Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) 24 Temmuz’da Beyoğlu Sütlüce'de çöken dört katlı bina ile ilgili hazırladığı “Ön Teknik Değerlendirme Raporu”nu açıkladı.
Raporu sunan İMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Suna, "Yıkılan binanın çapraz altında bulunan inşaatın temel kazısı derinleşince binanın dayanma yapısı çökmüş, oturduğu zemin boşalmış, bina birkaç saat içerisinde temel kazısı yapılan parsele doğru devrilerek yıkılmıştır" dedi.
Dört katlı bir apartmanın zemininde oluşan toprak kayması sonucu önce istinat duvarı ardından boşaltılan bina çöktü. Olayda hayatını kaybeden ya da yaralanan kimse olmadı.
TIKLAYIN - Beyoğlu’nda Binalar Neden Çöküyor?
“Telafisi zor maddi kayıplar var”
Olaydan sonra İMO İstanbul Şubesi'nin bir heyet oluşturarak bölgeye gönderdiğini belirten Suna, heyetin raporu ağırlıkla gözleme dayanarak hazırladığını söyledi. “Teknik” ve 'bilirkişi' raporu olarak değerlendirilemeyeceğini vurguladı.
Raporda yer verilen bilgilere göre, zemindeki boşalmaya eş zamanlı olarak binanın kaydığının tespit edilmesi can kaybını önlemiş ancak telafisi zor maddi kayıplara neden oldu.
Suna: 13 milyon kaçak ve ruhsatsız yapı var
Suna, raporu sunarken İstanbul başta olmak üzere Türkiye'deki yapı stoğunun halinin içler acısı olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Hem bizler hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkilileri tarafından defalarca kamuoyuyla paylaşıldı. Buna göre ülkemizde 20 milyon yapı bulunmaktadır. Bu yapıların 13 milyonu kaçak ve ruhsatsızdır.
“İstanbul'da bulunan 2 milyon yapının da en az yarısının aynı şekilde kaçak ve ruhsatsız olduğu anlaşılmaktadır. Yan parseldeki temel kazısının bile yerle bir ettiği binanın depremde ne tepki vereceğini tahmin etmek için mühendis olmaya gerek yoktur.”
Bir haftada üç bina çöktü
Raporda 24 Temmuz’dan bu yana, son bir hafta içerisinde, üç binanın çöktüğü bilgisine de yer verildi.
Sütlüce’nin ardından 27 Temmuz’da Sancaktepe’de bir ilkokulun, 30 Temmuz’da ise bir inşaatın istinat duvarı yıkılmıştı. Raporda şöyle denildi:
“Bütün bunları tesadüfle açıklamak nasıl bilimsel olmazsa, lokal olayları tartışmak tek bir yıkımı ele alıp neden-sonuç bağlamına işaret etmek, münferiden suç ve ceza ilişkisi tanımlayıp kamusal sorumluluğu yok sayma da sorunun çözülmesini mümkün olmaktan çıkarmaktadır.
“Çünkü sorun tek harfli bir alfabe değildir; çok yönlüdür. İç içe geçmiş süreçleri işaret etmektedir ve bugünkü halde merkezi ve yerel yönetimler birinci dereceden sorumludur.”
Mühendislerin sorumluluğu araştırılacak
Suna, yaşanan olaylarda mühendislerin sorumlu olup olmadığı tespit edilerek gerekli girişimlerin başlatılacağına da yer verildiğini belirtti.
İmar barışı ve çöken binalar
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca, kamuoyunda “İmar Barışı” olarak bilinen ve 13 milyon konutun imar ve iskan sorununu çözmesi hedeflenen Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin düzenlemeye de değinerek şöyle konuştu:
“İmar barışı adı altında başlatılan uygulamanın imar affı olduğundan kuşku yoktur. İmar affının Sütlüce'de yıkılan binanın ve daha nicelerinin affedilmesinden başka bir sonuç doğurması mümkün değildir.” (TP)