Berfo Ana Cemil'ini istiyor
Toplantıya katılan kayıp annelerinden, 12 Eylül sonrasında kaybedilen Cemil Karabayır'ın annesi Berfo Karabayır, 20 yıl boyunca oğlunu beklemiş, oğulları onu Kars'tan İstanbul'a getirmekte çok dil dökmek zorunda kalmış. Çünkü Berfo Karabayır, yıllardır evinden ayrılmıyor, oğlu Cemil'in yolunu gözlüyormuş. Berfo ana panelde bozuk Türkçesi ile ancak "Cemil'imi istiyorum" diyebildi.
Kayıp annelerinin söyledikleri birbirinin benzeriydi. Tümü de yıllardır hala umutla çocuklarını beklediklerini anlattı. Gözaltında kaybedilenlerden Yener Türker'in annesi de "10 senedir ağlıyorum, kapıya gelecek diye bekliyorum. Ölü veya diri oğlumu istiyorum" dedi.
1995'ten beri kayıp olan Hasan Ocak'ın kız kardeşi Maside Ocak, kardeşi Ali Ocak da taleplerini "Hasan'ın katillerinin bulunmasını istiyoruz" diye dile getirdi.
1995 yılında gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun, eşiyle ilgili 8 senedir bir iz bulamamaktan şikayet etti. Tosun, yakınlarının mezarlarından bile mahrum bırakıldıklarından yakınarak "biz kayıp yakınları için Cumartesi eylemlerini yaptığımız Galatasaray Lisesi bir toplu mezarlık gibiydi aynı zamanda" dedi.
Kayıp sayısı bilinmiyor
İHD Yönetim Kurulu Üyesi Nimet Tanrıkulu, Türkiye'deki toplam kayıp sayısı hakkında net bir veriye ulaşamadıklarını, ancak bu sayının 2 bin ile 3 bin arasında olduğunu tahmin ettiklerini söyledi.
Panele katılan gazeteciler de tanıklıklarını anlattı:
En fazla Kürtler mağdur
Gazeteci Berat Günçıkan: Kayıplara ilişkin kitap hazırladığım sırada otuza yakın aileyle görüştüm. Kayıplarda Kürtlerin ödediği bedel daha ağır oluyor. Köy yakmalardan sonra toplu kaybedilişler oluyor. Türkiyeli aileler kayıpları konusunda daha sessiz kalabiliyor. Türkiye'nin cezaevleri, kayıplar ve faili meçhullerle bir an önce hesaplaşması gerekiyor. Yoksa çözülemeyen Ermeni sorunu gibi bir şekilde karşımıza çıkacak bu sorunlar.
Manisa'da görüştüğüm bir aile kızları kaybolmasına karşın tanıdıklarına, kızlarının İstanbul'da evlendiğini söylüyordu. Kayıp yakınlarında, o kişinin kaybedilişini engelleyememe düşüncesiyle suçluluk duygusu yaşanıyor. Medya, kayıp sorununu görmezden geliyor.
Arjantinli anneler hala eylemde
Gazeteci Metin Yeğin: Bütün dünyada kayıp yakınları kayıplarını arama sürecinde benzer şeyler yaşıyor. Kosova'da dört erkeğin kaybedildiği bir aileyle konuşmak istediğimde, yakınları duvardan kayıpların fotoğraflarını indirip ilk olarak onları kucakladı.
Arjantin'de kayıp anneleri hala her Perşembe aynı meydanda dönüyor, 26 yıl sonra anne-babaları kaybolan çocuklar gerçek anne-babalarını buluyor, dönemin sorumlularını evlerinin önünde teşhir etmeye yönelik eylemler yapıyorlar. Arjantinli anneler şunu söylüyor: "Ne çocuklarımızı unutmak ne de bizden özür dilenmesini istiyoruz."
Sorumlular yargılanmıyor
İHD üyesi Ümit Efe ise 12 Eylül döneminde kaybolan Nurettin Yeşilgöl'ün kaybediliş sürecini anlattı. Gözaltında kaldığı 90 gün içinde zaman zaman Yeşilgöl'le birlikte işkence gördüğünü söyleyen Efe, buna karşın Yeşilgöl'ün gözaltında olduğunun kabul edilmediğini, tüm tanıklara karşın sorumluların yargılanmadığına dikkat çekti.
Gözaltında kaybedildiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) kabul edilen Kenan Bilgin'in de avukatlığını yapan Kamil Tekinsürek, etkinlikte Bilgin'in dava sürecini anlattı.
Yeni hak arama yöntemleri bulunabilir
Tekinsürek, Bilgin'in gözaltına alındığı Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Terörle Mücadele Şubesi'nde, AİHM'den gelen bir heyetle inceleme yaptıklarını, buradaki izlenimleri ve yetkililerin davadaki savunmalarının tutarsız olduğunu ve bu şekilde davayı kazandıklarını belirtti. Tekinsürek, yetkililere, bir gün önce yapılmış gibi ve hiç kullanılmamış sorgu odalarının gezdirildiğini, Bilgin'i emniyet yetkililerinin kaybettiğini AİHM'de açıklayan savcının ise bu olaydan sonra görev yerinin değiştirildiğini söyledi.
Kamil Tekinsürek, sorumlularının ve devlet yetkililerinin yargılanması için İnsanlığa Karşı işlenmiş Suçlar Mahkemesi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde dava açmak gibi yeni mücadele yöntemleri için çalışma önerisi getirerek, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kayıp davalarındaki tanıkların korunması ile ilgili yasa çıkarılmasının gündeme getirilmesini savunabileceklerini vurguladı.(HA/ÖG/BB/NK)