Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) Bursa temsilcisi Serpil Aslan 7 Ekim'de, Gebze M Tipi Cezaevinde bir yakınını ziyaretten çıkarken başka bir davadan arandığı gerekçesiyle gözaltına alındı.
Gebze Emniyet Müdürlüğü'nde 24 saat gözaltında tutulan Arslan yaşadıklarını bianet'e anlattı.
"Emniyette bir kadın polis üzerimi aradı, daha sonra "ince arama" yapmak istediğini söyledi, bu iç çamaşırlarımı da çıkaracağım anlamına geliyordu. İsnat edilen suç kapsamında böyle bir haklarının olmadığını ve 'ince arama'nın onur kırıcı bir uygulama olduğunu söyleyerek reddettim. Hırpalamaya ve hakaret etmeye başladı."
"Kadın polis erkek polisi üzerime oturttu"
Arslan'ın anlattığına göre kadın polis "Senin okuduğun kitaplardan ne olduğunu biliyorum. Pisliksin sen. Seni geberteceğim. İç çamaşırlarını çıkaracaksın. Ben de sen soyunduğunda karşında kendimi tatmin edeceğim" dedi.
"O esnada kapı açıktı ve bir erkek polis de beni de izliyordu. Kadın polis onu içeri çağırdı. Beni yere yatırdılar. Kadın polis erkek polisi üzerime oturttu, 'Ben burda kaç kişiye tecavüz ettirdim, haberin var mı? Şimdi sana da tecavüz ettireceğim' dedi. Birlikte beni tartakladılar. Bir kadın polis daha geldi içeri. Beni zor kullanarak soydular. Sözlü taciz de devam etti."
"Polis muayenede çıkmak istemedi, kelepçeli muayene edildim"
Arslan, vücudunda darp izleri, tırnak izleri, yara bere ve morlukların oluştuğunu, fiziksel tahribatın adli tıp raporuna da yansıdığını aktardı. Ancak Arslan gözaltında kötü muamele dışında başkaca hukuk dışılıkların da olduğunu şöyle ifade etti:
"Gözaltına alındığımda, gözaltı sonrası ve mahkeme öncesi üç kez doktora götürüldüm. Doktor muayenesinde polis odadan dışarı çıkmadı. Doktoru bu durumun tıp etiğine uygun olmadığını söyleyerek defalarca ikaz ettim. Doktor güvenlik görevlisini odaya sokup polisin çıkmasını sağladı. Ancak muayene ellerim kelepçeliyken yapıldı. Oysaki sırtımda da darp izi vardı. Doktor bu nedenle bu izleri görmedi."
Arslan ayrıca gözaltında tutulduğu süre boyunca yemek verilmesi bir kenara tuvalet ihtiyacını karşılamasının da engellendiğini, yakınlarına telefonla haber verilmesinde de sorun yaşadığını anlattı.
Arslan suç duyurusunda bulundu
Dün suç duyurusunda bulunan Arslan diğer yandan TBMM İnsan Hakları Komisyonuna ve İçişleri Bakanlığı'na şikayette bulundu.
"Başıma gelenler kişisel değil. Bu ülkede işkence yıllardır bir devlet politikası olarak işliyor. Toplumun politik, muhalif kesimi işkenceye karakolda, cezaevinde ya da kayıt dışı olarak sokakta maruz kalıyor. Bir kadın polisin kendi cinsini sırf başka bir dünya görüşü var diye ölümle, tecavüzle tehdit etmesi, işkencede bulunması durumu ortaya koyuyor. Politik kadınların başına daha sık geliyor.pek çok örneğine rastlıyoruz."
Arslan'a göre bireylerin değil devletin politikası olarak işkencenin önüne geçmek mümkün değil. Gerek hukuki yoldan gerek kamuoyuna işkencenin teşhir edilmesiyle işkenceye karşı mücadele devam etmeli. İşkence toplumsal muhalefetin gündemi olmalı. (EZÖ/EÜ)