Marie ve kız kardeşi Bronya Varşova Üniversitesi'nde kadınların okuması yasak olduğundan okumak için başka bir çare ararlar. O dönemde Polonya'nın özgürlüğü için bilinçli yurttaşlar yetiştirmeyi amaçlayan bir grup, Seyyar Üniversite denilen bir oluşum örgütlemektedir. İki kardeş, Rus görevlilere yakalanmamak için sürekli yeri değiştirilen bu üniversitenin derslerine katılırlar.
Her ikisi de Seyyar Üniversite'den çok şey öğrenmekle birlikte gerçek bir üniversiteye gitmeleri gerektiğinin farkındadır. Öncelik Bronya'nındır. Bronya Paris'e tıp okumaya gider ve Marie Varşova'da kalarak mürebbiyelik yapar, böylece Bronya'nın okul masrafları karşılanır. Marie, mürebbiye olarak çalıştığı dönemde, boş zamanlarında şeker üretiminde çalışan köylülerin çocuklarına okuma yazma öğretir.
Üniversite yılları ve Pierre Curie
Marie, 1891 yılının sonbaharında Paris'e gelerek Sorbonne'da öğrenime başladı. 1893 yılında fizik dalında lisansüstü çalışmasını sınıf birincisi olarak ve 1894 yılında ise matematik dalında sınıf ikinci olarak tamamladı.
1894'de kendisi gibi fizik alanında çalışmalar yürüten parlak bir bilim adamı olan Pierre Curie ile tanıştı. Her ikisi de kendilerini işlerine adamış insanlardı. Pierre Curie'nin en çok korktuğu bir ilişkinin kendisini bilimsel çalışmadan alıkoymasıydı. Ancak Marie de en az kendisi kadar işkolikti. Temmuz 1895'de evlendiler.
Barakada bilim
Curieler baraka olarak nitelendirdikleri bir yerde çalışmalarını sürdürüyorlardı. Deneyler için gerekli olan malzemeleri bulmaları bile söz konusu değildi. Kimyasal işlemler sırasında çıkan zehirli gazları çekecek bir havalandırma sistemleri olmadığından bu tür işlemleri dışarıda yapmaları gerekiyordu. Yazın laboratuar sıcaktan pişer, kışın ise yağan yağmur içeri akardı. Ama Curie bu barakada geçirdiği yılları yaşamının en güzel ve en mutlu zamanları olarak nitelendirir.
Radyoaktivite
1898 yılında Marie ilk defa 'radyoaktivite' kelimesini bir makalesinde kullandı.
Bir dönem oldukça ağır maddi sıkıntılar geçiren çift, bilimsel buluşlarını kişisel çıkarlar sağlamak uğuruna kullanmamaya karar verdiler ve geliştirdikleri yöntemler için patent almadılar. Curie çifti tüm ilgilenenlere istedikleri bilgileri sundu.
İki Alman bilim insanının radyoaktif maddelerin canlı dokularda tahribat yaptığını açıklaması üzerine Pierre Curie kolunu isteyerek birkaç saat radyuma maruz bıraktı. Oluşan yanık birkaç ayda iyileşti. Buradan hareketle Pierre radyoterapi yöntemini geliştirdi.
Bu arada art arda gelen başarılar sonucu Curie çiftinin şöhreti arttı. 1903'de Marie doktora derecesi alan ilk Fransız kadın oldu.
1903 yılında Henri Becquerel ve Pierre Curie ile birlikte radyoaktivite konusundaki çalışmaları nedeniyle Nobel fizik ödülüne layık görüldü.
Tüm bu bilimsel çalışmalar, deneyler ödüller arasında çiftin biri İrene biri Eve adlı iki kızları olmuştu.
1906'da bir kaza sonucu eşini kaybeden Curie'ye Sorbonne Üniversitesi eşinin akademik unvanını vermeyi teklif etti, böylece Marie Curie ders vermeye başlayacaktı. Uzun süre tereddüt ettikten sonra bu teklifi kabul etti. Böylece Sorbonne'un ilk kadın öğretim üyesi oldu.
İşbirliği okulu
Bu arada büyük kızı Irene'yi kendi eğitim öğretim anlayışına uygun bir okula kaydetmek istiyordu, ancak böyle bir okul bulamayınca etrafındaki arkadaşlarıyla birlikte herkesin uzmanlık alanında ders vereceği bir tür işbirliği okulu oluşturdular.
1911 yılında meslektaşı Paul Langevinle birlikte olduğuna ilişkin basında çıkan haberler Curie'yi çok hırpaladı. 'Laboratuardaki Aşkın Öyküsü' şeklinde atılan başlıklar ırkçı saldırılara dönüştü, yabancı kökenli oluşu, Yahudi olduğuna dair iddialar ortaya atılmaya başlandı. Hatta kimileri bu ilişkinin Pierre hayattayken varolduğunu bile ileri sürüyordu. Tüm bu olaylar Curie'yi üzmüş ve eşinin ölümünden sonra yaşadığı ilk ve tek duygusal ilişkiyi bitirmesine neden olmuştu.
Marie Curie büyük üzüntüleri ve mutlulukları bir arada yaşadığı 1911 yılında kimya dalında Nobel ödülü alarak iki Nobel ödülü alan ilk bilim insanı oldu.
Savaş yılları
I. Dünya Savaşı yıllarında Marie röntgenin yaralıları tedavi etmede çok yararlı olacağını düşünerek çalışmalara başladı. Kızılhaç Radyoloji Bölümü Müdürü oldu ve seyyar birimler oluşturmak için zenginlerden arabalarını bağışlamalarını istedi. Bu arabalar ambulansa dönüştürüldü. Bu arada kendisi de araba kullanmayı ve otomobil mekaniğini öğrendi.
Yanına kızı İrene'yi de alan Curie, bir sene boyunca kızına aletleri kullanmasını öğretti, bu arada da teknisyen olmadan röntgenin hiçbir işe yaramadığını anlayıp altışar haftalık teknisyenlik kursları organize etti ve böylece Fransa kısa sürede 150 radyoloji teknisyenine sahip oldu.
Marie Curie radyumun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini hiçbir zaman kabul etmek istemedi. En yakınındaki meslektaşlarının radyumun neden olduğu hastalıklardan hayatını kaybetmesi de bunu kabullenmesine yetmemişti. Uzun süreler radyuma maruz kaldığından çoğunlukla yorgunluk hissinden şikayet ediyordu. Bugün artık radyumun etkilerinin neden olduğu bilinen aplastik kansızlık nedeniyle 4 temmuz 1934'de hayatını kaybetti.
Marie Curie'nin mezarı 1995 yılında Fransa'nın ulusal anıt mezarı Pantheon'a taşındı, böylelikle Curie başarılarından dolayı bu 'şerefe' layık görülen ilk kadın oldu.
Kaynak: Marie Curie, Radyoaktivitenin Keşfi; Naomi Pasachoff, Tübitak Yayınları