Uluslararası ilişkiler uzmanları, El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in öldürülmesinin örgüt yapısına darbe vurmayacağını düşünüyor. Bunun nedeni olarak da, örgütün zaten merkezi bir yapılanma olmamasını gösteriyorlar. Ayrıca örgütte ve bağlantılı olduğu diğer radikal İslami gruplardaki liderlerin de en az Bin Ladin kadar eylemlerde belirleyici olduğu ve intikam operasyonlarının gelebileceği öne sürülüyor.
Bin Ladin El Kaide'yi 1988'de kurmuştu. Sovyet işgalinin ardından El Kaide'nin amacı Afganistan dışına da yayılmak olduğundan, dünyadaki diğer radikal İslami gruplarla da bağlantı kurdular.
New Hampshire Üniversitesi'nden John Pike'ın yönettiği GlobalSecurity isimli internet sitesindeki bilgilere göre, El Kaide, Şubat 1998'de, "Yahudilere ve Hıristiyanlara Karşı Cihat için Dünya İslami Cephesi" başlıklı bir bildiri yayınladı. Bildiride, sivil ya da asker ABD vatandaşlarını öldürmenin, bütün Müslümanların görevi olduğu ifadesi yer alıyordu.
El Kaide'nin, Haziran 2001'de Eymen El Zevahiri'nin Mısırlı İslami Cihat örgütüyle birleştiği tahmin ediliyor. 11 Eylül 2001'de ABD'nin New York kentindeki İkiz Kuleler'e düzenlenen saldırının ardından örgüt tüm dünyaca tanındı.
"Şeytanın yardımcılarını da öldürün"
ABD, saldırının ardından Afganistan'daki El Kaide üslerini ve Taliban'ı yok etme gerekçesiyle ülkeyi işgal etti. İşgalin ardından, Afganistan'daki köktendinciler El Kaide'nin çatısı altına girdi. Örgüt, radikal İslamcılar için bir "üs" oldu.
New York Times gazetesi muhabirleri, "Cihadın Amaçları" başlıklı bir bildiri buldu. Amaçlar arasında, "Allah yolunda şehit olmak", "Dünyaya İslamı yaymak" ve "İslami safları günahkar unsurlardan arındırmak" sıralanıyordu.
1998'de tekrar bir bildiri yayınlayan El Kaide liderleri, Müslümanlara, ABD'lileri siviller de dahil öldürme çağrısı yaptı. Bildiride, ABD'lilerle ittifak yapan "şeytanın yardımcılarının" öldürülmesi emrediliyordu.
Eski CIA Başkanı George J. Tenet, Zevahiri'nin örgütünün El Kaide'yle çok yakın bağlantıda olduğunu açıklarken, El Kaide'nin diğer radikal İslami örgütlerle yakın bağlantıda olduğunu açıklamıştı.
El Kaide, tek bir merkezden yönetilen diğer örgütlerin aksine, farklı örgütlerin bağlantılı olarak birlikte çalıştığı bir yapıya sahip. Bir süredir üs olarak Yemen'i kullanan örgüt, Kuzey Afrika, Avrupa, Pakistan, Lübnan ve Afganistan'daki diğer radikal İslami gruplarla ittifak içinde.
Dolayısıyla, ABD Başkanı Barack Obama'nın açıklamasının aksine, Usame Bin Ladin'in ölümü, El Kaide'nin yapısına büyük bir darbe olmadı. El Kaide; Mısır, Libya, Ürdün, Hindistan, Lübnan, Filipinler, Somali, Özbekistan, Yemen, Irak, Uganda ve birçok başka ülkede örgütlü durumda.
"Örgüte herkes katılabilir"
BBC'den Ahmet Reşit'e göre, Batı başkentleri şimdi Bin Ladin'in öldürülmesinin ardından gelebilecek misillemelere hazırlanıyor. Reşit, binlerce cihat yanlısının intikam almak isteyeceğini yazdı.
"El Kaide uzun yıllardır bayilik usulüyle işliyor" diyen Reşit, örgütün özellikle son üç yılda merkezi-hiyerarşik yapılanmadan çıkarak çok daha şekilsiz ve gevşek bir yapılanmaya evrildiğini söyledi.
Reşit'in yazısından satırbaşları şöyle:
Herkes bir yere bomba koyarak örgüte katılabilir. Neredeyse herkes Pakistan ve Afganistan'a gidip El Kaide'nin kilit müttefikleri Pakistan Talibanı ya da Cellalettin Hakkani önderliğindeki Afgan gruptan eğitim alabiliyor.
Pakistan'ın çeşitli kentlerinde gerçekleştirilen saldırıları yöneten Leşker-i Tayyibe, geçmişte Keşmir'de savaşmış ve şimdi El Kaide'ye yardımcı olan bir örgüt. Dolayısıyla, tehdit ortadan kalkmış değil.
11 Eylül öncesinde, saldırıları düzenleyen Hamburg birimi hariç, Avrupa'da bilinen El Kaide hücresi yoktu. Ancak bugün her Avrupa ülkesinde konuşlanmış bir El Kaide hücresi mevcut.
Avrupa pasaportu taşıyan yüzlerce Müslüman eğitim için Pakistan'ın aşiretlerin kontrolü altındaki bölgelerine gittikten sonra Avrupa'ya geri döndü. ABD, Almanya, İngiltere, İskandinavya, Fransa, İspanya, Atnavutluk ve İtalya'da El Kaide hücreleri var. Afganistan, Pakistan ve Hindistan ise daha organize saldırı tehlikesiyle karşı karşıya.
"Örgüt yapısını ABD kurmuştu!"
El Kuds el Arabi gazetesinin genel yayın yönetmeni Abdülbari Atwan da Guardian gazetesine yazdığı makalede, Usame Bin Ladin'in ölümü sonrası, El Kaide örgütünün nasıl şekillenebileceğini şöyle anlattı:
El Kaide yapılanması öyle bir evrim geçirdi ki, bin Ladin'in ölümü örgütü derinden etkilemeyebilir. Bin Ladin ve yardımcısı Eymen el Zevahiri'nin başında olduğu piramidin yerini, örgütle bağlantılı, başlarında birer emirin bulunduğu gruplardan oluşan bir ağ yapılanması aldı.
Görev ve yetkiler de büyük ölçüde aşağı kademelere doğru yayılmış durumda. Böylece herhangi bir liderin yakalanması ya da öldürülmesi durumunda gruba yönelik darbenin asgaride tutulması hedefleniyordu. İşin ilginç yanı, bu yapılanmanın faydaları ABD ordusu tarafından Afgan ve Arap mücahitlere Sovyet işgali sırasında öğretilmişti.
Zevahiri, Bin Ladin'den daha militan. Örgütün; hayatlarının büyük bölümünü firarda ve cihat savaşçısı olarak geçirmiş, aralarında Bin Ladin'in oğlu Saad'ın da bulunduğu, bazıları Batı'da yetişmiş, yeni bir lider kadrosu var. Bin Ladin sonrası El Kaide daha radikal olabilir. (AS)