Uras, ırkçılığı, ötekine tahammülsüzlüğü, komşuya yönelik saldırganlığı kışkırtan alt akıntının aslında neoliberal politikalar olduğuna dikkat çekiyor ve buna karşı bir arada yaşamı savunmak için "bir arada siyaset yapma iradesinin inşa edilmesi" gerektiğini söylüyor.
Uras'la bu iradenin inşasının olanaklarını konuştuk.
Hrant Dink cinayetinin ardından, sol bir arada yaşamanın koşullarına dair ne ders çıkarmalı?
Bu dersi zaten Hrant Dink suikasti sonrasında oluşan o devasa yürüyüşten çıkardık diye düşünüyorum. Dink cinayeti benzeri siyasi cinayetlerin hepsinin amacı, toplumu sindirmektir.
Bunun karşısında kutuplaşmayı derinleştiren siyasetler karşısında bir arada yaşamı savunmaya devam etmek gerek. Yetinmeyip, bir arada yaşamı savunmayı bu eksende bir arada siyaset yapmayı savunmaya dönüştürmek, "Gelin bir arada siyaset yapalım" demek gerek.
Vicdan sahibi, ahlak sahibi, emekten yana, ırkçılığa karşı herkesi solun adresini birlikte inşa etmeye çağıracak bir siyaset olmalı bu. Birlikte siyaset yapma iradesini yaratmamız gerekiyor.
Çünkü artık herkes elini taşın altına koyması gerektiğini gördü. İki gündür aydınlardan, yazarlardan, sendikacılardan gelen bütün talepler, "biz ne yapabiliriz, nasıl yardımcı olabiliriz" diye..
Birlikte siyaset yapmanın adımları ne peki?
Üç temel sorun var:
* Toplumu dağıtıcı, yok edici, ırkçı hezeyanlara karşı yan yana gelmek.
* Neoliberal politikaların yarattığı tahribatın karşısında mağdurların siyasetini oluşturmak.
* Demokratik laiklik.
Sadece seçime de endeksli olmayan, seçim sonrasını da içeren siyasi aksı ortaya çıkarıyor bunlar. Çünkü, ötekine tahammülsüzlüğü, komşuya yönelik saldırganlığı, ırkçılığı kışkırtan alt akıntı aslında neoliberal politikalar. Solun duruşu ve pusulası belli.
Bugün CHP'nin seçim stratejisi tamamıyla mutaassıp, muhafazakar. Oysa soldan, emekten, sosyal kamusal alandan yana, bir arada yaşamayı savunmaktan yana bir stratejisi olmalı solun.
Bunu savunan başkaca sosyalist partiler de var. Onlarla işbirliği olanakları ne?
Önümüzdeki süreçte görüşmeler sürecek. Solun olmazsa olmaz temel değerleri ekseninde, mağdurların siyasetini hep birlikte örgütleyelim diyoruz.
Bunun için kendisiyle yüzleşen bir sola ihtiyacımız var. Bu da örgütsel politik yenilenme sağlanmadan olmayacak.
Demokratikleşmenin motor gücü soldur. AKP-CHP saflaşmasında, aslında çift yumurta ikizleri olduğunu görüyoruz. Susurluk, Şemdinli raporlarının bir türlü Meclis'e inmemesi, bu raporları Genel Kurul'a getirmemeleri yüzünden. Bu nedenle, onlara "Hayatta ne işe yararsınız" diye soranlara, "burada siyasi irade var" diyoruz.
Bu arada, Latin Amerika'daki arkadaşlarımıza da bir işaret fişeği göndermeliyiz. ABD'nin çok cephede bölünmesi gerek ki, küresel hegemonyasını sarsalım. Chavez'e, Morales, Marcos'a el uzatmamız gerekiyor.
Nasıl gerçekleşecek bu el uzatma?
Siyaseti toplumsallaştırarak. Solu adres göstererek. Toplumun beklentilerine cevap verecek bir siyaset inşa ederek.
Irkçılığa, milliyetçiliğe karşı bir odak oluşturmak gerekiyor. Bu ırkçılığın toplumsal dayanakları var. Bunlara karşı sorumluluk almak, ideolojik, siyasi mücadele yürütmek gerekiyor.
Hamasi milliyetçilik de bir uyuşturucudur. Birleşmiş Milletler gelişmişlik endeksinde 99. sıradayken, "en büyük biziz" demek palavra.
Solun temel değerleri üzerine pozitif enerji çıkarmamız gerek. Masa başı, hafta sonu solculuğunu bırakıp gerçekten sine-i millete dönmeyi planlıyoruz.
Bunun pratikte karşılığı ne?
Seçim kampanyasının ana ekseni "bir arada yaşamı savunalım kampanyası". Bütün mağdurların, insanca bir arada yaşamak, her türlü ayrımcılığa karşı bir arada yaşamak için bir arada siyaset yapması kampanyanın merkezinde.
AKP'nin zaten bir sosyal politikası yok. İşsizliğe, yoksulluğa, gelir dağılımının bozukluğuna çare üretmiyor; sorun çözülemiyor.
Bunun için solun içe kapanmayıp açılması, bütün mağdurlarla buluşması gerekiyor. Bu buluşma potansiyeli var. Neoliberal hegemonya yaratarak toplumun dokusuyla oynadılar ve faturası çok ağır oldu. Mağdur olanların siyasete katılmasını sağlamak önemli.
Küresel ısınma kongrenin sonuç bildirgesinde
ÖDP'nin "5. Olağan Kongre Sonuç Bildirgesi"nde kabul edilen önergeler arasında milliyetçiliğe ve militarizme karşı mücadele, işçi sınıfı için örgütsel inşa başlıklarının yanında, kadına yönelik şiddet, su, enerji, kent, sağlık konuları da yer aldı.
Bildirge, şovenizm karşıtı bir tutumun geliştirilmesi, yaygınlaştırılması için mücadelenin önemli olduğunu, kapitalist küreselleşmenin yarattığı tahribata karşı mücadelenin acil olduğunu aynı anda söylüyor.
Kongrede kabul edilen önergelerin başlıklarıysa şöyle:
* İşçi sınıf için örgütsel inşa
* Sağlık alanında acil ve toplumsal siyasal görev
* Yaşamı savunalım
* Kültürel değerlerimizi koruyalım
* Kentsel dönüşüm kentsel bölüşümün yeni aracıdır
* Barış mücadelesi doğal çevrede enerji üretimi
* Su ve su yönetimi
* Küresel ısınmaya karşı aktif mücadele
* Küreselleşmenin yarattığı olumsuz sonuçlara karşı mücadele
* Yoksun kampanyası
* Milliyetçiliğe ve militarizme karşı mücadele
* Kadına yönelik şiddete karşı mücadele
* F tipi cezaevi sorunlarına karşı mücadele (TK)