Diyarbakır’da 19 Mayıs 2019 tarihinde boşanma aşamasında olduğu Mesut Issı tarafından öldürülen avukat Müzeyyen Boylu cinayetinin ilk duruşması pazartesi (9 Eylül) günü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Issı’nin “Kasten tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davada 26 baronun, kadın kurumlarının ve 5 sivil toplum örgütünün davaya müdahillik talebi reddedildi.
Bakanlık müdahil oldu
Mahkemenin kararında "Yargılamaya konu edilen eylemin maktülün yürüttüğü avukatlık mesleğinin sevk ve idaresinden kaynaklanmadığı, kadının korunmasına ilişkin olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın katılan olarak kabulüne karar verildiği, CMK'nın 237/1 maddesinde yer alan suçtan doğrudan zarar görme koşulunun bu kuruluşlar yönünden oluşmadığı anlaşılmakla davaya katılma taleplerinin reddine... " ifadesi yer aldı.
Avukat Yıldırım: İtiraz edeceğiz
Mahkeme heyetinin kararını bianet'e değerlendiren Diyarbakır Barosu üyesi ve İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Derya Yıldırım, mahkeme heyetinin kanun maddesini dar yorumladığını söyledi. Katılma taleplerinin reddedilmesine dair itirazda bulunacaklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Mahkeme, ileri sürülen kanun maddesinde zarar görme konusuna değinmiş, bu konuda takdir mahkemeye verilmiştir. İstanbul Sözlesmesi ve uluslararası protokoller katılım taleplerinin kabulu yönünde ön açıcıyken mahkemenin zarar görme ihtimalini dar ve eksik yorumlamasi ve açıkca 'kabul et' ayrıntısını görmemesi ayrı bir mağduriyete yol açmaktadır. Yine ret kararının gerekçesi olarak gösterilen Müzeyyen'in öldürümesinin avukatlık mesleğinden kaynaklı olmayışı da yanlış yorumun sonucudur."
"Üç kere Koruma talep etmişti"
"Söz konusu olan bir avukatın yargı tarafından korunmamasıydı. Müzeyyen Boylu, üç kez koruma talep etmiş. Bu üç talepte de 15 er gün koruma kararı verilmişti. Hakimler sanık ile aynı zihniyetine sahip. Bu nedenle bu şekilde kararları oldukça rahat verebiliyorlar."
Duruşma 4 Kasım tarihine ertelendi. (RT)
İstanbul Sözleşmesi Nedir?"İstanbul Sözleşmesi kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, kadınlara yönelik şiddetin faillerin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için titizlikle hazırlanmış bir metin. Sözleşme metni bu konularda getirdiği yüksek ve detaylı standartları içeren hükümlerin yanı sıra bir de Sözleşmenin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek için oluşturulacak ve kadına yönelik şiddet alanında uzman üyelerden oluşan GREVIO (Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu) adlı organın kuruluşunu, görevlerini ve işleyişini düzenleyen hükümler içeriyor. "...İstanbul Sözleşmesi, yargılama aşamasında ve şiddet olaylarının yargıya taşınmasında da şiddete maruz bırakılan kadınların sivil toplum kuruluşlarından alacağı desteği son derece önemli görüyor. Bu nedenle Taraf Devletlerin yargı süreçlerinde uzmanlardan alacağı desteğin yasal güvence altına alınmasını önemli buluyor. "Türkiye'de yargı sürecinde şiddete maruz bırakılan bireylerin sivil toplum kuruluşlarından destek almasının önünde bir hukuksal engel yoksa da bu desteğin herhangi bir yasal statüsü ve güvencesi yok. Şiddete maruz bırakılan bireylere hizmet veren, kadınlara, translara, LGBTİ bireylere yönelik şiddete karşı politik savunuculuk yapan sivil toplum kuruluşlarının destek oldukları bireylerin davalarına müdahil olarak katılımı mahkemelerce sürekli olarak reddediliyor." |