“İntihar etmiş birinin evinde bulunan satranç tahtasının bir mesele haline geldiğini hatırlamıyorum. Bir insanın intihar etmesinin sebebini oynadığı oyuna bağlamak günümüz ana akım medyasının sevdiği bir konu ve kesinlikle yeni bir tartışma da değil.”
Manifold Dergi’de oyun araştırmacısı ve bilgisayar oyunları üzerine Bahçeşehir Üniversitesi’nde doktora yapan Çağıl Ömerbaş, medyada çıkan ve “Metin2” adlı bilgisayar oyununun çocukları intihara sürüklediğini iddia eden haberler üzerine bu değerlendirmede bulunuyor.
25 Temmuz’da hayatını kaybeden ve ilk bulgulara göre intihar ettiği söylenen 13 yaşındaki Hakan Ekinci’nin bilgisayarında bulunan Metin2 oyununun yasaklanması tartışılıyor.
Basında “satırlı kılıçlı oyun”, “bir can daha almıştı”, “intiharı tetikler” gibi söylemlerle kendine yer bulan oyunun çocuklarda hiperaktiviteyi, dikkatsizliği ve intiharı tetiklediği söyleniyor.
İntihar olduğu kesinleştiği takdirde, bir çocuğun intiharı bir bilgisayar oyunuyla açıklanabilir mi? Oyun yasaklamak intihara çözüm olarak sunulabilir mi? Metin2 nedir ve bilgisayarda oynanan oyun çocuğun psikolojisini ne yönde etkiler?
Çağıl Ömerbaş Stetson Üniversitesi Psikoloiji Bölümü'nden Prof. Dr. Christopher Ferguson’un oyunların şiddete sebep olduğunu destekleyen akademik makaleleri inceleyerek ortaya koyduğu tespitleri de aktararak yanıtladı:
Metin2 nedir?
“Metin2 Türkiye’de en çok oynanan oyunlar arasında, şu anda Steam'de 22. sırada. En çok oynanan oyun da Counter Strike GO, tamamen rakipleri öldürmek üzere kurulu bir oyun.
“Meseleyi bu şekilde ifade edince çok sivri bir durum varmış gibi görünüyor ama dama ve satranç da rakibin kuvvetlerini teker teker ortadan kaldırmak üstüne kurulmuş oyunlar.
“Ancak intihar etmiş birinin evinde bulunan satranç tahtasının bir mesele haline geldiğini hatırlamıyorum. Bir insanın intihar etmesinin sebebini oynadığı oyuna bağlamak günümüz ana akım medyasının sevdiği bir konu ve kesinlikle yeni bir tartışma da değil.
“Çocukların içinde bulunduğu ortam tartışma dışında bırakılıyor”
“Körfez Savaşı sıralarında ve sonrasında televizyonun da insanları olumsuz yönde etkilediği ve şiddete yönelttiği konuşuluyordu, ondan önce kitaplar, dergiler, filmler, fotoğraflar… Bazı ortamların insanları olumsuz etkilediği konusundaki tartışmalar her zaman oldu, çünkü suçu yeni bir şeye atmak oldukça kolay bir yöntem.
“Bu tartışmalarda söz konusu insanların nasıl aile ortamlarında bulundukları, nasıl toplumlarda yaşadıkları, ekonomik durumları, psikolojileri vb. konular –genellikle- tamamen tartışmanın dışında bırakılıyor ve tüm suç bir oyuna veya başka bir ortama yükleniyor. Böylelikle de cevaplanması çok daha zor olan karmaşık konularla hiç uğraşılmadan işin içinden sansasyonel bir şekilde çıkılmış olunuyor.
“Oyunlar son derece başarılı eğitim ortamlarıdır”
“Ferguson, 2007 tarihli çalışmasında çok detaylı bir kaynak taramasından sonra, oyunlar ve agresif davranışlar arasında hiçbir bağ olmadığını görüyor. Tersine, oyuncuların göz reflekslerinin oyun oynamayan insanlara göre çok daha ileri seviyede olduğunu, gördükleri şeye çok daha hızlı tepki verdiklerinin altını çiziyor.
“Oyunların insanları ikna etmeleri gibi bir durum söz konusu. Mesela bir insana, ‘dişlerini fırçalamazsan çürürler’ demek bu konuda kendisini ikna etmesi için yeterli bir argüman olmayabilirken, bir oyunda rutin bir şekilde bu işlem dayatılabilir, yapılmadığı takdirde oyundaki durumu etkileyebilir.
“Dolayısıyla oyunlar son derece başarılı eğitim ortamlarıdır. Tüm oyunların böyle bir kaygısı elbet yok, ama böyle bir ikna mekanizması sadece oyunlarda var.
“Bir de Metin2 gibi oyunların sağladığı benzersiz bir sosyalleşme potansiyeli var. Bu tür oyunlar sayesinde insanlar dünyanın her yerinden oyuncularla aktif olarak sosyalleşebiliyor ve kurdukları arkadaşlıkları oyun dışında da devam ettiriyorlar.
“Tüm sorumluluğu bir Kore oyununa yüklemek kolay olan”
“Bir insanın intihar etmesinin sebebinin gelecek kaygısına, ekonomik yetersizliklere, tanık olduğu veya maruz kaldığı şiddete, tüm medyanın yücelttiği dışlayıcı ve sert ifadelere veya psikolojik durumuna bağlamak uğraştırıcı bir şey, pek çok yeni soruyu beraberinde getiriyor ve bunların cevaplanması önemli yerlerdeki yetkililerin hoşuna gitmiyor.
“Gazete satışlarına faydalı olabilecek sansasyonellikte de değil üstelik. Oysa tüm sorumluluğu bir tane Kore oyununa yüklemek hem kolay, hem üstünde istenildiği kadar atılıp tutulabilir.
“Kimse Mortal Kombat oynayıp lisesini taramaya karar vermez”
“Oyunun yasaklanmasının ne işe yarayacağı konusunda fikir bile yürütemiyorum. Türkiye tarihinde –ya da herhangi bir tarihte- bir kesimin endişe duyduğu bir ürünü yasaklamanın, problem olarak kabul edilen şeyden geçtim, o endişeyi bile giderdiği görülmedi. Bu konuda insanların her şeyi siyah ve beyaz olarak etiketlemeyi bırakıp, herhangi bir olayın altında çok fazla ve karışık bir sebepler bütünü olduğunu görmesi gerekiyor.
“Dünya tarihinde kimse bir film izleyip, bir kitap okuyup sonuçları son derece ciddi olacak işlere kalkışmaz, Marilyn Manson dinleyip, Mortal Kombat oynayıp lisesini taramaya karar vermez. O insanı o duruma getiren çok daha karmaşık mekanizmalar mevcuttur.
“Ayrıca medyada ‘oyuncu’ diyerek geçiştirilen varlık da önüne her geleni sorgusuz sualsiz uygulayan, kabul eden bir varlık değildir. Düşünen, sorgulayan, tercihleri olan aktif bireylerdir. ‘Oyunlar yüzünden böyle oldu’ gibi söylemler son derece üstten bakan bir zihniyet tarafından üretiliyor.
“Söz konusu sadece çocuklar olduğunda da bu durum geçerli. Yapılan bütün araştırmalar, çocukların neyin fantezi neyin gerçek olduğu konusunda yetişkinler kadar (hatta bence çok daha) iyi bir algıya sahip olduğunu gösteriyor.”
Ferguson’un araştırmasından: Farklı değişkenler hesaba katılmıyor
Ferguson’un oyunların şiddete sebep olduğunu destekleyen makaleleri inceleyerek bu hipotezi teknik olarak neden yetersiz bulduğuna ilişkin madde madde açıklaması şöyle:
* Oyunları kötülemek için kullanılan agresyon ölçütleri hatalı, gerçek hayattaki şiddet davranışlarına karşılık gelmiyorlar.
* Cinsiyet, aile şiddeti ve genetik faktörler gibi değişkenler hesaba katılmıyor.
* Hipotezin tersini söyleyen bulgular yok sayılıyor; araştırmacının kendisinin önceki bulguları olsa bile...
* Oyunların şiddete yol açtığını iddia eden makaleler daha kolay yayınlanıyor.
* Oyunların yol açtığı iddia edilen şiddetin etkisi akademik olarak ölçülemeyecek kadar küçük.
* Oyun şiddetini patolojik şiddetten ayırmak için gerekli klinik deneyler yapılmıyor.
* Kullanılan agresyon ölçütleri standart değil, herkes işine gelen kısmı kullanıyor.
* Vahşi suç istatistiğiyle oyun satış grafiği birbirini tutmuyor. Amerika’da 1996-2006 yılları arasında toplanan verilere göre oyun satışı artarken gençler tarafından işlenen vahşi suçlar azalıyor.
* Araştırmacılar kanıtlarını işlerine geldiği şekilde abartabiliyor. (TP/EKN)