Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile İnsan Hakları Derneği (İHD), 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası'nda açıkladıkları basın bildirisiyle, 2011'deki kitlesel tutuklamalara dikkat çekildi.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin, Birleşmiş Milletler'de kabul edilişinin 63. yıldönümünde yapılan açıklamada, 2011'de Türkiye'de, düşünce ve ifade ile örgütlenme özgürlüğünü kullanmak isteyen kişilere yönelik önemli ihlaller gerçekleştiği söylendi ve "İfade vermek değil ifade etmek istiyoruz" dendi.
"Türkiye'de legal siyasal faaliyet yürüten siyasî partilere ve toplumsal muhalefet örgütlerine yönelik yargı baskısı kesintisiz olarak uygulanıyor, bunlara silahlı örgüt muamelesi yapılıyor."
Örgütlenme hakkı ihlal ediliyor
Açıklamada, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP), Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Halkevleri gibi siyasî parti ve kurumların yanı sıra Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu'na (KESK) ve yöneticilerine açılan davalar örnek gösterildi.
"KESK Başkanı dahil 25 kişiye keyfî ve haksız yere örgüt üyeliği suçlaması ile ceza verilmesi, Hopa olayları nedeniyle Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ile Halkevleri üye ve yöneticilerine davalar açılması, örgütlenme hakkının ağır ihlaline örnek olarak gösterilebilir."
Açıklamada, Türkiye'deki diğer insan hakkı ihlalleri de şu başlıklar altında anlatıldı:
KCK'den yedi ayda 2 bin 57 tutuklama
* Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki kolay tutuklama sebeplerinin varlığı, gizli tanıklıkla ilgili hükümler, telefon dinleme ve teknik takip uygulamaları; düşünceyi ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı önündeki önemli engeller.
* Ergenekon, KCK ve Hopa olayları gibi soruşturmalarda yaşanan gözaltı ve tutuklamalar kitlesel bir boyut kazandı. Örneğin, "KCK Soruşturması" çerçevesinde son yedi ayda (Mart-Kasım 2011), neredeyse tamamı BDP üye ve yöneticisi olan 4 bin 815 kişi gözaltına alındı ve bunlardan 2 bin 57 kişi tutuklandı. Gözaltı ve tutuklama furyası devam ediyor.
İşkenceye sıfır tolerans lafta kaldı
* Güvenlik güçlerinin şiddeti sonucu ölümler 2011'de de devam etti. 28 Kasım'a kadar yargısız infaz, dur ihtarı ve rastgele ateş açma sonucu 19 kişi yaşamını yitirdi. Aynı dönemde 9 faili meçhul cinayet işlendi. Cezaevlerinde 35 kişi, gözaltı merkezlerinde ise dört kişi hayatını kaybetti.
İşkence yapana ceza yok
* 2011 yılında da "işkenceye sıfır tolerans" söylemi lafta kaldı. Kasım ayı sonuna kadar işkence ve kötü muamele gördüğü gerekçesiyle TİHV'e başvuru yapan kişi sayısı 473 oldu. 207 kişi aynı yıl içinde işkence gördüğünü belirtti.
* Resmi kayıtlı mekânlar dışındaki yerlerde (sokakta, araçlarda, toplantı ve gösterilere müdahale sırasında) işkence ve kötü muamele uygulamalarının sıklığı artıyor, cezasızlık işkenceyi teşvik ediyor. İşkence yapanlara resen dava açılmıyor, açılan davalar çok uzun sürüyor, beraat ya da en asgari cezalar ile sonuçlanıyor.
Biber gazı altı kişiyi öldürdü
* 2011 yılında toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ciddi müdahaleler yapıldı. Kolluk kuvvetlerinin müdahalesinde, altı kişi yaşamını yitirdi, 271 kişi yaralandı. Ölüm olaylarının tamamı biber gazının etkisi ya da gaz bombası kapsülünün isabet etmesi sonucu gerçekleşti.
* Basın özgürlüğü alanında yaşanan ihlaller 2011'de daha da arttı. Halen tutuklu olan gazeteci sayısı 71. Yayını durdurulan gazete ve dergi sayısı ise tespitlerimize göre, yedi. Erişime engellenen web sitesi sayısı 15506. (AS)