CHP Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Niğde Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bilgehan Güney ile birliğe ait işletmede hayvancılıkta son durumu konuştu.
Güney, Gürer’e bölgede hayvancılık yapanların karşılaştığı zorlukları anlattı. İç Anadolu Bölgesi'nin hayvancılık açısından kritik bir bölge olduğunu, bölgedeki yurttaşların çoğunun geçimini hayvancılıkla sağladığını söyledi.
Süt fiyatının düşüklüğünden yakınan Güney “Ulusal Süt Konseyi’nin 14 lira 65 kuruş olarak açıkladığı fiyat uygulanmıyor. Belli firmalar, üreticinin sütünü 12 liraya alıyor. 50 kilogramlık süt yem fiyatı 560 ila 600 TL arasında değişiyor. Bu şartlar altında hayvancılıkla uğraşan çiftçiler zarar ediyor. Fiyatlar çiftçiyi kurtarmıyor” dedi.
Birlik olarak çiftçileri desteklemek için gebe düve getirdiklerinden bahseden Güney “Bu hayvanları cüzi fiyatlarla satmaya çalışıyoruz. Amacımız hayvancılığa yönlendirmek ve teşvik etmek. Ancak şu an bir durgunluk var, çünkü talep yok. Sütün para etmemesi ve maliyetlerin yüksek olması yüzünden hayvanlarımız elde kalıyor. Her ayın 30'unda 60 gebe düve getirirdik ve kısa sürede bu hayvanların tamamı satılırdı. Son getirdiğimiz düveler 2 aydır satılmadı. Çünkü talep yok. Talep olmamasının sebebi de sütün para etmemesi, maliyetlerin yüksek olması. Çiftçiler bu şartlarda hayvan alamıyor" diye konuştu.
Güney, başında geçen bir olayı da anlatarak “İzmir’e düve almaya gittik. Bir benzin istasyonunda durdum, sakız almak istedim. Sakızın fiyatı 35 lira. Yanımdaki veteriner arkadaşa dedim ki, 'Bir sakız 35 lira, bizim süt 12 lira. Bir sakız alabilmek için 3,5 litre süt satmamız gerekiyor. Bu adalet mi?' Bu durum gerçekten utanç verici" ifadelerini kullandı.
"Süt fiyatları üreticiyi kurtarmıyor"
Gürer de Ulusal Süt Konseyi’nin süt fiyatlarını 14 lira 65 kuruş olarak açıklamasına rağmen, bölgedeki üreticilerin sütlerini 12 liradan satmasının sorun yarattığını söyledi. Farklı ilçe ve köylerde sorunları işletmelerde ahırlarda yerinde gözlemlediğini anlatan Gürer sıkıntılı sürecin derinleştiğini ifade etti:
“Süt üreticisinin, hayvancılığı sürdürebilmesi için 1 litre süt satıp 1,5 kg yem alabilmesi gerekiyor. Ancak şu anki şartlarda, 1 litre süt satıldığında üretici yalnızca 790 gram yem alabiliyor. 50 kg’lık yemin fiyatı ise 600 liraya kadar çıkmış durumda. Böyle giderse hayvancılığın sürdürülebilmesi mümkün değil. Üretici ile konuştuğumuzda çözüm olarak süt fiyatının en az 17 lira olması gerektiğini söylüyorlar.“
Gürer, ayrıca çiğ süt fiyatları ile yurttaşların aldığı fiyat arasındaki farka dikkat çekti. Sütün marketteki satış fiyatını eleştiren Gürer “Markette süt 40 lira. Tüketici süte erişemiyor, üretici ise para kazanamıyor. Sanayici sütü düşük fiyattan alıyor, üretici emeğinin karşılığını alamıyor. Bu durum talep düşüşüne ve hayvancılığın gerilemesine yol açıyor. Raftaki ürün fiyatı artıyor, hem besici hem süt inekçiliği yapan hem de tüketici aynı anda mağdur oluyor" dedi.
"Yem fiyatları sübvanse edilmeli, yerli üretim artırılmalı"
Gürer, hayvancılığın sürdürülebilirliği için yapılması gerekenlere de değindi. Desteklerin arttırılması gerektiğinden bahseden Gürer, yemin de devlet tarafından sübvanse edilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca ithal yem yerine yerli yemle soruna çözüm istedi.
“Yurt dışına bağımlı olursak döviz oynadıkça yem fiyatı da artacak. Şimdi döviz sabit ama yem fiyatı yine artıyor. Böyle olunca hayvancılık yapanlar ellerindeki hayvanları kesime gönderiyor. Bir süre fazla hayvan kesime gidince etin fiyatı düşecek ama süreç içinde et fiyatı da yükselecek.
Şu anda kesimhanelerde kesim yapılmıyor. Bu nedenle yapılması gereken, hayvancılıkta doğru bir politika uygulanıp yem fiyatlarının sübvanse edilmesidir. Eğer yem fiyatı düşmezse hayvancılığın geleceği sorunlu, çünkü bu hayvanların giderlerinin yüzde yetmişi yem masrafına dayanıyor. Bunun yanında ahır gideri, veteriner gideri, aşısı gibi masraflar da hayvancılıkta önemli maliyet kalemleri. Niğde bölgesinde 1 ila 10 hayvanı olan küçük işletmeler, çiftçilik yapıp karma yemini kendi üretmiyorsa hayvancılığı sürdüremiyor ve ahırları boşalmış durumda.”
(HA)