104'ü tutuklu, 151 şüphelinin yargılandığı KCK Türkiye Meclisi davasının 15. duruşması Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Mahkeme, sanıkların savunmalarını Kürtçe yapmalarına yine izin vermedi. Mahkeme Başkanıı Menderes Yılmaz tutanağa sanıkların sorgularını "Kürtçe olduğu düşünülen" bir dilde vermek istediklerini geçirdi. Önceki duruşmada söylediği "bilinmeyen bir dil" sözünün de dilin bilinmemesiyle değil kendilerinin dili bilmemesiyle ilgili olduğunu açıkladı.
*Haberin fotoğrafları için tıklayınız
Öğle arası soğukta
Duruşma sanık ve avukat yoklamasıyla başladı. Avukatlar sanıkların öğle arasında soğuk nezarethanede bekletildiklerini bildirerek elektrikli ısıtıcı ya da sanıkların mahkeme salonunda bekletilmelerini talep etti.
Mahkeme, savcılığa konuyla ilgili yazışmaları yenileyeceklerini belirtti, sanıkların öğle arasında mahkeme salonunda bekletilmelerine karar verdi.
Mahkeme Başkanı Yılmaz sorgulara geçilirken önceki kararlarını değiştirmeyeceklerini, "Kürtçe olduğu düşünülen bir dilde savunma"ya izin verilmeyeceğini ve bu çerçevede sorgu alacaklarını söyledi.
Sanıklar önceki duruşmalardaki gibi sorgularını Kürtçe vermeye başladılar. Yargıç ise, "Kürtçe olduğu düşünülen bir dilde" yapılan sorgunun bu şekilde devam edemeyeceğini söyledi.
Kürtçe konuşanın söz kesiliyor
Avukat Selçuk Kozağaçlı, tüm sanık avukatları adına söz alarak, sorgu aşaması tamamlanmadan mahkemenin yargılamaya devam edemeyeceğini, sorgunun sanığın kendini anlatması demek olduğunu, bu şartlar altında mahkemenin anadilinde savunmaya yardımcı olması gerektiğini, aksi taktirde ağır bir hak ihlali yaşanacağını söyledi.
Kozağaçlı, sorgusunu Kürtçe vermeyen her sanıktan sonra avukatlara dönülerek herhangi bir diyeceği olup olmadığının sorulmaması gerektiğini, tüm avukatların bu konuda aynı görüşte olduğunu belirtti.
Mahkeme kararında ısrar etti. Başkan Yılmaz sırayla sanıklardan savunmaları istedi, sanıklar Kürtçe konuşamaya başladığında sözü kesip sonraki sanığa geçti. Duruşma bu şekilde sürüyor.
Türk KCK davasını ve AKP'yi eleştirdi
Duruşma sürerken Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda 7-8 bin kişiyle başlayan miting on binlerce kişinin katıldığı bir yürüyüşe dönüştü. BDP milletvekillerinin yer aldığı mitingde Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş ile Demokratik Toplum Kongresi eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk halkı selamladılar. Türk Kürtçe yaptığı konuşmada Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) politikalarını ve KCK davasını eleştirerdi, demokratik özerkliğe vurgu yaptı.
Mitingde konuşan yazar Temel Demirer, da Kürtlerin kendi dillerinde diledikleri gibi yaşama hakkını savunmak için Diyarbakır'da olduğunu söyledi.
"Kürtler Kürtçe konuşur bu insan olmanın bir hakkıdır. Kürtler bugüne kadar edindikleri bütün hakları mücadele ederek kazandılar ve bundan sonra da mücadeleye devam edecekler. Kazandıkları tüm hakları analarının sütü gibi helaldir. Kürtlere beslediğim hayranlık duygularımı ifade etmek istiyorum. Yaşasın Kürtler ve özgür Kürdistan. "
Alman Sol Parti milletvekili Andrej Hunko da halkı selamladı. Milletvekillerinin duruşma salonuna dönmesinden sonra dağılmayan kalabalığı dağıtmak için polis biber gazı kullandı.
Duruşmayı izleyenler
Davayı izleyenler arasında İstanbul Barosu başkanı Ümit Kocasakal, eski Baro başkanlarından Turgut Kazan, Mersin Barosu başkanı Hulki Özel, Radikal yazarı Dilek Kurban, Eğitim-Sen başkanı Zübeyde Kılıç, Tüm-Bel-Sen genel başkanı Vicdan Baykara, yazarlar Temel Demirer ve Sibel Özbudun, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekilleri, gazeteci Ertuğrul Kürkçü, Uluslararası PEN yetkilisi Eugene Schoulgin, Düşünce Suçuna Karşı Girişim sözcsü Şanar Yurdatapan, Emek Partisi'nden avukat Kamil Tekin Sürek, Özgürlük ve Dayanışma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sema Solaklı, İnsan Hakları Derneği genel başkanlarından Hüsnü Öndül, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ilk genel başkanı Yavuz Önen ve Barış Meclisi temsilcileri de bulunuyor.
Cumhuryet Halk Partisi de ilk kez KCK yargılamalarını Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un katılımıyla izliyor. (EÖ)