Şanlıurfa'da yayımlanan GAP Gündem gazetesi yazarı Veysel Polat, Güneydoğu'da ve özellikle de Suriye sınırının mayınlardan temizlenmesiyle ilgili olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) "acizliği"ne inanmadığını belirterek, "Kaçakçıların temizlediği bu arazilerde kalan mayınları bırakın köylülerimiz üç günde temizlesin. Yeter ki toprağı sahibine verin" diye yazdı.
"Mayın Muhabbeti.." yazısında Polat, tartışmanın "Yoksulluğun, cehaletin, terörün, geri kalmışlığın, istismarın kökünü kazıyacak olan Toprak Reformu'na bir vesile olmasını" diliyor.
"Toprağını işleyecek sermaye ve araç sahibi olsun. Sağlıklı birlik-kooperatif çatısı altında bir araya gelsin. Sulama, organik tarım uygulamaları, makine kullanıma vb.. desteklerle üretimin merkezi olsun. Bugüne kadar ölüm, kan, gözyaşı, göç ve isyan bölgesi olan bu topraklar hayat kaynağı olsun. Hükümet ve devlet olmanın temel sorumluluğudur bu."
Polat, 510 kilometrelik Suriye sınırındaki mayınlı ortalama 350 bin dekarlık alandan 200 bininin birinci ve ikinci sınıf tarım arazisi olduğunu, bu alanın da yarısının (yaklaşık 80-90 bin dekar) Birecik-Suruç-Akçakale-Ceylanpınar sınırları içerisinde bulunduğunu belirtti.
Suruçlu kaçakçılar: "Mayınlı araziler bizim hakkımız"
Gazete, 40 yıldır sınıra yakın Suruç Yumurtalık Köyü'nde tek ayağıyla yaşam mücadelesi veren eski kaçakçılardan 69 yaşındaki Mehmet Kılıçalp'ın görüşüne yer veriyor:
"1961'de daha ilk seferinde sınırı geçmeye çalışırken, ayağımı kaybettim. İşsizlik ve açlık bizi perişan etmişti. Birkaç dönüm arazimiz vardı, onu da devlet istimlâk edip mayın döşedi. Tapumuz da yoktu... Hiçbir çocuğum okumadı. Meslek sahibi de değiller. Bizim de bu arazilerde hakkımız var. Temizlenen araziler bize verilsin. Ancak bu şekilde mağduriyetimiz giderilmiş olur. Üstelik 1955'te sınırlar çekilmeden önce biz bu arazileri işliyorduk. Devletten en üst düzeyde tazminat istiyoruz. Ayağım koptuğu zaman, bu devlet beni o halde 62 gün hududu ihlal suçundan cezaevine attı. Çok acı çektik. Yokluk ve sefalet bizi perişan etti. Mayınlı alanda bizi hamal olarak kullandılar. Açıkça cehaletimizden ve fakirliğimizden yararlandılar" dedi.
Şanlıurfa gazetesi de, "İstemiyorsanız Toprakları Satmayın" başlığıyla İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy''in sözlerini aktardı.
Haberde Levy, Türkiye'de İsrail'e karşı bir "fobi" bulunduğunu savunarak, İsrailli vatandaşların Türkiye'ye yatırım amacıyla gelmek istediğini, işgal veya Türkiye topraklarına el koyma niyetlerinin olmadığını söyledi.
Antakya gazetesi: Yabancı firma olmaz, sakıncalı
Hatay'da yayımlanan Antakya gazetesi yazarı avukat Nabi İnal ise, "Türkiye-Suriye sınırının belli bir bölümünün 44 yıl süreyle İsrailli veya yabancı herhangi bir firmaya hatta yerli bir firmaya verilmesinin güvenliğimiz açısından, askeri strateji açısından sayılamayacak kadar çok zararları söz konusu" dedi. (EÖ)