*Pelin Gömleksiz'in Yakın İlişkiler'de yayınlanan derlemesinden.
İlişkide bazı duygusal ihtiyaçlar karşılandığı ölçüde kendimizi mutlu ve güvende hissediyoruz. Bu duygusal ihtiyaçların ne olduğuna birlikte bakalım!
1 Sevildiğini hissetme
Elbette bir ilişki içerisinde olduğumuzda karşımızdaki kişiden en temel beklentilerimizden biri sevgi görmek oluyor. Sevgi görme ihtiyacımız benzer olsa da sevgiyi gösterme yollarımız farklılaşabiliyor.
Kimimiz için dokunmak sevgi gösterme yolu iken kimimiz için kelimeler ya da hediyeler sevgiyi anlatıyor.
Partnerimizle hangi durumlarda sevildiğimizi hissettiğimizi paylaştıkça ve kendi yolumuzla da olsa hissettiğimiz sevgiyi karşımızdaki kişiye gösterdikçe bu ihtiyacımızın karşılandığını daha çok hissediyoruz.
2 Kabul gördüğünü hissetme
Birinin yanında kendimiz gibi olabildiğimizde o ilişkide özgür ve rahat hissediyoruz. Kimseye göstermediğimiz yanlarımızı partnerimize gösterebiliyor muyuz?
En savunmasız ve özgün halimizle birbirimizin yanında olabiliyor muyuz ve bu halimiz ne kadar kabul görüyor? Kabul görmenin de ötesinde bizi biz yapan özelliklerimiz ne kadar takdir ediliyor?
İlişkide kabul gördüğümüzü hissetmenin yolu, birbirimizin hayatına dahil olmaktan geçiyor. Partnerimizin arkadaşlarıyla, ailesiyle tanıştığımızda ve diğer sosyal ilişkilerine dahil olduğumuzda kabul görme hissimiz artıyor.
3 Görüldüğünü ve duyulduğunu hissetme
Partnerimizle her konuda anlaşamamamız oldukça doğal fakat birbirimizi anlamaya çalışıyor muyuz? Birbirimizin bakış açılarını ne kadar dinliyor ve onlara ne kadar saygı duyuyoruz?
İsteklerimizin, şikayetlerimizin ve beklentilerimizin partnerimiz tarafından duyulması bu duygusal ihtiyacımızı karşılıyor. Karşımızdaki kişiden asıl beklediğimiz her zaman onaylanmak olmuyor; kimi zaman kurulan bir "Seni duyuyorum, ben hep buradayım" cümlesi yeterli oluyor.
Partnerimizin bizi her zaman yüzde yüz anlamasını beklemek çok gerçekçi değil ancak bir ilişkide sık sık anlaşılmamış hissetmek, partnerimize hissettiğimiz olumsuz duyguların artmasına sebep oluyor.
4 Bağımsızlık
İlişkimiz ilerledikçe partnerimizle ortak bir çevre, ortak ilgi alanları veya ortak hedefler geliştirmeye başlayabiliyoruz. Paylaştığımız ortak deneyimler ilişkimiz için ne kadar faydalı olsa da ikimizin aynı zamanda birbirinden farklı insanlar olduğunu unutmamak gerekiyor.
Ortak ilişki kimliğimizi sürdürürken bir yandan da bizi biz yapan hedeflerimizi, isteklerimizi ve değerlerimizi koruyabilmemiz önem taşıyor.
Kararlarımızı alırken baskı altında hissetmediğimiz, hedeflerimiz doğrultusunda özgürce ilerleyebildiğimiz ve diğer insanlarla kurduğumuz ilişkileri de sürdürebildiğimiz bir ilişki içerisinde kendimizi mutlu hissediyoruz.
5 Güvende hissetme
Sağlıklı bir ilişki içerisinde kendimizi güvende hissederiz ve bu hem duygusal hem fiziksel anlamda gerçekleşir. Partnerimizin sınırlarımıza saygı duyacağını, duygu ve düşüncelerimizi onunla açıkça paylaşabileceğimizi, kararlarımızın destekleneceğini biliriz. Partnerimizin etrafındayken ya da onun yanından ayrıldıktan sonra olumlu duygular hissederiz.
Kendimizi tehdit altında hissetmediğimiz, eleştirilme ve yargılanma endişesi taşımadığımız bir ilişkide güvende hissetme ihtiyacımız karşılanıyor demektir.
6 Güven duyma
Güvende hissetmek ve güven duymak genellikle ilişkilerde bir arada gidiyor; güvenmediğimiz birinin yanında kendimizi duygusal ve fiziksel anlamda güvende hissetmemiz güçleşiyor. İlişkide güvenin oluşması zaman alıyor ve güven birçok ilişkinin temelini oluşturuyor.
Kurulması zaman alan ve emek isteyen bu duygunun yıkılması ise bir hayli kolay olabiliyor. Kimimiz için ihtiyaç duyduğumuz anda partnerimizin bizim için orada olacağını bilmek, kimimiz için partnerimizin diğer insanlara yaklaşımı ona duyduğumuz güveni belirliyor.
Nasıl tepki vereceğimizi bilmediğimiz spesifik durumlar yaşasak da yalan ve aldatma gibi konularda neyin güvenimizi sarsacağı genellikle net oluyor.
Bunları birbirimizle paylaşmak, tutarlı bir şekilde birbirimizin yanında olmak aramızdaki güven duygusunu güçlendiriyor.
7 Önceliklendirilme
Birçoğumuz partnerimizin bizi önceliklendirmesini isteriz. Birbirimizin planlarındaki ilk kişi olmayı, olumlu ya da olumsuz bir haber aldığında aradığı ilk insan olmayı bekleriz.
Elbette bu durum, her zaman birbirimizin ilk önceliği olmamız gerektiği anlamına gelmiyor, kaldı ki böyle bir şeyin pek mümkün olduğunu da söyleyemeyiz.
Her birimizin romantik ilişkisi dışında da hayatı devam ediyor ve farklı sorumlulukları ve ihtiyaçları olabiliyor. Örneğin, hafta sonuna bir plan yapmış olsak da partnerimizin hasta olan arkadaşının yanında kalması gerekebiliyor.
Böyle durumlarda birbirimizin alanlarını kısıtlamamak ve üzerinde baskı oluşturmamak adına beklentilerimizi gözden geçirmemiz faydalı oluyor.
8 Bağlantı
Partnerimizle aramızda bir bağlantı olduğunu hissetmediğimizde kendimizi bir ilişki içinde olsak bile yalnız hissedebiliyoruz. Belki günün çoğunu birlikte geçiren, çoğu zaman yan yana olan, "birlikte ama yalnız, iki yabancı" gibi oluyoruz.
Gün sonunda günümüzün nasıl geçtiği üzerine konuşmak, ortak bir hobiye başlamak, birlikte yemek yapmak, uyumadan önce biraz sohbet etmek, sarılıp bir dizi izlemek gibi basit aktiviteler bile aramızdaki bağlantı hissini güçlendirebiliyor.
Her şeyi birlikte yapmak bir ilişkiden beklediğimiz şey olmasa da partnerimizle aramızda hissettiğimiz bağ, ilişki memnuniyetimiz açısından önem taşıyor.
9 Kişisel alan
"Biraz yalnız kalmak, tek başıma vakit geçirmek istiyorum" dediğinizde partneriniz buna nasıl yaklaşıyor? Aynı evde olsanız dahi kendi köşenize çekilip istediğiniz gibi vakit geçirebiliyor musunuz?
Bu alan yalnızca fiziksel olmak zorunda değil; kendinizi kötü hissettiğiniz bir anda tek başınıza kalıp düşünceleriniz üzerine istediğiniz gibi yoğunlaşabiliyor musunuz? İ
stediğimiz anda istediğimiz şeyi yapabilme özgürlüğümüz ilişki içerisinde bize bu alanı tanıyor. Kendi başımıza zaman geçirmek istediğimizde partnerimizin bunu sorun etmeyeceğini ve kararlarımızın destekleneceğini biliyoruz.
10 Empati
Empati duygusu sayesinde karşımızdaki kişinin deneyiminin nasıl olabileceği, neler hissedebileceği konusunda fikir sahibi olabiliyoruz. Birbirimizi anlamamız, affetmemiz ve birbirimizin ihtiyaçlarını görüp karşılamaya çalışmamız bu duygu sayesinde mümkün oluyor.
Örneğin, partnerimizin iş yerinde stresli günler geçirdiğini biliyorsak özel bir günü unutmasını dert etmeyebiliyoruz. Birbirimizin içinde bulunduğu koşulları görmek, birbirimize anlayış ve şefkat göstermemize yardımcı oluyor.
Bunlar ilişkilerimizde duyduğumuz temel ihtiyaçlar olsa da bu ihtiyaçların ne zaman, hangi oranda gün yüzüne çıktığı değişiklik gösterebiliyor. Bunların her daim partnerimiz tarafından karşılanmasını beklemek, karşımızdaki kişi üzerine büyük bir yük bindiriyor.
İhtiyaçlarımızın karşılanmadığını görmek kimi zaman çatışma yaşamamıza sebep olabiliyor ancak bu çatışmalar sayesinde beklentilerimizi, sınırlarımızı ve birbirimiz için neyin önemli olduğunu daha iyi keşfedebiliyoruz.
(PT)