olduğunu ifade ederek, bu yapıyı bir çocuk müzesi haline getirmek istedi. Pek çok mimarla görüştü ve büyük bir proje ortaya çıkarmak için çalışmalara başladı.
"Kültür Bakanı Firs Lady'nin fikrini benimsedi ve binanın kültürel miras olduğu ortaya kondu. Sonuçta yapının yıkılması ihtimali ortadan kalktı. Teklifler üzerinde çalışmalara başlandı ve 1994 yılında çocuk müzesi kapılarını açtı. Bu cezaevinde yaşananlar ulusal bir utanç haline geldi ve tekrar bütün bunların yaşanmaması için yeni cezaevlerinde iyileştirmeler öngörüldü ama yine de cezaevi yapılarındaki iyileştirmeler gerekliliğini sürdürülüyor. Dolayısıyla reform gerçekleştirilmiyor daha iyi sağlık ve psikolojik şartlara sahip cezaevleri inşa ediliyor. Bu cezaevi yaşananların hiç unutulmaması için yıkılmak istenmedi. Karakol olarak devam edildiği için muhafaza edildi. Birçok kez farklı işlevlendirmeler için fikirler ortaya atıldı ve son olarak bir kültür merkezi fikri vardı ki bu hayata geçti."
Müzede çocuklar için interaktif odalar ve öğretici oyunlar olduğunu aktaran Hernandez, mekanın dönüştürme sürecini ise şöyle anlattı:
"Müzede, çocuklar için interaktif odalar mevcut, sürdürebilir şehir enerjiyi ve elektriği nasıl tasarruf edebiliriz bunların anlatıldığı oyunların olduğu bir salonumuz var. Çocuklar oyun üzerinden enerji tasarruf üzerinden maksimum puanı aldıkları oyunlar var. Toprak nasıl işleniyor onlara dair oyunlar var. Kukla odaları ve karakterler var. Okuma salonları yer alıyor, bütün çocuk literatürü buraya dahil edildi. Çocuk müzesini temsil edecek karakter nasıl olmalıdır üzerine bir yarışma açıldı ve onun örnekleri şimdi müzede sergileniyor. Bilim, teknoloji, kültür, sanat ve edebiyata odaklanan interaktif sergiler var. Mimaride bilinçlendirmeye dair çalışmalarımız oldu."
(AÖ)