Tasarının ikinci bölümünde "Sorumluluklar, Yükümlülükler ve Denetim" başlığı altında yer alan 3'üncü maddeye göre; "kişilerin ifade ve bilgiye erişim özgürlüğü esastır. Bu özgürlükler ancak kanunlarda belirtilen hallerde sınırlandırılabilir." Tasarı "İfade ve bilgiye erişim özgürlüğü" hakkındaki düzenlemeyle bu kanunun omurgasını "ifade özgürlüğü"ne dayandırmıştır. Sınırlandırma eğer "yasa" ile yapılmazsa; tüm müdahaleler bu kanuna aykırı sayılacaktır.
Kişilerin bilgiye erişim özgürlüğünün esas olduğu gerekçede belirtilmiştir. Bir başka deyişle; ifade özgürlüğü denilince sadece düşündüğünü açıklamak veya yazmak gibi bir eylemin anlaşılması dışında; aynı zamanda "bilgiye erişim" de ifade özgürlüğüdür. Yani ifade özgürlüğü denilince anlaşılması gereken bilgiye erişim özgürlüğünü de bu Tasarı "yasal" korunma altına almaktadır.
Tasarının madde gerekçesinde, ifade özgürlüğü; demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı ilkelerinin temel öğesi olarak gösterilmiştir. Bu özgürlüğün kullanılması güvence altına alınmalıdır ve devletler bu özgürlüğe karşı yapılacak müdahalelere karşı gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Gerekçeye göre; Anayasanın 25'inci maddesinde ifadesini bulan düşünce ve kanaat hürriyeti ile 26 ncı maddesinde belirtilen düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti bilişim ağı hizmetlerini de kapsamaktadır.
O halde bilişim ağı hizmetleri bu "serbestlikten", yani ifade özgürlüğünden yararlanacaktır. Gerekçe; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10'uncu maddesinin birinci fıkrasında öngörülen ifade özgürlüğüne atıf yapmaktadır.
Yani, "bilgi toplumu hizmetlerinin sağlanmasına yönelik düzenlemelerin ve söz konusu eylemlerin özgürce yapılmasını garanti altına alacak" olan bu özgürlükler, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesinin ikinci fıkrasında da belirtildiği üzere, ancak kanunla sınırlanabilecektir.
Tasarının 3 üncü maddesinde yer alan "ifade ve bilgiye erişim özgürlüğü" düzenlemesinde benimsenen yöntem şudur: "Bilişim ağı üzerinden verilen hizmetlerin, yasaklayıcı uygulamalar yerine, kendi kendini denetim yöntemleri ile düzenlemenin yapılması ve sürdürülmesi" daha uygundur.
Bu durumda "Serbestlik ilkesi" Tasarının 4 üncü maddesinde şöyle düzenlenmiştir: "Bilişim ağı hizmetlerine ilişkin faaliyetler serbesttir. Bu faaliyetlere başlama, yürütme ve sona erdirme, izne, bildirime veya başka bir koşula bağlı değildir."
Bu durumda, bilişim hizmetlerinde "yasaklar" yerine, "serbestlik" ve kendi kendine denetim tercih edilmiştir. Madde gerekçesine göre; tüm dünyada genel bir kural olarak, bilişim ağı hizmetlerine ilişkin faaliyetler serbesttir.
"Bu faaliyetlere başlama, yürütme ve sona erdirme; izne, bildirime veya başka bir koşula bağlı tutulmamıştır. Avrupa Birliğinin 2000/31 sayılı e-ticaret direktifinin 4 üncü maddesiyle üye ülkeler, bilgi toplumu hizmeti verilmesinin herhangi bir izne tabi tutulmaması için gerekli önlemleri almaya davet edilmektedir. Örneğin, Alman Telehizmetler Kanununun 4 üncü maddesine göre, telehizmetler herhangi bir lisansa veya sicile tâbi değildir."
Tasarıdaki tanımlara göre; İçerik sağlayıcı; bilişim ağı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişi demektir. Yer sağlayıcı ise; hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. Erişim sağlayıcı denilince de; kullanıcılarına bilişim ağına erişim olanağı sağlayan her türlü gerçek veya tüzel kişileri anlamamız gerekiyor.
İçerik sağlayıcı; bilişim ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur. Tasarının 5 inci maddesine göre; içerik sağlayıcı, bağlantı sağladığı, başkalarına ait içeriklerden sorumlu değildir. Ancak, kendilerine ait olan içeriğin sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise, genel hükümlere göre sorumlu tutulacaktır.
Yer sağlayıcı, Tasarının 8 inci maddesine göre; yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Ancak, eğer yargı kararı ile kendisine bildirimde bulunulursa ya da yer sağladığı içeriği engelleme yeteneği varsa, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği engellemek zorundadır. Aksine davranıştan sorumlu tutulabilir.
Erişim sağlayıcı, Tasarının 11 inci maddesine göre; herhangi bir kullanıcısının yayınladığı hukuka aykırı içerikten, kanuna uygun olarak haberdar edilmesi hâlinde ve bu hukuka aykırı içeriği engelleme yeteneği bulunması durumunda; bu içeriği İnternet yayınından çıkarmak ve erişimi engellemekle yükümlüdür. Ayrıca sağladığı hizmetlere ilişkin trafik bilgilerini bir yıldan az ve beş yıldan fazla olmamak üzere belirlenecek süre kadar saklayacak ve bu bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğünü de sağlayacaktır. Erişim sağlayıcı eğer faaliyetine son verecekse üç ay önce durumu Telekomünikasyon Kurumuna, içerik sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmekle görevlidir. Erişim Sağlayıcılar, kendileri tarafından nakledilen bilgileri kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin var olup olmadığı konusunda araştırma yapmak zorunda değillerdir. Hazırlanacak olan yönetmelikte belirtilen gerekli bilgiler hariç olmak üzere, erişim sağlayıcı; içerik sağlayıcılarından ve müşterilerinden bilgi talep edemez. Bu bilgileri kişinin rızasına aykırı olarak elde edemez. İletişimine aracılık ettiği içeriklerin bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamanın sorumluluğunda erişim sağlayıcıya aittir. Verdiği hizmeti kullananlara ilişkin bilgileri, başkalarının elde etmesini engellemek zorundadır. Bu bilgileri hizmeti kullananların onayı olmaksızın üçüncü kişilere iletemez ve başka amaçlarla kullanamaz. Ancak; Adlî veya idarî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin hükümler saklıdır. (Tasarı - Madde 13)
Hizmet Sağlayıcı, Tasarının 12 inci maddesine göre; hizmet sağladığı kişi ve kurumlara ilişkin kimlik bilgilerini tutmakla ve sağladığı hizmetlere ilişkin işlem bilgilerini bir yıldan az ve beş yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğünü sağlamakla yükümlü tutulmaktadır. (Fİ/BA)