Bin Kişi Bir Arada Yaşamak İçin Zincir Oldu
Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) başlattığı "Özgür, Eşit, Demokratik bir Türkiye'de Bir Arada Yaşamı Savunma" seferberliği kapsamında düzenlenen eylem, saat 20:00'de başladı. Eyleme birçok sivil toplum örgütünden, aydınlardan ve halktan destek vardı.
"Ya sev ya terk et"çilere inat
Türkiye'nin sorunlarının ancak daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlükle çözülebileceğine inandıklarını ifade eden kampanya katılımcıları, "Biz Türk-Kürt ya da laik-dindar gerilimi yoluyla yurttaşlarımızın birlikte yaşama duygusu zayıflamasın istiyoruz. Doğduğumuz topraklarda barış, hoşgörü, karşılıklı anlayış içerisinde birlikte yaşamayı arzuluyoruz" diyorlar.
"'Ya sev ya terk et' diyerek adliye koridorlarında ve sokaklarda yüzümüze haykıran ırkçı/milliyetçilere, başörtüsüyle okumak isteyenlere 'Suudi Arabistan'a gidin' diyen siyasetçi eskilerine, 'Sabrımız taşıyor, Kürtler Kuzey Irak'a gitsin' diyen ulusalcılara karşı" bir arada özgür ve eşit bir yaşamı savunduklarını ifade ediyorlar.
"Milliyetçiliğe, ayrımcılığa karşı" miting Kadıköy'de
Kampanya kapsamında 25 Haziran Cumartesi günü de İstanbul Kadıköy'de "Bir Arada Yaşamı Savunalım Mitingi" düzenleniyor. ÖDP, bunun bir parti etkinliği olmadığının özellikle altını çiziyor:
"Kampanya ancak tüm 'demokratik kamuoyunun' sendikaların, meslek kuruluşlarının, yurttaş inisiyatiflerinin, aydınların, sanatçıların, tek tek bireylerin katılımını sağlayabilirse amacına ulaşır; toplumu parçalayan milliyetçilik, ayrımcılık hak ettiği cevabı alır. Herkesin desteğine, katkısına, el ve omuz vermesine ihtiyacımız var."
Kürt sorununda barıştan, hoşgörüden yana bir seçenek
"Kürt sorununda milliyetçi şiddete başvurulması, linç kültürünün yaygınlaşması karşısında" barıştan, hoşgörüden yana bir seçenek oluşturmak için harekete geçtiklerini dile getiren ÖDP teşkilatı, İzmir Kemalpaşa'da yaşananları hatırlatarak, bu örneklerin yaygınlaşmasından, ortak yaşam pratiğinin zedelenmesinden kaygı duyduklarını belirtti.
"Devletin artık bu sorunu bir asayiş sorunu olarak görmekten vazgeçmesini, Başbakan'ın 'hepiniz eşit haklara sahip yurttaşlarsınız ' sözlerine sahip çıkmasını, hükümetin bir 'sıfır nokta' ilan ederek herkesin demokratik, toplumsal yaşama katılmasının önünü açmasını, artık kimsenin bombadan, kurşundan, şiddetten, silahlı eylemden medet ummamasını istiyoruz" dediler.
"Özgürlükçü laiklik"
Kampanya katılımcıları, "özgürlükçü bir laiklik anlayışını" savunuyor.
"Her insanın inanma ya da inanmama özgürlüğünü, devletin tüm din,inanç ve mezheplere eşit mesafede durmasını, kamu kaynaklarıyla, bizlerin vergileriyle hiçbir mezhebe teşvikte bulunmamasını, devlet işleriyle din işlerinin birbirinden ayrı tutulmasını, herkesin bir diğerinin yaşam tarzına, kılık kıyafet tercihine saygı göstermesini savunuyoruz."
Kampanyanın altını çizdiği bir diğer nokta da, bu amaçları gerçekleştirmek için daha sivil, daha özgürlükçü yeni bir Anayasa'ya olan ihtiyaç.
"Terörle Mücadele Yasası gibi baskı yasalarıyla değil, seçim barajlarının kalkmasıyla, temsilde adaletin sağlanmasıyla bu ülkenin önünün açılacağına" inandıklarını ifade ediyorlar. (AGS/TK)