Konferansa Türkiye'den de Diyarbakır Kadın Merkezi (Ka-Mer) temsilcileri, Aile ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Gürdal Akşit, Meclis İnsan Hakları Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış ve diğer bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri katılıyor.
Sosyal demokrat hükümet, İsveç Sol Parti (Vanster Partiet) ve Çevre Partisi'nin ortaklaşa düzenlediği konferansta, kadına yönelik şiddete karsı ortak mücadele yolları ve metodları iki gün boyunca tartışılacak.
Konferansın amacı "kadına yönelik şiddet" in nedenleri ve çözümlerini aramak, özellikle Türkiye ve Ortadoğu'daki ülkelerde dini ve geleneksel gerekçelerle işlenen cinayetlere ve şiddete karşı ortak bir mücadele programı oluşturmak.
Konferans, İsveç Entegrasyon ve Eşitlik Bakanı Jens Orback, Sol Parti milletvekili Ulla Hofman ve Çevre Partisi sözcüsü Lotta Nilsson´un konuşmaları ile başladı.
Ka-Mer Başkanı Nebahat Akkoç ile Ka-Mer Batman proje sorumlusu Fatma Sevim´in de konferans çerçevesinde oluşturulan çözüm önerilerinin tartışıldığı grup çalışmalarına katılmak üzere Stockholm'de.
Ataerkil düzen, İslami yaşam, gelenekler
Konferansın ilk gününde Pakistan, Afganistan, Ürdün'den siyasetçi ve akademisyenler kendi ülkelerindeki deneyimleri aktararak kadına yönelik şiddetin İslami yaşayış tarzı ve geleneklerle olan bağından söz ettiler.
Türkiye'den gelen konuşmacılar ataerkil düzenin şiddet olgusunu doğurduğunu vurguladı; Avrupa ülkeleri temsilcileri ise şiddetin temel olarak bütün toplumlarda varolduğunu ve şiddeti yaratmak isteyenlerin kendilerine dini, ekonomik ya da gelenekleri gerekçe gösterdiklerini belirttiler.
Konferansı izleyen sivil toplum örgütleri ise şiddeti durduracak kesin çözüm projeleri istediklerini ve özellikle bütün dünyada erkeklerin şiddetine maruz kalan kadınlara sığınma hakkı tanınmasını ve Birleşmiş Milletler'in daha etkin olması gerektiğini söylediler.
Ka-Mer adina konferansi izleyen Nebahat Akkoç ise konferansı anlamlı bulduğunu ama "kadına yönelik şiddet"i yok etmenin ancak kesin projeleri hayata geçirmekle mümkün olduğunu söyledi.
Akkoç, hükümetlerin sivil kuruluşlara ve belediyelere daha ciddi bütçe ayırması gerektiğini söyledi.
Ürdün den gelen gazeteci Rana Husseini, İnsan Hakları İzleme Komitesi Kadın Hakları bölümü temsilcisi La Shawn R. Jefferson, Toronto üniversitesinde cins ayrımcılığı ve kadın hakları alanında çalışan Shahrzad Mocab, yaptıkları konuşmalarda kadına yönelik şiddeti durdurmanın en önemli yolunun eğitim, hayatın her alanında kadına yönelik şiddeti tespit, tartışma ve çözüm grupları oluşturmak ve bütün siyasi partilerin her ülkede bu konuya daha kapsamlı bütçeler ayırmasından geçtiğini vurguladılar.
Görünen buzdağının ucu
Konferans çerçevesinde sunulan çalışmalar arasında, "suçluluğu önleme kurulu"nun raporu dikkat çekti.
Raporda, Avrupa ülkelerinde bile şiddete maruz kalan kadınların ancak yüzde 20'sinin polise başvurduğunu; kayda geçenlerin çok üstünde vaka olduğu belirtiliyor.
Rapora göre, özellikle İsveç'te her yıl 10 binden fazla kadın şiddete maruz kaldığını söyleyerek polise başvuruyor. Tecavüz vakalarının da geçtiğimiz yıla göre arttığı vurgulanıyor.
İsveç hükümeti 2003 yılından bu yana kadına yönelik şiddetle mücadele için il yönetimleri bazında bütçe ayırıyor. 2007 yılına kadar toplam yaklaşık 35 milyon kron sadece il yönetimlerinde geliştirilecek projelere ayrılacak.
Konferans yarın Adalet Bakanı Laila Freivalds'in kapanış konuşması ile sona erecek.(SN/EÜ)