Ailesinin talebine ve hak savunucularının çabalarına rağmen kan kanseri hastası tutuklu Abdullah Akçay cezası ertelendikten bir hafta sonra, daha tedavi gördüğü hastaneden tahliye edilemeden öldü.
Adli Tıp Kurumu, önce "hastane şartlarında infazı uygun" diyerek tahliyesine gerek görmediği 18 yaşındaki kan kanseri hastasının hayati tehlikesi olduğuna ancak iki ay sonra, 16 Temmuz'da kanaat getirmişti. Dosyası Yargıtay'a gönderilmişti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi avukatlarından Ahmet Fazıl Taner, Akçay'ın acilen ilik nakli olması için aylardır bürokratik engellerle uğraşmak zorunda kaldıklarını bianet'e ifade etmiş, "çok geç" kalındığına işaret etmişti.
Akçay için, Okmeydanı SSK Hastanesi 25 Haziran'da, "durumunun ağırlaştığı, tedaviye yanıt vermediği, hayati tehlikesinin bulunduğa" dair rapor bir rapor vermişti. İHD Cezaevi Komisyonu üyeleri Akçay için bu hastane önünde eylem yapmıştı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) doktorlarından Dr. Alp Ayan, "bazı ayrıcalıklı olanlar hariç", özellikle de siyasi mahkumların öleceği kesinleşmeden serbest bırakılmadığını söylemişti.
"Türkiye'de infaz sistemi, ağır hasta mahkumların son anda serbest bırakılarak - o da bürokrasiyi geçiştirebilirse- dışarıda ölmesini sağlamak üzerine kurulu. Oysa kanser gibi hastalıklarda direnç sistemi çok önemli; tedavi psiko sosyal bir bütünlük arz eder. Cezaevi, özellikle de tecrit altında cezaevi koşulları sağlığı olumsuz etkiler; dayanışmaysa tedaviye yardımcı olur."
İHD İstanbul Şubesi, "Akçay'ın ölmesine göz umuldu" dedi ve yarın (22 Temmuz) Galatasaray'da eylem düzenleyeceklerini açıkladı. (EÜ)